Konyaspor’a hizmet onur ve gururdur

KONYA Amatör Süper Grupta şampiyonluğa uzanan Gölyazı Belediyespor’da bu büyük başarının mimarlarından olan Konyalı teknik adam Bekir Mehtap BBN Haber’in sorularını yanıtladı. Koronavirüs salgını nedeniyle liglere verilen ara nedeniyle ailesiyle birlikte bu zor günleri evinde geçiren başarılı teknik adam arkadaşımız Yüksel Cırt’ın sorularını yanıtladı. İşte Gölyazı'nın teknik patronu Bekir Mehtap ile yaptığımız söyleşi..

*Konya futbolunun önemli isimlerinden birisi olarak yakaladığınız başarılı bir grafikle Gölyazıspor'u ligin bitimine 3 hafta kala şampiyon yaptınız. Başarınızın öyküsünü birden sizden dinleyelim.

Aslında uzun uzun konuşacak çok şey var bu hikayede. Öncelikli olarak tüm sezon, ben ve oyuncularım gerçekten zor bir çalışma süreci geçirdik. Özellikle hazırlık dönemleri olmak üzere, performansımızı yükseltmek ve sınırlarımızı geliştirmek adına çok çalıştık diyebilirim. Çalışmanın her zaman başarı getireceğine inanan bir teknik adam olarak, oyuncularımın da antrenman periyoduna olumlu reaksiyonlar vermeleri bu süreci daha da hızlandırarak pozitif bir hale getirdi. Mevcut yeteneklerini ve becerilerini sahaya yansıtmaları için yeterli fiziksel güce sahip olmaları, maç performanslarını daha da artırdı. Bunun yanı sıra, son derece karakterli ve kişilikli bir oyuncu grubuna sahip olduğumdan dolayı şanslı bir teknik adam olduğumu söylemem gerekiyor.

Sezon boyunca, gerek saha içinde, gerekse saha dışında her türlü gayreti, özveriyi ve mücadeleyi gösterdiler. Hiçbir zaman kontrolü ve ciddiyeti elden bırakmadılar. Motivasyon anlamında en sıkıntılı olduğumuz süreçlerde bile mücadeleden asla vazgeçmediler. Aslında bunun en temel sebeplerinden birinin, birbirimizi sevmekten kaynaklandığını söyleyebilirim. Tüm sezon boyunca kolej takımı havası yakaladık dersem yanlış olmaz herhalde. Birbirimizin sıkıntıları ile üzülürken, mutlu anlarımızı ise hep birlikte paylaştık. Her birimiz, görev verildiğinde elinden gelenin en iyisini yapmak için çalıştı ve her zaman takım menfaatini ön planda tuttuk. Bu da bize takım ruhunu ve bütünlüğünü kazandırdı. Aslında anahtar kelime iyi bir “takım ruhu” kazanmamız diyebilirim.

Bunun yanı sıra, elbette hikayenin başlangıcında yönetimimiz var. Şahsıma bu görevi uygun görmeleri ve ardından hem takım planlamasında, hem de transfer sürecinde her türlü desteği vermeleri son derece önemliydi ve bu süreçte gerçekten her türlü desteği fazlasıyla verdiler. Bu sayede sezon başı planlamamız son derece sağlıklı işledi. Kulüplerde finansal süreçler gerçekten zor ve çileli bir iştir. Birde şampiyonluğu hedef olarak belirlediyseniz, bu süreç gerçekten fazlasıyla sıkıntılıdır. Bu anlamda hem sezon başı hem de müsabaka periyodunda bu süreci iyi yönettiler ve yönetimimizin elde edilen başarıda yapı taşı olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra sezonun tamamında da, teknik açıdan şahsıma hiçbir şekilde müdahale etmeden, sağlıklı bir çalışma ortamı oluştuklarını da söylemem gerekiyor. Bunun özellikle söylüyorum ki, genellikle kulüplerde herkesin bildiği ve sorumlu olduğu işi yapması gerekirken, çeşitli müdahaleler sonrasında sağlıklı giden süreci de bozduklarını çok görürüz. Bu sebeple şampiyonluğa oynayan birçok takım maalesef hüsrana uğramıştır.

Son olarak, bu başarıda en büyük pay sahibi elbette taraftarlarımızdır. Yurt dışındaki gurbetçilerimiz başta olmak üzere taraftarımız her zaman bizim en büyük destekçimiz oldular. Maddi ve manevi yönden bizi her zaman desteklediler ve bu başarının elde edilmesinde en büyük pay onlara aittir. Hepsine sonsuz teşekkür ediyorum.

*Dünyayı kasıp kavuran salgının ardından kulüp ve teknik heyet olarak nasıl önlemler aldınız veya alındı?

Maalesef, dünya genelinde yayılmakta olan bu salgın nedeniyle, tüm insanlık olarak sağlığımız açısından çok zor bir süreçten geçiyoruz. Tabi ki bu süreçte hepimiz için en önemli kavram insan sağlığı. Sağlık olmadığı zaman bırakın futbolu, hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Toplumda yaşayan bireyler olarak bu süreçte, her birimizin yapması gereken görev sorumlulukları var. Bizlerde bu görev sorumluluklarımızın bilincinde olarak, toplumsal izolasyonun sağlanması adına evlerimizde kalmayı tercih ediyor, herkesi de evde kalmaya davet ediyoruz. Bunun dışında elbette kişisel hijyen kurallarına dikkat etmeye çalışıyoruz. Bu sebeple kulüp olarak şu anda aldığımız tek önlemin evlerimizde kalmak olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında elimizden geldiği kadar da, hem bireysel olarak hem de kulübümüzün sosyal medya hesaplarından çeşitli çağrılar ve bilgilendirmeler yapmaya gayret ediyoruz.

*Türkiye Futbol Federasyonu Haziran’ın ilk haftası ligleri başlatmayı planlıyor buna göre futbolculara nasıl bir çalışma programı uyguluyorsunuz?

Bugün itibariyle düşünürsek, maçların başlaması için yaklaşık 2 aylık bir periyottan bahsediyoruz. Normal şartlarda bu gibi dönemlerde, futbolculara genellikle fitness içerikli koruyucu antrenman programları uygulamaya çalışırız. Bu programlar özellikle kuvvet performansının düşmemesi adına son derece gerekli uygulamalar içerir.  Fakat biz, 15 Ağustos 2019 tarihinde sezon hazırlıklarına başlayarak, son derece yoğun bir çalışma süreci sonrasında ve tam olarak 8 ay sonunda 15 Mart’ta şampiyonluğu garantilemiş bir takımız. Bu nedenle dürüst olmak gerekirse, futbolcularıma antrenman anlamında herhangi zorlama getirmedim ve zaten her biri düşük tempoda bile olsa bireysel antrenmanlarını devam ettirmeye gayret ediyorlar.

*Evde hayat nasıl geçiyor?

Ailenizle birlikte olunca evde hayat tabi ki güzel geçiyor. Belki de hiç olmadığı kadar ailemizle birlikte olma fırsatı yakaladık. Maalesef işimiz gereği, sezon içerisinde ailemizle gerekli zamanı ayırmakta güçlük çekiyoruz. Bu anlamda, evde ailemizle beraber olmak elbette güzel fakat en önemlisi sağlıklı bir şekilde birlikte olmak güzel. Bu sebeple mümkün olduğunda bu zamanı iyi değerlendirmeye çalışıyoruz. Günlük hayatımızı belirli bir program çerçevesinde uygulamaya çalışıyoruz. Oyun saati, spor saati, okuma saati gibi birçok farklı aktiviteyi uygulayabileceğimiz zaman dilimleri belirledik ve bir düzene göre yaşamaya çalışıyoruz. Bu şekilde hem çocuklar için sıkıcı olmaktan çıkıyor, hem de biz her gün “bugün ne yapacağız” sorusuna cevap bulmak zorunda kalmamış oluyoruz.

*Bölgesel Amatör Lig için çalışmalara başladınız mı?

Kişisel olarak, her zaman yaptığım mesleğin gerekliliklerini uygulamaya çalışıyorum. O yüzden, maç izlemek, oyuncu takip etmek ve çeşitli antrenman modellemeleri yapmak artık rutinlerim haline geldi. Bu bakımdan hep bir sonrası için kendimi hazır tutmaya çalışıyorum elbette. Takip ettiğim oyuncuların listesini daha alternatifli hale getirmeye gayret gösterirken, bir sonraki sezon için takım planlaması adına çalışmalar yapıyorum tabi ki. Bu anlamda, Bölgesel Amatör Lig için bir teknik adam olarak işin teknik kısmındaki hazırlıklarım her zaman hazır ve uygulamaya konulacak halde. Fakat burada şunu göz ardı etmemek gerekir ki; bir sonraki sezonun teknik hazırlıkları, kulüp hedefleri ve bütçesi ile de doğru orantılı. Bu açıdan bakıldığında, öncelikli olarak kulübümün geleceği ve hedeflerinin de netlik kazanması gerekiyor. Sonrasında kulübümde devam etmem halinde elbette Bölgesel Amatör Lig hazırlıklarına somut bir şekilde başlamış olacağız. Kurumsal anlamda sorarsanız; yönetimimiz açısından karantina dönemi öncesinde saha, tesis ve finansal açıdan hazırlıklar yapılmaya başlanmıştı. Fakat şu süreçte BAL için herhangi bir çalışma, salgın sebebiyle yapılamıyor maalesef.

*Şampiyon bir teknik adam olarak transfer teklifi aldınız mı?

Aslında şunu söylemek isterim ki; teklif almayı çok önemseyen bir teknik adam değilim. Çünkü doğruları yaptığınız sürece mutlaka kulüpler tarafından teklifler gelecektir. Fakat önemli olan doğru zamanda, doğru kişilerle ve uygun bir planlama çerçevesinde çalışmak. Kulüpler tarafından talep edilmek elbette güzel. Bu açıdan çok şükür ki, sezon sonlarında böyle bir kaygı taşımıyorum. Çünkü bu gibi kaygıları taşımanın antrenör performansını düşürdüğüne inanan birisiyim. Kaygı ya da endişe içerisinde bu mesleği yapma şansınız yok. Gelecek kaygısı taşıdığınız sürece maalesef birilerinin güdümünde yaşamaya mahkum olursunuz. Nasip ve kısmette ne varsa o oluyor zaten. O yüzden şu anda Gölyazıspor teknik direktörü olarak görev yapıyorum. Maçların tekrar başlaması ile birlikte 3 maçlık bir sürecimiz daha var. O yüzden şuan öncelik sıramda tabi ki kulübüm var diyebilirim.

*Gelecekte Konyaspor'u çalıştırmayı düşünüyor musunuz?

Teknik adam olarak elbette kendi geleceğim adına hedeflediğim bir kariyer planlamam var. Geleceğim için kategori yükseltmek ve profesyonel liglerde çalışmak tabi ki hedeflerim ve ideallerim arasında. Bu açıdan baktığımızda, Konyalı olmam ve Konyaspor’un içerisinde büyümüş, futbol oynamış ve görev yapmış biri olarak elbette gelecekte Konyaspor’a hizmet etmek benim için gurur verici olur. Tabi ki isterim. Fakat şunu da söylemem gerekiyor ki, günümüzde antrenörlük mesleği maalesef liyakat ilkesine göre işleyen bir meslek olmaktan uzak. Kişisel değerlendirmelere ve tercihlere bağlı olarak gelişiyor ve yeterli kriterlere, donanıma ve beceriye sahip olmanız çokta göz önünde bulundurulmuyor ne yazık ki. Bu nedenle kısaca şunu söyleyebilirim ki; Teknik adam olarak hedeflerim, hayata bakış açımla orantılı olarak sürdürmeye çalıştığım mesleğimi, prensiplerim ve ilkelerim doğrultusunda, karakterim ve kişiliğimden asla taviz vermeden bildiğim ve öğrendiğim doğrular çerçevesinde ilerleyebildiğim en üst kategoride devam ettirmek.

SÖYLEŞİ: Yüksel CIRT