Jimnastikteki Gururumuz Dünya Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı; Madalya Canavarı

2013 yılından beri milli takımda görev alan ve Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Ayşe Begüm Onbaşı, BBN Haber’e konuştu.  İşte Hande İpekgil’in sorularını yanıtlayan milli sporcunun hikayesi
Jimnastikteki Gururumuz Dünya Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı; Madalya Canavarı

Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan  nam-ı diğer "Madalya Canavarı" Ayşe Begüm Onbaşı ile bale salonunda başlayan hem Türkiye' de hem dünyada kazandığı başarıları hepimiz için ilham verici olan ve gururla takip ettiğimiz hikâyesini konuştuk. Samimi ve içten cevaplarıyla çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Ayşe Begüm Onbaşı, 9 Aralık 2001 tarihinde Manisa'nın Akhisar ilçesinde dünyaya geldi. 3 yaşında spor ile tanışan Ayşe Begüm Onbaşı, ulusal ve uluslararası yarışmalarda 35 altın madalya dâhil olmak üzere 60' tan fazla madalya kazandı. İşte Ayşe Begüm Onbaşı ve onun başarı hikâyesi..

Jimnastikteki Gururumuz Dünya Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı; Madalya Canavarı

Hande İPEKGİL: Sevgili Ayşe Begüm, öncelikle bizi gururlandıran bu büyük başarından dolayı seni tebrik ediyorum. Bir Türk kadınının ve sporcusunun tüm dünyada böyle bir sonuçla konuşulması gerçekten çok önemli ve mutlu edici. Sen de “Türk kadınının gücünü gösterebildiğim için çok mutluyum”  dedin. Bizim ‘altın kızımız’ oldun. Elbette o an tarifsiz bir mutluluk yaşadın biliyorum ama merak da ediyorum, bu duyguların dışında aklına gelen ilk duygu, ilk düşünce neydi, belki de ilk insan kimdi?

Jimnastikteki Gururumuz Dünya Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı; Madalya Canavarı

Ayşe Begüm ONBAŞI: İstiklal Marşı’nı okurken tüylerim diken diken oldu. Normalde dinlerken bile gözlerim dolar, birincilik kürsüsünde bayrağımız göndere çekilirken marşımızı dinletmek çok büyük bir gururdu. Gözyaşlarıma hâkim olamadım. O güne kadar yaşadığımız tüm zorluklar, verdiğimiz mücadele gözümün önüne geldi ve başarmış olmamın verdiği haklı gururla içimden “Her şeye rağmen buna değdi.” dedim.  O anı, takım arkadaşlarım ve antrenörümle paylaştım. Hep bir ağızdan bağırdığımızı ve sevinç gözyaşları döktüğümüzü hatırlıyorum. Sonrasında ise hemen ailemi arayıp onlara haber verdim. Ama kendileri zaten yarışmayı takip ettikleri için büyük bir heyecanla telefonu açtılar.

 

Hande İPEKGİL: Bayrağımızın göndere çekildiği, İstiklal Marşımızın okunduğu o anı izleyip hepimiz çok duygulandık. Sen de bu duyguyu yaşadın elbette. Milli formayı giymek nasıl bir duygu ve sorumluluk?

Jimnastikteki Gururumuz Dünya Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı; Madalya Canavarı

Ayşe Begüm ONBAŞI: 2013 yılından beri Milli Takım’da görev alıyorum. Öncelikle böyle bir sorumluluğu taşıyabiliyor olmak benim için paha biçilemez bir süreç. Ay yıldızlı formamızın altında heyecanla atan kalpler ile bu görevi yerine getiriyoruz. Bu anlamda ülkemizi temsil etmek ve o duyguyu yaşayabilmek benim için büyük bir onur.

 

Hande İPEKGİL: İlk başarın bu değil, pek çok başarıya imza atmış birisin. Hatta 2016 yılında 14'üncü Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazanman KPSS’de soru oldun. Bu seni şaşırtmış mıydı?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Tabi ki çok şaşırdım, dünya çapında bir başarı kazandıktan sonra takdir edilmek beni çok mutlu etmişti. KPSS’de soru olarak çıktıktan sonra ise özellikle sosyal medyadan bana olan ilgi daha da arttı. Bireysel bir kadın sporcu olarak, bu ilgiler beni çok mutlu ediyor.

 

Hande İPEKGİL: O zamandan bugüne Ayşe Begüm değişti mi? Kendine neler kattın?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Öncelikle hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak büyüdüm. Aerobik anlamında da oldukça tecrübelendiğime inanıyorum; pek çok turnuvaya katıldım ve madalya kazandım. Madalya kazandığım gibi kazanmadığım yarışmalar da benim için büyük bir deneyim oldu. Ve aslında bugünkü Ayşe Begüm markasının değeri, geçmişten günümüze büyümüş oldu.

           

Hande İPEKGİL: Hikâyenin başına dönelim. Her insanın hayatında bazı dönüm noktaları olur. Senin ki nasıl oldu? Her şeyin bir bale salonunda başladığı biliyoruz. O gün neler oldu?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Açık konuşmak gerekirse ilk başladığım dönemi hatırlamıyorum. O döneme dair hatırladığım ilk anım dördüncü yaş günümü salonda arkadaşlarımla birlikte kutladığımız ve arkadaşlarımın bana doğru gelirken parmak ucunda balerin edasıyla yürümeleriydi. Sonra bale antrenörüm Maria’nın beni ve ailemi yönlendirmesiyle sırasıyla artistik ve aerobik jimnastik serüvenim başlamış oldu. Aerobiği sevmemle de branşın içinde kaldım.

 

Hande İPEKGİL: Görüyoruz ki küçük yaşlardan itibaren profesyonel sporun içindesin. Hatta vaktinin büyük çoğunluğunu çalışarak geçiriyorsun. Bu seni zaman zaman yoruyor mu? Çalışmak senin için ne demek?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Az önce de bahsettiğim gibi aerobik yapmayı çok seviyorum ve bundan dolayı gelişimim için yaptığım her çalışmayı büyük bir zevkle yapıyorum. Tabi ki yorulduğum veya pes etme noktasına geldiğim zamanlar oluyor ama bu noktalara geldiğimde kendime bu branşı ne kadar sevdiğimi hatırlatıyorum. Birkaç dakika içinde bu olumsuz düşünceler toz olup gidiyor.

 

Hande İPEKGİL: Bu kadar çalışma, hazırlık programlarında eminim desteğe de ihtiyaç duyuyorsundur. En büyük teşvik ve destek ailenden. Bildiğim kadarıyla sporcu bir ailen var. Başka kimler sana destek oluyor?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Evet, ilk spora başlamam da onların yönlendirmesiyle oldu hatta. Amatör bireysel ve bir kadın sporcu olarak insanların desteğini görmek benim için çok önemli. Bana destek olan sacayaklarını düşündüğümde listede; ailem, arkadaşlarım, takım arkadaşlarım, antrenörüm, sponsorlar, teknik ekipler olmak üzere beni/bizi destekleyen birçok kişi/kurum var.

 

Hande İPEKGİL: Seni destekleyenlere her durum ve şartta yanında olanlara neler söylemek istersin?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Bu vesileyle başta Gençlik Spor Bakanlığı ve Türkiye Jimnastik Federasyonu olmak üzere, kulübüm Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Spor Kulübü, beni Akhisar’dan Manisa’ya taşıyan Akhisar Belediyesi ve Zabıta Müdürlüğü, sponsorlarım, Red Bull, Alhatoğlu Zeytinyağları, Köfteci Ramiz, Biocore, Mavi Hospital ve Collango Türkiye’ye, beslenme uzmanım Genetic Trainer Bülent Der ve her anımda yanımda olan spor psikoloğum Berceste Şeber, antrenörüm Mehmet Ali Ekin, takım arkadaşlarım; Emir Erışık ve Erkut Ergin başta olmak üzere tüm takımıma ve aileme teşekkür etmek isterim. İyi ki varsınız! 

 

Hande İPEKGİL: Peki sen kendini nasıl motive ediyorsun? Şampiyonaya çıkmadan önce kendine neler söylüyorsun?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Her sporcunun kendini rahat ve mutlu hissettiği totemleri vardır bence. Benimkisi ise, yarışmaya çıkmadan önce ayna karşısında kendi kendime yaptığım telkin. “Benim adım Ayşe Begüm Onbaşı. Bugün bomba gibiyim, elimden gelenin en iyisini yapacağım.” diyerek yarışmaya çıkıyorum.

 

Hande İPEKGİL: Şampiyonluğun sonrasında seni en çok mutlu eden ve şaşırtan tepki ne oldu?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Ülkemizde oluşan ilgi, daha ülkeye dönmeden oluşan tebrik, telefon trafiği ve ülkemize döndüğümüzde kulüp başkanımız Akın Hondoroğlu’nun mehter takımı ile bizi karşılaması olur kesinlikle. Koskoca mehter takımını karşımda görünce donakaldım.

 

Hande İPEKGİL: Genç yaşta çok büyük başarılar elde eden Ayşe Begüm'ün gelecek hayallerinde neler var? Ve tabi ki yeni hedeflerin neler?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Türk Milli takımı olarak jimnastiğin her branşında başarı kazanmaya devam ediyoruz. 2016’da Güney Kore’de düzenlenen Dünya Şampiyonasında kazanmış olduğum altın madalyayla hem jimnastik hem de aerobik jimnastik Türkiye’de daha çok duyulmaya başlandı. Bununla birlikte Gençlik Spor Bakanlığımızın ve federasyonumuzun yürüttüğü çalışmalar, antrenörlerimizin ve sporcuların özverili çalışmaları ve ailelerin bilinçlenmesi ile başarılarımız arttı. Başarılarımızın artması bu anlamda doğru işler yaptığımızın göstergesi diye düşünüyorum. Türk Milli Takımımızın dünyadaki yeri, gün geçtikçe daha da yükseliyor ve bu durumu gördükçe emeklerimizin karşılığını aldığımız için çok mutlu oluyoruz. Gelecekte umuyorum ki Türk Jimnastiği ve Türk sporunun yeri daha da yükseklere çıksın; her branşta madalyalar kazanıp İstiklal Marşımız daha da fazla okunsun. Bu hedefe ulaşmak için ben de gerek sporcu, gerek antrenör, gerekse bilim insanı olarak Türk sporuna faydalı bir genç olmak için hem eğitim hayatıma hem de sporculuk kariyerime devam edeceğim. Bundan sonraki en yakın yarışmamız ise Avrupa Şampiyonası. Yine takım arkadaşlarım; Emir Erışık ve Erkut Ergin ile birlikte bu yarışmaya katılacağız. Hedefimiz tabi ki de İstiklal Marşı’nı bir kez daha okutup bayrağımızı göndere çektirmek. En büyük hayalim ise her sporcunun olacağı gibi olimpiyatlara katılıp ülkemi en iyi şekilde temsil etmek ve altın madalyalar kazanmak.

 

Hande İPEKGİL: Son olarak seni sevgiyle takip eden, senin gibi dünya çapında başarılı bir jimnastikçi olmak isteyenlere neler tavsiye edersin?

 

Ayşe Begüm ONBAŞI: Her branş için konuşmak gerekirse, yaptığımız işi sevmek ve başarılı olma uğruna özverili bir şekilde çok çalışmak, karşımıza çıkan engelleri cesaretle göğüsleyip planlı- programlı hareket etmek verebileceğim tavsiyeler arasında.

 

Hande İPEKGİL: Sevgili Ayşe Begüm'e çok teşekkür ediyorum. Hepimizi gururlandıran başarılarının devamını ve dilediği tüm gelecek hayallerinin gerçekleşmesini diliyorum.

*RÖPORTAJ: HANDE İPEKGİL

Jimnastikteki Gururumuz Dünya Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı; Madalya Canavarı

---------------

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum