FETÖ-Siyaset ilişkisi nasıl ele alınmalı?

FETÖ-Siyaset ilişkisi nasıl ele alınmalı?

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, FETÖ ve FETÖ’nün siyasi ayak tartışmaları, Türkiye’nin sahada ve masadaki güçlü devlet pozisyonu ve koronavirüs salgınına ilişkin BBN Haber’e değerlendirmelerde bulundu. Akış, FETÖ-siyaset ilişkisinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizdi

TÜRKİYE İSLAM DÜNYASININ HAMİSİDİR

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve 24.Dönem Konya Milletvekili Mustafa Akış, BBN Haber’e değerlendirmelerde bulundu. FETÖ başta olmak üzere, koronavirüs ve Türkiye’nin dış politikasına ilişkin BBN Medya Genel Yayın Yönetmeni Uğur Özteke ve Genel Direktör Volkan Çakır’a açıklamalar yapan Akış, “Türkiye yaşadığı tüm zorlukların üstesinden gelerek, İslam Coğrafyasının hamisi olarak yoluna kararlılıkla devam edecek” dedi.

Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin yegane gayesinin “Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak” olduğunun altını çizen Akış, “Türkiye artık sahada ve masada güçlü bir ülke haline gelmiştir. Bunu son olarak İdlib meselesinde net bir şekilde gördük ve gösterdik. Rusya'da masaya oturabilme gücü kahraman askerimizin ve silahlı kuvvetlerimizin İdlib'de verdiği mücadele sayesindedir. Askerlerimizi şehit eden rejim güçlerine misliyle karşılık veren İHA'larıyla, SİHA'larıyla sahne alan Türkiye masada da güçlü bir pozisyon almıştır.  Türkiye İslam Coğrafyası’nın hamisidir, Türkiye mazlumların sesidir. Türk ordusu da İslam’ın son ordusudur. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Tek amacımız muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmış bir Türkiye'dir” ifadelerini kullandı.

FETÖ ÜZERİNDEN HESAP GÖRÜLEMEZ!

Kısa bir süre önce yaptığı “FETÖ’nün siyasi ayağı yok” tartışmalarıyla gündem olan Akış, “Biz kavramsal olarak ‘siyasi ayak’ değil; FETÖ-siyaset ilişkisi üzerinden yapılacak bir değerlendirmeyi daha doğru buluyoruz. ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ kafa yapısı bizleri FETÖ ile mücadele etmek yerine ‘FETÖ üzerinden hesap görmeye’ sevk eder. FETÖ’nün tesir alanını sadece tedrisinden geçen insanlar olarak göremeyiz” diye konuştu.

FETÖ’NÜN YAPISI DOĞRU OKUNMALI

Akış bu konuda şunları söyledi: “FETÖ-siyaset ilişkisini tartışmak için öncelikle önümüzdeki yeni nesil terör örgütünü tanımak gereklidir. Kişinin bilmediği bir şey ile mücadelesi çok zordur. FETÖ gibi karmaşık bir örgütün çökertilmesi için onun öncelikle tanınması, bilinmesi gerekli iken; siyaset ile ilişkisini tartışmak, bu tanıma ve anlamayı bir ön koşul olarak evleviyetle karşımıza koyuyor. Bu tartışmayı doğru bir şekilde yapabilmek için önce FETÖ’yü doğru anlamaya, FETÖ’nün yapısını ve onu ortaya çıkaran nedenleri dikkatli bir okuma ile ele almaya çalışalım. Bu çerçevede FETÖ-siyaset ilişkisine nasıl bakmalıyız ya da nerede aramalıyız? Örgütle siyasi ilişkiler tartışmasının yapıldığı son dönemlerde enerjimizi ideolojik bakış açılarımız üzerinden boş yere harcamak yerine FETÖ’nün siyasetle ilişkisinin her dönemin güç odakları üzerinden tarif edilmesi gerektiğini, dolayısıyla bu yapının gelişerek devleti ele geçirmek istemesinde bütün siyasal iktidarların ve muhalefetlerin tabiri caizse kusurunun bulunduğunu; bu konuda tüm samimiyetiyle kendisine özeleştiri getirenlerin daha da kıymetli olduğunu ve en büyük kusurun da FETÖ’nün önünü açan vesayet sisteminde olduğunu söylersek doğru bir değerlendirme yapılmış olur.

FETÖ-Siyaset ilişkisi nasıl ele alınmalı?

FETÖ’YLE AYNI DEĞİRMENE SU TAŞINMASIN

“Düşmanımın düşmanı dostumdur” kafa yapısı bizleri FETÖ ile mücadele etmek yerine “FETÖ üzerinden hesap görmeye” sevk eder. FETÖ’nün tesir alanını sadece tedrisinden geçen insanlar olarak göremeyiz. FETÖ’ye muhalif olduğunu iddia edenler, şayet tarz ve üslup açısından daha ahlaki bir duruş sergileyemiyorlarsa FETÖ’yle aynı değirmene su taşıyorlar demektir. Bu yapının siyaset ile ilişkisini cemaat olarak bilindiği bir dönemde yapılan söylemler üzerinden okumak oldukça yüzeysel ve kolaycı bir yaklaşım olduğu gibi iyi niyetli de değildir. Bir kısım siyasetçiler FETÖ meselesini-mücadelesini emelleri uğrunda siyasi fırsatçılığa çevirip, selden kütük kapma derdine düşerlerse bilmelilerdir ki FETÖ’nün dostluğuna itibar edilmez. Bu sebeplerle FETÖ’nün siyaset ile ilişkisini tartışırken meselenin bütününü gören, siyasi hırs ve hesapları bir kenara bırakan bakış açısıyla hareket etmek elzemdir. Siyasi mutabakat ve bu örgütle mücadele edecek farklı esnek hamleler olmazsa bırakın siyaset kurumu ile ilişkisini anlamayı ana gövdesi ile mücadele bile zorlaşır.

KOVİD-19’U TEDBİRLERLE YENECEĞİZ 

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüse ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Akış, “Kovid-19 maalesef tüm dünyayı etkilemektedir. Ülkemizde de 10 Mart’ta görülen ilk vakanın ardından enfekte kişi ve kaybettiğimiz hasta sayısı da maalesef artmaktadır. Bu noktada panik yapmadan, hükümetimizin aldığı kararlar ve bakanlığımızın önerdiği tedbirler çerçevesinde hareket etmeliyiz. Tedbirle ve hijyene dikkat ederek bu günleri atlatacağız” dedi. (Tarkan Kaleli)

FETÖ-Siyaset ilişkisi nasıl ele alınmalı?

Özellikle son günlerde “siyasi ayak” kavramı ve tartışmalarının FETÖ’ye karşı olduğunu söyleyen aktörler tarafından çoğunlukla karşıdakini/ötekini itham etmek üzere kullanıldığını ve herkesin birbirine bolca FETÖ boca ettiğini düşünürsek, bu hususun en çok bugüne kadar siyaseti kullanışlı bir aparat olarak gören FETÖ’ye yaradığını görmemek saflık olur. O yüzden biz kavramsal olarak “siyasi ayak” değil; FETÖ-siyaset ilişkisi üzerinden yapılacak bir değerlendirmeyi daha doğru buluyoruz. Toplumumuzun hala hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığı bu yapının “siyasi ayak” tartışmasını yapmak kör döğüşü yapmaktan öteye geçmez, geçemez kanaatindeyiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.