"Menajerlik çalıştığınız kişiyi anlayabilmektir"

"Menajerlik çalıştığınız kişiyi anlayabilmektir"
Çok sayıda oyuncunun menajerliğini üstlenen, sektörün önemli isimlerinden biri Serhat Köyüstü ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

RÖPORTAJ: HANDE İPEKGİL

İzlediğimiz çoğu oyuncunun kariyeri, bu işin profesyoneli menajerlere emanet. Birlikte çalıştığı ünlü isimlerin tüm iş süreçlerini yöneten, gerekli hazırlıkların yapılması yönünde süreci takip eden, arka planda yaptıkları desteklerle ünlülerin parlamasına katkısı olan kamera arkası kahramanlarındandır menajerler. Çok sayıda oyuncunun menajerliğini üstlenen, sektörün önemli isimlerinden biri Serhat Köyüstü ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

-Bugün ekranda izlediğimiz, sevilen pek çok oyuncuların menajerliğini yapıyorsunuz. Neden bu mesleği seçtiniz? Oldukça keyifli ama bir o kadar da zor bir meslek olsa gerek.

--Aslına bakarsanız meslek beni seçti demek belki de daha doğru olur. Çünkü bende belki de birçok kişi gibi sanata, ekrana ve yazmaya kendi hevesimle başlamışken bu iş daha sonra profesyonel bir çevreye dönüştü. Kendim de oyuncuyum. Aynı zamanda bugüne kadar birçok kamu spotu, kısa film, reklam filmi gibi kendi yazdığım senaryoları ekrana taşıdığım gibi, herkesin ilgiyle izlediği dizi ve sinema filmlerinde de senaryo yazar ekibinde de yer aldım. Öğrencilik yıllarımda şiir sevdiğim için, tamamen tesadüfen başlayan radyoculuk serüveni daha sonra seslendirmenlikle devam etti. Anlayacağınız sektöre masanın her iki tarafında olmanın verdiği bir durumdan dolayı daha hakimim ve bu bana farklı bakış açıları kazandırdı. En keyifli yanı da bu zaten. Daha sonra yapım şirketimi kurdum ve menajerlikten ziyade Türkiye'nin önde gelmiş yapımlarının cast directörlüğünü yürüttüm. Hobilerim ve birazda iteklemeyle başlamış olduğum işler benim bu sektörde, sonrasında edindiğim güzel dostluklar ve başarılarla bilinirliğimi sağladı. Aslına bakarsanız ben farklı disiplinlerde akademik eğitim almış birisiyim. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde Ekonomi ve Mali Piyasalar Analizi Masterı yaptım ve şu anda yine Ankara Üniversitesinde Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalında Doktora yapıyorum. Ama sanat, ekran veya mental üretkenlik başka bir şey. Bunun tarifi yok, sizi her yönden besleyen bir güç diyebilirim.

whatsapp-image-2023-05-11-at-21-14-40.jpeg

-Peki “Oyuncu menajeri” olmak nasıl yükümlülükler getiriyor, oyuncularınızın kariyerlerini yönetirken yaşadığınız zorluklar neler?

--Oyuncu menajerliği yapmaktan ziyade masanın her iki tarafında olmak ve bunu bizzat da tecrübe etmiş olmanın verdiği bir ayrıcalık var tabii. Cast direktörü – menajer ve oyuncu bu üçlüyü birleştiren güç tabii ki proje. Bu masanın üç ayağı da olaya farklı bakar. Ama üçünü de yaşamış ve halen devam eden birisi olarak duruma da farklı açılardan bakabiliyorum. Oyuncunun heyecanını yaşarken, seçim alternatifleri arasında bizi neyin rahatlattığını da ayrı olarak değerlendiriyorum. Dolayısıyla oyuncu menajerliği aslında çalıştığınız kişiyi anlayabilmek. Neticede bir sanatçıyla iş yapıyorsunuz. Sanatçı heyecanlıdır, alkış almak, ekranda olmak, kendini sahnede ifade edebilmek üzerine kurulu bir insandır. Eğitimi, emeği hep bu yönde. Öncelikle dürüst ve güvenilir bir ilişki kurulmalı. Zorlukları arasında aslında en çokta bu var. Anlaşabilmek en kıymetli şeydir insan ilişkilerinde. Sonrasına sonra bakarız diyebilirim.

-Oyuncu seçimleriniz de nelere dikkat ediyorsunuz. Oyuncu mu sizi buluyor, siz mi oyuncuyu buluyorsunuz? Nasıl bir çalışma stiliniz vardır?

--Ben yaptığım hiç bir işte, hangi alanda ve sektörde olursa olsun, iktisat kitaplarda yazan şirket nedirin basit tanımında olduğu gibi sadece kar amacı güderek veya bunlara benzer çerçeveler dahilinde bakmam. Çünkü yaptığınız iş aslında sizi temsil eder. Tarzınızı, tavrınızı, duruşunuzu resmi olarak da temsil eden bir yansıma gibi düşünün. Onun için ne iş yaptığıma, kimlerle çalıştığıma her alanda dikkat ederim. Oyunculuk ve sanatta bu durum daha baskın diyebiliriz çünkü her iki koşulda da bir insanla çalışıyorsunuz ve ilişkiniz çok daha ayrı bir önem taşıyor. Çünkü bunun sonucunda ortaya çıkan projede gözle görünen, merak uyandıran bir hayata sahip oluyorsunuz ve daha dikkatli davranmayı gerektiriyor.

Temas noktasına gelecek olursak; Aslında her ikisi de mümkün diyebilirim. Uzun süredir bu camiadayım ve her alanında çalıştım, iş yaptım dolayısıyla ismimin bir bilinirliği var. Bu yüzden genelde referans olarak gelen oyuncu arkadaşlarla tanışıyorum ama benimde denk geldiğim durumlar oluyor tabiki. Sıklıkla tiyatroya gidiyorum zaten DT deki, özel tiyatrolardaki birçok oyuncu arkadaşım beni tanır, oyunlarına davet ediyorlar bazen de amatör tiyatrolara veya oyunculuk drama seslendirme atölyelerine gittiğimde çok oluyor. Dikkatimi çeken oyuncularla veya potansiyeli olan genç yeteneklerle ayrıca genç olması gerekmiyor çünkü oyunculuk dediğimiz şey başka bir şey, yaşı ve tarifi yok. Onlarla oralarda tanıştığım da oluyor.

whatsapp-image-2023-05-11-at-21-14-42-4.jpeg

-Oyuncu olmak istiyorum diyerek kapınızı çalan çoktur. Her isteyen oyuncu olabilir mi, oyuncu olabilmek için güzel ya da yakışıklı olmak yeterli mi?

--Buna şöyle cevap vereyim, tanıdığınız birinin kim olduğunun önemi yok artık, arkadaşlarınızın yeğenleri, komşunun oğlu-kızı, annemin tanıdığı birinin kızı, yeğeni veya kendisi gibi durumlar tabii ki oluyor J Bizim çocuk çok yakışıklı, güzel, yetenekli. Onu bir dizide veya filmde oynat gibi durumlar tabii ki var. Profesyonel olarak bakacak olursak, diğer hususta birlikte çalışma isteğiyle gelebilmesi gibi iyi bir birikime ve yüksek bir özgüvene sahip olması gerekir diyebilirim. Ayrıca bu süper bir soru. Herkes ekranda olmak için yakışıklı yada güzel mi olmalı? Tabii ki hayır. Sizce ekranda gördüğünüz herkes aynı güzellikte veya yakışıklılıkta mı? Bu imkansız. Kötü, hain, menfaatçi, aklınıza gelecek en rezil niteliklerde ki birisini düşünün, bu adam illa ki çok yakışıklı mı olur yoksa çirkin bi tip mi olur? Daha basitçe şöyle de anlatayım; ekran aklınızdakini betimlerken kanlı canlı olarak canlandırdığınız sahnedir. Okuduğunuz romanları düşünün iyi ve kötü karakterler vardır ve yazar bunu betimler siz de aklınızda canlandırırsınız. Herkesi çok mucizevi derecede güzel ve yakışıklı mı canlandırıyorsunuz yoksa değişiyor mu? Ekran da aynısı. Okurlara soralım mesela bu yazıyı okurken, yeni başlayacak bir dizinin ana karakterlerinin birinin mesela karakter analizleri bilgisinde mendebur, 1,5 boylarında dedikoducu ve sinsi ve geçmişi karanlıklarla dolu olduğu bir tip var. Aklınıza nasıl bir güzellik geldi? J Bu arada çirkin demeyim ama daha natürel olan her tip kötü bir karakter olacak diye de bir şey yok. Anadolu veya biraz daha halk hikayeleri anlatan film, dizilere bakarsanız bunu görürsünüz. Maalesef herkesin aklında hanlar, saraylar, boğazda yalılar, lüks araçlar vs geldiği için sıradan bir tipi bunca şatafat arasında abartarak ister istemez görüyorlar bence. Bu da şahsi bir eleştirim diyebiliriz belki de.

-Oyuncunun ruh hali, oynayacağı karakter, çalışacağı isimlerle ilişkisi de önemli. Bütün bunları nasıl kontrol ediyorsunuz, zor olmuyor mu?

--Bunu bir yapımcı gözüyle anlatmam daha doğru olacaktır. Oyuncu dediğiniz insan meslek olarak evet bu şekilde isimlendiriyoruz ama neticede insan. Ayrıca bir projeden bahsediyorsak insan olmasının, duygusal bağlarının, ilişkilerinin olmasının yanı sıra mesleki olarak da ayrı bir misyonu sıfatı ve zorunlulukları var. Proje başlamadan birçok yönüyle adaylar değerlendirilir. Çünkü iş başladığında bir sürprizle karşılaşmak istemeyiz. Setin akışında ki her şey sözleşmelerle bağlanmıştır. Dolayısıyla kimsenin şahsi egoları yüzünden onca yatırımın ve çalışanın emeğinin hiç olmasını istemeyiz. Bazen illaki küçük pürüzler yaşanır ama bunlar tolere edilebilir şeylerdir. Yoksa her iki koşulda da sözleşmelerin yaptırım gücü vardır. Böyle olmasa bile bu bir sektör ve her şeyden en net haliyle haberiniz olabilir. Dolayısıyla büyük projeler başlarken bunlar önemli detaylar olabilir.

whatsapp-image-2023-05-11-at-21-14-41-1.jpeg

-Oyuncularınızla karşılık güven ilişkisi içindesiniz diye düşünüyorum. Anlatır mısınız menajerle oyuncu arasındaki süreç nasıl başlıyor ve ilişki nasıl yürüyor?

--Daha önce söylediğim gibi hangi sektörde olursa olsun ben her yaptığım işte kendimi yansıtırım. Bu yüzden rahat hissettiğim yerde, işte ve kişilerle çalışırım. İş ahlakı ve kişilik benim için en önemli detay diyebilirim. Çevresine karşı gereksiz egolu tiplerle, iş ahlakı olmayanlarla özel hayatımda da pek muhatap olmam ve hoşlanmadığım kimseyle çalışmam.

-Oyuncunun kariyeri size emanet. Oyuncu veya oyuncu adayına ne gibi katkılar sağlıyorsunuz?

--Bu satır satır açıklanacak bir şey değil aslında amatörler için bir fırsat sorusu olabilir belki J ama daha önce belirttiğim gibi iyi bir yol arkadaşı olmanın yanı sıra güven, iyi işler ve kariyer fırsatı diyebiliriz kısaca. En basiti bu yolların her evresinden geçmiş birisi olarak biraz kahinlik kısmı var diyebiliriz ve bu bazen çok keyiflide olabiliyor. Abi sen söylemiştin gerçekten yaa nasıl bildin gibi cümleler çok duyuyorum. Kimlerle çalışılır, hangi iş bizlik veya değil, her yerde olmalı mıyız gibi konularda tabii ki birlikte hareket ediyoruz.

-Peki bir menajer oyuncusundan neler bekler, siz ne beklentileriniz nelerdir?

--Her şeyi anlattım aslında özet olarak iyilik yapan iyilik bulur. Gözünüzdeki insan profili nasılsa öyle olması yeterli. Neticede işi oyunculuk ise önce bu mesleğe saygısı olmalı. İşine odaklanması, kendini geliştirmesi ve en önemlisi de karakterli olması yeterli. Aslına bakarsanız mesleği ne olursa olsun her insandan beklentimiz öncelikle iyi insan olması.

-Oyuncunuz bir hata yaptığında ne yapıyorsunuz? Şunu da çok merak ediyorum oyuncunuzu eleştirdiğiniz oluyor mu?

--Tabii ki oluyor ama dediğim gibi ben de zamanla tecrübe kazanmış birisiyim. Çok eleştireceğim insanlarla zaten çalışmıyorum. Eleştiriden ziyade tavsiye veriyorum diyelim zaten belli bir amacı ve hedefi olan kişi de sizi dinliyor. Gerisi zaman kaybı. Bu yüzden tecrübe en önemli detay. Her iki taraf içinde zaman kaybetmeye gerek yok.

-Yeni nesil oyuncuların çok kaprisli olduğu söylentileri var. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

--Kaprisleri kendi özel hayatlarına karşı olabilir, yeni nesil dediğiniz sanırım daha yeni parlayan, no name isimler için söylüyorsunuz. Ama sette genelde böyle durumlarla rastlamazsınız veya diyelim ki oldu, çözümü çok basittir. Şöyle düşünün bu bir iş ve sette çalışan şoför, kameraman, yönetmen, ışıkçı vs kim varsa işini yapan, oyuncu da bunlardan birisidir. Daha önce belirttiğim gibi evet insanla daha içli dışlı bir iş yapıyoruz ama iş iştir. Kim olursa olsun emin olun sorun çözülür. Zaten bu sorunun böyle gelmesi en doğalı çünkü eski üstatlardan benim tanıdığım hiçbirinin böyle durumları yok, şeker gibi set geçer, onlarla olmaktan keyif alırsınız. Birleştirici güç denilebilir birçoğu için. Ama yeni parlayan isimler de dediğim gibi genellikle sette böyle triplere girmez ama malesef bazen görüyoruz. Özel hayatlarında böyle durumlar yaşanabiliyor ama pskolojik olarakta bir yere kadar tolöre edilir. İyi bir tavsiye, dostluk veya tamda dediğiniz gibi menajer tavsiyesi bir yerde abilik, akıl hocalığı ile çözülebilir bir durum çoğu zaman. Onun için diyorum aslolan insanlık, iyi insan olmak ve karakter diye.

-Takipçi sayısı denilen kavram da özellikle oyunculuk sektörü açısından tartışılan ve merak edilen konuların başında geliyor. Çok takipçisi varsa iyi oyuncudur algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

--Çok takipçisi olan bir sürü çöplük hesap tanıyoruz. Takipçi sayısıyla oyunculuğun tabii ki bir bağı yok. Ama bazı projelerde yapımcılar etkileşim ve reklam için hiç alakasız internet fenomenlerine bakabiliyor. Bunlara dikkat edin, en kalitesiz işlerdir. Yani gerçek bir yapımcı, yönetmen veya idealist birisi böyle saçmalıklarla uğraşmaz. Projelerde markalaşmış yıldız isimler önemli ama bu dediğimiz ayrı bir şey. Instagram takipçisiyle olsaydı o işler boşa uğraşmışız onca zaman.

-Bu dönemde oyuncunun menajersiz ayakta kalabilmesi mümkün mü?

--Menajerlik yanlış lanse ediliyor bence. Ben dijitalden anlayan, bu alanda da farklı markalar yaratmış, danışmanlık veren birisiyim. Aslına bakarsanız bugün kendini ajans veya menajer diye tanıtan, hatta bilindik tipler, isimler de dahil birçoğu boş isimler. Önlerinde ki masayı aldığınız zaman hiçbir vasfı, yeteneği, statüsü, eğitimi olmayan bir sürü boş beleş tip var diyebiliriz. Bunlarla yol yürüseniz ne olur, yürümezseniz ne olur? Menajer sizi ünlü yapmaz. Maalesef böyle tipler yüzünden bu sıklıkla istismar edilen bir noktadır. Menajer, yeteneğiniz gerçekten varsa ve amacınız gerçekten hakkını vererek oyunculuk yapmak yani mesleğinizi icra etmekse, bunun için gerçekten ter döküyorsanız, sizin üzerinizdeki yükü alan, sizin yerinize piyasada ne var ne yok kim ne iş yapıyor haberdar eden, temaslarını kullanarak sizi projelere sunan kişidir. Bunu fazlasıyla abartan insanlar bu sektördeki en boş tiplerdir. Bir oyuncu kendisi de ayakta kalabilir. Ama bu yolun başındakiler için çooook zaman alır ve cok meşakkatlidir. Genelde sadece oyunculuğa odaklanmış birisi için de gereksiz ve yorucu bir alandır. Ama şöyle düşünün çok meşhur, artık üstat dediğimiz birçok isim var. Bu isimlerin ayakta kalmak için bir menajere ihtiyacı var mı sizce, tabii ki yok ama şöyle bir durum var, kendi koşullarını, sözleşmesini, resmi işlerini incelemesi, halletmesi veya en basiti onunla görüşmek isteyen şirket veya projelerin hangilerinin gerçekten onluk olup olmadığını, ciddiyetini tartacak ayarlayacak birisine ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden diyebilirim ki bu bir yol arkadaşlığı.

whatsapp-image-2023-05-11-at-21-14-43.jpeg

-Oyuncuyu temsil ederken yapımcıyla, yönetmenle, senaristle, cast ekibiyle de ilişki içindesiniz. Bu bağlantıyı kuran kişi olarak dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

--Bu söylediklerinizin hepsinde yer da aldım onun için. Su akar yolunu bulur diyelim en basit haliyle.

-Oyuncu olmak isteyen genç yeteneklere fırsat verir misiniz?

--Tabii ki veririm, ben de onlardan birisiyim. Ben kesinlikle herkes devlet tiyatrolarından olacak, herkes sahne sanatları okuyacak vb şeyler demiyorum, yok böyle bir şey çünkü. Ben kendini geliştirmeye, gerçekten emek vermeye inanırım. Atatürk' ün dediği gibi: “Hepiniz millet vekili olabilirsiniz, Bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız.” Bazı insanlar yeteneklidir ve bir yere kadar gelir evet ama önemli olan bu yeteneği orada bırakmayıp profesyonelleştirebilmektir. Oyunculuktan ziyade daha karşılaşılabilir bir örnek verelim. Mesela sesiniz kötü ama okullara gittiniz gerçi üniversite bölümleri yetenek sınavıyla alıyor o alanda yine ama mesela diyelim özel okullara gittiniz çok ünlü hoclardan ders aldınız ama sesiniz gerçekten çok kötü şimdi sizin ünlü bir türkücü, şarkıcı olma ihtimaliniz var mı, sadece ders aldınız diye ya da tam tersini düşünün sesi güzel bir arkadaşınız var ama marangoz akşam kalabalık dost meclisi ortamlarınızda şarkı söylüyor, bir daha bir daha söyletiyorsunuz, sesi çok güzel. Şimdi ne yapalım? Bu adam konservatuar okumadı diye sen şarkı söylemezsin mi diyelim? Oyunculuk da böyle sadece daha fazla ekran önünde olduğu için fazla göze batıyor ama tabii ki doğuştan gelen yetenek de bir yere kadar, onu ancak besler ve geliştirirseniz yola devam edebilirsiniz.

-Bu güzel sohbet için teşekkür ederim. Oyuncu adayları size nasıl ulaşabilir?

--Ben çok teşekkür ederim. Benim için de keyifli bir sohbet oldu. Instagram ve mail adresim ismimle aynı. Samimi ve gerçekçi olan herkese yardımcı olmaktan mutlu olurum, bana ulaşabilirler.

Kaynak:BBN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.