"Mutlu yaşamayı tercih etmek bir seçimdir"
Rabia Alga aslında yüksek mimar aynı zamanda da 25’e yakın ülke ve yüzlerce şehirde birçok fuar organizasyonuna katılıp ekonomiye ve ülkemize katkısından dolayı takdir almış, yoğun iş temposuyla çalışan bir iş kadını. Ama biz onu bugün mesleği ve iş hayatında gösterdiği başarıdan farklı, bambaşka alanlardaki yolculuğuyla konuk edeceğiz. Oğlunun sık sık hastalanmasından dolayı çözüm arayışlarına girince homeopati ile tanışmasını ve hayatına açılan farklı pencereleri konuşacağız. Öyle ki o dönem ve devamında yaşadıklarına "Bu, mucize olmalıydı" diyor. Homeopati sonrasında Reiki, Transformal Nefes, Sayılar, Semboller, Sujok, Theta Healing, Silva Metoduyla tanışan ve bazılarında da eğitmenlik yapan Rabia Hanımla yüz yüze de tanışarak nahifliğine ve güler yüzüne şahit olduğumu belirtmeliyim. Eğitmen olduğu alanlarda gösterdiği çabaya ve öğrenme merakına bakılırsa daha uzun yıllar pek çok insan için rehber olacak biri. Bugün onu daha yakından tanıyıp eğitimler aldığı alanlarla ilgili merak edilenleri soracağım.
- Rabia Hanım öncelikle "mucize" olarak nitelendirdiğiniz "Homeopati" ile başlamak istiyorum. Oğlunuza olan faydasını sık sık dile getiriyorsunuz. O süreci anlatır mısınız neler yaşadınız? Faydaları ne oldu?
Oğlum çok sık hastalandığı için her doktora gidişimiz antibiyotiklerle dönmemizle sonuçlanıyordu. Bağırsak florası bozulduğundan çok zayıftı, iyileşemeden yeni bir üst solunum yolu enfeksiyonu başlıyordu. Alerjik astım olduğu anlaşıldı ve kortizonlu buhar tedavileri başladı. Bu arada onu şifalandıracak başka ne yapabiliriz, diye araştırıyorduk.
Yaklaşık on yıl önce Homeopati çok yaygın bir alan değildi Türkiye’de, kardeşim Bedia Kahya Kılıç yurtdışındaki kaynakları çok araştırdığı için bana Tiroid teşhisi konduğu bir dönem Türkiye’de Homeopatik danışmanlık yapan bir yer buldu ve yan etkisi olmadığı için beni oraya yönlendirdi. Biraz araştırdım, çok ilginç ve inanılmaz geldi. İçinde madde olmayan bir şey insana nasıl etki edebilirdi, aklım almıyordu. İlk sorduğum şu oldu “Ben böyle yöntemlere hiç inanmıyorum, yine de bana etkisi olur mu?” Homeopat güldü, “test sonuçlarınla gelmişsin, yine tekrar test yaptırdığında görürsün etkisini” dedi. Bu kadar kendine ve homeopatiye güvenen cevabı beni rahatlattı ve ne kaybederim deyip önce kendimde deneyimledim.
Görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü, sağlığımla ilgili daha önce hiç sorulmayan sorular soruyordu homeopat. Nasıl doğdun, annenin düşüğü var mı, bebeğinin doğumu nasıl oldu, çocukluğun nasıldı, gençliğin, evliliğin, sütü soğuk mu içersin, nasıl yatarsın gibi ilginç sorular vardı. Sonrasında ben sustum, beni bana anlatmaya başladı, zihnin çok yoğun olmalı, geceleri de zor uyuyorsundur vb. gibi beni hiç tanımayan bir kişiden bunları duymak beni şaşırtmıştı. Doğru analiz etmiş ki, haftada 1 tanecik topla (homeopatik remedi) 4 haftanın sonunda kendimi tahlil yaptırırken buldum. Tüm tahlillerim mükemmeldi, kan ve hormon değerlerim optimum seviyeye gelmişti.
Eşimin kronik sinüzitini de geçirirse oğlumda deneyebilirdik. Her kış en az 2 antibiyotik içen eşim de homeopati ile sinüzitten kurtulmuştu. Daha önce hiç duymadığımız için etrafımızdaki doktorlara sorduk onlar da hiç duymamışlardı, inanmayın dediler ama inançla alakalı olmadığını kendimde bizzat deneyimlemiştim, hastalıklar aslında ruhsal olarak bozulmalardan kaynaklanıyordu ve ister inan ister inanma bir şekilde hem ruhuna hem fiziksel bedenine iyi geliyordu bu yöntem. Hamilelerde ve bebeklerde de yurtdışında güvenle kullanıldığını öğrendik, özellikle de Avrupa, Amerika ve Hindistan’da. Oğluma da başladık ve 5 haftanın sonunda, haftada sadece 1 remediyle iyileşmişti. İşte bu bizim için mucizeydi, hayatımda hiç bu kadar kendimi güvende hissetmemiştim, hastalıklardan korkum bir anda geçmişti. Çünkü iyileşmek zor zannediyordum kendi ailemde deneyimlemeden önce.
Fiziksel olarak hastalandığımızda altında duygusal sebepler yattığını öğrendim bu deneyimlerden. Böylece daha derinden öğrenmek için araştırmaya başladım. Birçok kitap okudum, eğitim aldım.
- "Hastalıkların altında duygusal sebepler yatabileceğini öğrendim, araştırmaya başladım." diyorsunuz. Bu kadar eğitimin ve bu yolculuğun asıl sebebi budur diyebilir miyiz?
Kesinlikle bu yolculuğun asıl sebebi hastalıklarımız, oğlumun sık sık hastalanması oldu. Geçen yıl numerolojisine baktığımızda 5-14 yaşları arasında 9 sayısının etkisi altında olduğu gördük. Bu da şifa misyonunu gösteriyordu. Aslında ailesini şifacılık yoluna yöneltmek için bize ruhsal rehberlik yapmıştı. Çocuklarımız bizim ruhsal rehberlerimizdir, onlardan öğreneceğimiz çok şey var çünkü ruhları bilge bir şekilde dünyaya ve ailelerine geliyorlar.
- Duygularımız, düşüncelerimiz bizi bu kadar etkiliyorsa onları kontrol edebilmemiz ve olumluya yönlendirmemiz mümkün mü?
Mahatma Gandhi’nin çok sevdiğim bir sözü var; “Sözlerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür” Neye dönüşmek istiyorsak buna sözlerimizden ve düşüncelerimizden başlamalıyız.
Duygularımız ve sezgilerimiz beynimizin sağ kısmını aktifleştirir, sol kısmı ise daha analitik yaklaşan bölümdür. Duygularımızı analitik bir şekilde yönetebilmek için sağ ve sol beyin dengemizin yerinde olması gerekir. Aklımıza olumsuz bir düşünce ya da duygu geldiği an, sol beyni aktifleştirmenin yollarını bulup pozitif olana odaklanabilmeliyiz.
- Rabia Hanım son zamanlarda çoğu insanın merak ettiği ve mucize olarak görüp faydalandığı sayı sekanslarıyla ilgili sorulara geçmek istiyorum. Biliyoruz ki sayılar eski yıllardan bugüne kadar hastalıklara karşı (tedavi amacıyla) kullanıldı. Sufiler de şifalı sayılardan yararlananlar arasındaydı. Günümüzde en çok kullanılan ve en çok duyduğumuz metotlar arasında Rus matematik profesörü Grigori Grabovoi’ nin sayıları yer alıyor. Grabovoi, yaşayan her şeyin bir ışık enerjisi olduğunu ve onun normalize hali olduğunu savunuyor. İnsanların hastalık olarak nitelendirdiği şey normalden çıkma sonucu oluşan bir durum olduğundan Grabovoi de normdan çıkan durumları normalize etmek için sayı dizilerini kullanıyor. Hatta bildiğimiz kadarıyla bu alanda ciddi çalışmalar yapan Grabovoi yaptığı her çalışmasını noter huzurunda da kaydettiriyor. Siz de bu konuda eğitim veren, bildiklerini en doğru şekilde aktaran eğitmenlerden birisisiniz. Öncellikle sayılarla olan yolcuğunuz nasıl başladı anlatır mısınız?
Kardeşim Bedia Kahya Kılıç, gittiği bir eğitimden bir slayt paylaşmıştı. Slaytta Dr. Zhi Gang Sha’ nın evrensel şifa sayısı olan 3396815 sayısı yazıyordu. Dr. Sha’ nın ustasına bir gün rüyasında bu sayı veriliyor ve hem hastalıklar hem de bolluk bereket için kişinin hayatına olumlu etkisi olacağını söylüyor. Bu sayıyı sağ bileğinize yazarsanız ağrılarınız geçer, diye de not düşülmüştü. O gün yüzlerce kişi, sonrasında binlerce kişi bileklerine yazdıkları 3396815 sayısının etkisiyle hayatlarındaki mucizeleri paylaşmaya başladılar.
Ben yüksek mimarım, yurtdışından alım heyeti organizasyonları yapan ve fuar organizatörlerine danışmanlık yapan bir firmam var. Aynı zamanda hobi olarak seramik tasarlıyorum. Aklıma bu evrensel şifa sayısından bileklik yapmak geldi. Çünkü toksik bileşenlere sahip tükenmez kalemlerle insanlar bileklerine sayıyı yazıyordu. Bileklikler çok talep gördü. Ardından Grigori Grabovoi’ nin her hastalığa özel bir sayı frekansı olduğunu öğrendik. Her gün yüzlerce soru alıyordum, bu bilimi tam bir şekilde öğrenmeliydim.
İstanbul’da açılan bir eğitime katıldığımda Singapur’dan bu bilimin eğitmeninin Ankara’ya geleceğini öğrendim ve asıl kaynağından bilgiyi almak üzere kaydoldum. Artık bu öğretinin eğitmeni olmuştum ve yüzlerce kişi benden bu öğretiyi öğrenmek için bekliyordu. Pandemi sürecinde fuar sektöründeki durgunluk işlerim açısından da uygun zamanı önüme sunmuştu.
- Sayılarla tanıştıktan sonra hayatınız değişmeye başladı diyebilir miyiz?
Evet, kesinlikle diyebiliriz. İlk karşıma çıkan Grabovoi sayısı “Kendini Gerçekleştirme Sayısı” oldu “319612719849”. Bu sayının ne işe yarayacağını bile bilmeden frekansına uyumlanmıştım. Hobim olan seramiği ticari bir marka haline getirip ayrı bir firma kurdum ve patentine başvurdum. İçimde hiç kullanmadığım bir potansiyel ortaya çıktı, hiç çalışmadığım kadar çok çalışıyor, sürekli üretiyor, insanlara birçok bilgi aktarıyor ve bilginin manevi dönüşünü büyük bir keyifle alıyordum. Şimdiye kadar yaptığım her işte hem ülkem için hem kendim için işe yaramış hissediyordum ama bunun hazzı bambaşkaydı. Bir tedavi yerine geçmiyordu sayılar ama umudunu kaybeden birçok hastaya da inanılmaz moral olmuş, inançlarını tazelemişti. Her aldığım deneyimi paylaşmaya başladım. Bu aynı konuda ümidini yitirmiş insanlara umut oldu ve insanlar önce farkındalık sonra şifaya ulaşmış oldu. Tabi ki devam eden tedavileriyle eş zamanlı yapılan çalışmalardı, ben sadece yeni bir bilginin yayılmasına aracılık ediyorum. Aldığım dualar sayesinde her gün harika gelişmeleri çekiyorum hayatıma. Eskiden çok dua ederdim Allah’a insanlara daha faydalı işler yapabileyim diye ve şimdi dualarımın kabul olduğunu görüyorum.
- Anladığım kadarıyla neredeyse her durum için bir sayı sekansı var. Ör: Aşk, para, kilo vermek, ruh ve beden sağlığı, hayvan sağlığı vb. İnstagram sayfasında geri bildirimleri paylaşıyorsunuz. Şimdi de okurlarımız için anlatır mısınız? Uygulayanların size dönüşleri nasıl?
Grigori Grabovoi’ nin 23 binden fazla sayı sekansı var. Öğretiye ait en çok sekanslar paylaşılsa da temelinde yoğun bilinç konsantrasyonları mevcut. Kişi bilincini ayarladığında kendi kendine de bozulan frekansını düzeltebilecek hale gelecektir.
Bu sayıları hastalıklar, aşk, finansal ve ruhsal olumsuzluklar için kullananlardan öyle çok geri bildirim geldi ki, bu konuda kitap çıkarmam gerektiğini eğitmenler çok vurguladı. Çünkü dünyada sayılarla ilgili en fazla deneyim şu an bizde mevcut. Bununla ilgili çalışmaları da başlattım, herkesin bir kutsal zamanı var ben de o zamanımı bekliyorum. Bu süreçte hala yeni bilgiler öğrenmeye devam ediyorum.
Geri bildirimler arasında en ilginç olanı hiç beklemediğin yerlerden acil para getiren 520 sayısını söyleyen kişinin balkonuna bir karganın 100 TL bırakması oldu. Cilt ve deri hastalıkları en zor iyileşen hastalıklar olarak geçer ama sayılar en hızlı bu konularda etkisini gösterdi. Egzama, siğil gibi hastalıklarda öncesi sonrası fotoğraflarla da değişimi deneyimleyen çok takipçim oldu.
En çok etkisini gördüğümüz kayıp bulma sayısı olan “471891472” ve elektronik cihazların normalizasyon sayısı olan “444” diyebilirim. Grabovoi’ ye ait olmayan sayıların da çok etkisini gördük. “777” mucizeler sayısı, “520” acil para sayısı, “52025” tıkanıklıkların açılması için kullanılan sayılarda da çok fazla geri bildirim oldu.
- Bir örnekle anlatabilir misiniz? Sayıları nasıl okumamız gerekiyor? Ve zihnimizden sessizce geçirmemiz de aynı etkiyi sağlar mı? Ya da sayıyı hatırlamadığımızda “Grigori Grabovoi’ nin sağlık sayısı” dememiz de etkili olur mu?
Sayıları birçok konsantrasyon yöntemi ile kullanabiliyoruz, içimizden söylemek, dışımızdan sesli söylemek, şarkı gibi söylemek, imgelemek hepsi de işe yarar. Önemli olan rakam rakam tek tek okumak ve aralardaki boşluklarda hafif bir durarak devam etmek. Sayıyı bir kere bilincinize tanıtmanız daha sonra o sayıyı hatırlamasanız da ne için kullanıldığını hatırlamakla aktive etmeniz de işe yarar. Grabovoi, güvenli uçuş sayısını bir kere söylediğinizde ve uçakta aklınıza gelmediğinde Güvenli uçuş sayısı aktifleşsin demeniz ya da “Kurtuluş Yolu Kitabı 1. Bölümdeki uçuş sayısı” demeniz de yeterli olur diyor.
En ilginç örneği bir takipçimin deneyiminden hatırlıyorum, ihtiyacı olan duruma özel sayı var mı bilmiyor ama şunu diyor, eğer Grabovoi’ nin öyle bir sayısı varsa da aktifleşsin diyor ve o durumu çözebiliyor. Bu gerçekten bana da inanması zor geldi ama doğrudur, çünkü Grabovoi evrende her şeyin sonsuz ve sınırsız olduğunu savunuyor, sınırlayan bizim düşüncelerimiz.
- "Hadi canım böyle şey olur mu?" diyenlerle de karşılaşıyorsunuzdur. Tepkiniz ne oluyor? Sizin de bu eğitimlere başlamadan önce böyle bir şüpheniz oldu mu?
Ben gayet normal karşılıyorum bu tepkileri. Çünkü ben de aynı tepkiyi verenlerdendim, insan hazır olmadığı bilgiyi hazmedemiyor, özümseyemiyor, hazır olduğunda bilgi kullanması için çat diye karşısına çıkıyor. Deneyimlediğinde de zaten inanıyor. Kimseyi inandırma gibi bir zorunluluğumuz da yok, herkesi kurtarma zorunluluğumuz da yok. Bazı insanlar kendi bilinçaltındaki blokajlarla kendilerini sabote ederler ve mutsuz yaşamaya devam ederler. Mutlu yaşamayı tercih etmek de bir seçimdir, seçersen önüne sınırsız olanaklar çıkar. Her şey yine bizim düşünce yapımızı değiştirmemizle dönüşebiliyor.
İnsanoğlu bilmediği şeyden korkuyor, daha çok öğreneyim diyen kazanıyor, bilmediğiyle ilgili kendi kısıtlı bakış açısıyla yorum yapıp değerlendirince de cahil durumuna düşüyor. O yüzden eleştirmeden, yargılamadan, kötülemeden önce araştırmalıyız. Her gördüğümüze inanmamalıyız ama her şeyin olabileceğini bilincimizde bilgi olarak var edebilmeliyiz.
- Bu konuda bilgi kirliliği de oldukça fazla diyebiliriz. Bu yüzden nelere dikkat etmek gerekir? Sayılarla ilgili eğitim almak, atölyelere katılmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?
En doğru bilgiyi seminerlere katıldıklarında öğrenebilirler. İnternette bilgi kirliliği var ancak herkesin de kendi akıl süzgeci var. Herkes kendi süzgecinden bilgiyi geçirip o şekilde kullanmasını öğrenmeli. Ruhumuzda tüm bilgiler mevcut, biz tekrar hatırlatmasını yapıyoruz. @rabiaalga instagram hesabımda seminer duyurularımı yayınlıyorum, takipte kalıp hem sayılarla ilgili bilgi ve deneyimleri öğrenebilirler hem de seminerleri takip edebilirler.
- Grigori Grabovoi öğretilerinin yanı sıra aynı zamanda Theta Healing eğitmenisiniz. Pek çok seminer ve eğitimler veriyorsunuz. Yeni insanlarla tanışıyorsunuz. Bu durum size ne hissettiriyor?
Sayılar ve Theta Healing aynı anda girdi hayatımıza, dolayısıyla bu iki teknikle inanılmaz dönüşümler gerçekleşti hayatımızda. Sanki elimizde sihirli bir değnek var ve o değneği kullanmayı öğrendik gibi hissediyorum, seminerlerde de insanlara onlardaki bu değneği kullanmayı öğretiyoruz. Ruh ailelerimizle bu dünyada buluşmaya niyet ediyoruz ve bizi anlayan, olduğumuz gibi kabul eden, yanında sevildiğimizi hissettiğimiz insanlarla buluşuyoruz. Bunun hissini gerçekten anlatamam, olağanüstü bir duygu. Aramıza katılan herkes de bunu hissediyor. Çünkü bir ailede tüm bireyler aynı anda uyanmıyor, herkesin uyanış ve farkındalık zamanı farklı. Erken uyanan bireyler kendini yalnız hissedebiliyor, ruh ailemize katılan ise yalnız olma hissinden kurtulup ait hissediyor.
Bilgiyi cömertçe paylaşmanın ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Birçok insan cimrilik yapıyor sahip olduğu bilgiyi aktarma konusunda. Halbuki öğrendiklerini aktardıkça yeni bilgiler kapında bekliyor, verdikçe alıyorsun.
- Herkes bu eğitimleri alabilir mi? Katılımla ilgili bir şart aranıyor mu?
Herkes bu seminerlere katılabilir. Herhangi bir koşul yok.
- Sizce bu tarz öğretilere olan ilginin artmasının sebebi nedir?
Herhangi bir sorunumuzda elimizde var olan seçeneklerimiz ihtiyacımız olan çözümleri karşılayamayınca arayış başlıyor. Herkesin arayışı, bir şekilde yoluna bu öğretilerin çıkmasını sağlıyor. Türklerin hisleri çok kuvvetli. Gerek kültürel özelliklerimiz, gerek coğrafi özelliklerden dolayı bu konularda sezgilerimizi kullanmamızı sağlıyor ve bu tarz öğretilere ulaşmamızı hızlandırıyor.
- Aileniz hep sizinle. Kardeşleriniz hatta eşiniz. Merak ediyorum eşinizin ilgisi nasıl başladı? Erkekler de en az kadınlar kadar bu konuları öğrenmeyi istiyor mu sizce?
Kardeşim Bedia Kahya Kılıç ailemizde bu konularda ilk uyanan ve bize rehberlik edendir, biz de çok şanslıyız onu dinlediğimiz ve bu yolda onu takip ettiğimiz için. En küçük kardeşim Beyza Kahya Yılmaz da en başta bu tür öğretilere tepkili olsa da kendinde deneyimleyip hayatında dönüştürdüklerini görünce o da kendini bu konulara dahil etti.
Eşim çok dalga geçiyordu, her öğrendiğimiz konuyu kendisine aktardığımız dönemlerde. En büyük manipülasyonu eşimden aldım diyebilirim ama kendisi bizzat deneyimleyince araştırmaya başladı, araştırdıkça neler yapabildiğini fark etti. Öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi seven biridir, bu nedenle her ne kadar başta direnç gösterse de gerçeklerle karşılaşması çok zaman almadı.
Genel olarak erkekler daha analitik yaklaşıyor tüm konulara, o nedenle kadınlar daha meraklı bu öğretilere. Kadınlardaki değişim eşlerinin de ilgi göstermelerini sağlıyor. Zamanla sayıları artacaktır diye düşünüyorum.
-Sizin, yanınızda taşıdığınız ya da sürekli tekrar ettiğiniz Grigori Grabovoi sayınız nedir?
Evrensel şifa sayılı bilekliğim, her şey mümkün sayılı bilekliğim ve yaşam çiçeği kolyemi çok sık kullanıyorum. Seramikten tasarladığım için hepsine his yüklemeleri yapıp sayıları da ayrıca aktifleştiriyorum. Söylediğim iki tane Grabovoi sayısı var, biri aura sayısı “91119919111” diğeri de çakra dengeleme sayısı “88889888878888”.
-Herkesin aradığı şifa farklıdır mutlaka ama illa herkese iyi gelecek bir kaynak da mümkün. Buradan yola çıkarak okurlarımız için iyi geleceğini düşündüğünüz Grigori Grabovoi sayısı paylaşabilir misiniz?
Grabovoi öğretilerinin joker sayısı “Her şey mümkün” sayısıdır, “519 7148”. Bu sayının frekansı tüm problemlerinin çözümünde istedikleri her çözümün kolaylıkla olabileceğini hissettirir.
-Son olarak bir kitap projeniz olduğunu duyurmuştunuz. Kitabınızı ne zaman raflarda görürüz?
Hayatımın birçok döneminde hep yazdım, günlüğüm oldu, mimarken de editörlük yaptım, yurtiçi ve yurtdışı dergilerde yazılarım da yayınlandı, ancak kendi kitabımı yazarken öğrenme sürecimin bitmediğini hissediyorum. Her gün yeni bir bilgi yeni bir farkındalık sahibi oluyorum. Kutsal zamanım ne zamansa o zaman herkese faydası olacak bir kitap olarak raflarda yerini alacak. Bu projenin bütüne hizmet için olmasına niyet ediyorum.
Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. Sevgiyle kalın…
Röp: Hande İpekgil
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.