Doktorlar COVID-19'la savaşı anlatıyor
Türkiye'de ilk COVID-19 vakasının görüldüğü 11 Mart'tan bu yana mesai kavramı gözetmeksizin görevlerini sürdüren doktorlar, hastalarını iyileştirmek için fedakarca mücadele veriyor.
Şanlıurfa'da COVID-19'la mücadele ederken hastalığa yakalanan Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Güzelçiçek, zorlu tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Testin pozitif çıktığını ve zorlu sürecin başladığını ifade eden Güzelçiçek, o anları şöyle anlattı:
"COVID-19, ülkemizde ve şehrimizde arttığı bu süreçte maalesef ben de salgına kapıldım. Hastanedeki bir hastayla temasım sonucu salgın bana bulaştı. İlk önce şiddetli bir baş ağrısı, halsizlik ve ağırlar başladı. Bu öyle bir baş ağrısı ki şu ana kadar tanımadığım, bilmediğim, hissetmediğim bir baş ağrısı. Başımı mengenenin arasında sıkıştırmışlar gibi acı çekiyordum. Korkunç halsizlik vardı ve kollarımı dahi kaldıramıyordum. Geceleri ise tarif edilemez kabuslar yaşıyordum. Birkaç gün uyuyamadım. Ağrı ve sızılarım nedeniyle geceleri tarif edemediğim kabuslarım oldu."
[Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Güzelçiçek ]
"Bedenim evde, ruhum hastanedeydi"
Ahmet Güzelçiçek, karantina sürecini evde geçirdiğini belirterek, "Bu süreçte bu hastalığın psikolojik etkisi çok fazla. İnsanın sevdiklerinden ve yakınlarından, çalıştığı arkadaşlarından, iş ortamından ayrı kalması ayrı bir zorluk ve sıkıntı yaşatmakta. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Özellikle bu süreçte çalışma arkadaşlarımın da yanında olamamanın acısını da çektim. Deyim yerindeyse bedenim evde karantinadaydı fakat ruhum hastanede çalışma arkadaşlarımla beraberdi. Çünkü bu süreçte sağlık ordusunu yalnız bırakmak uygun olmazdı" dedi.
"Kurallara uymayanlar bizi derinden üzüyor"
Ardahan Devlet Hastanesinde görevli doktor ve idareciler de gece gündüz demeden mesailerini vatandaşın sağlığına kavuşması için harcıyor.
Hastanenin başhekim yardımcısı anestezi uzmanı Dr. Ertaç Özeroğlu, yoğun bakımdaki hastalarla birebir ilgilendiklerini, tek istediklerinin hastaları sağlığına kavuşturmak olduğunu söyledi.
[Anestezi Uzmanı Dr. Ertaç Özeroğlu]
Özellikle yoğun bakım sürecinin çok sıkıntılı olduğunu belirten Özeroğlu, "Burası hem hasta hem hasta yakınları açısından psikolojik olarak çok sıkıntılı bir bölüm. İyi bir süreç değil. Burada verilen mücadeleyi biz de kişisel koruyucu malzemelerimizi giyerek veriyoruz. Bu ekipmanın içinde çalışmak gerçekten de çok zor" dedi.
"Hastanın nefesini zorlanarak aldığını görmek çok zor oluyor"
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Saliha Kazcı da salgından bir ay önce Ardahan'da göreve başlamasının ardından COVID-19 tedbirlerine yönelik yaptıkları hazırlıklarla yoğun bir sürece girdiklerini söyledi.
[Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Saliha Kazcı]
Türkiye'de görülen ilk vakadan 10 gün sonra Ardahan'da bir hastaya COVID-19 teşhisi koyduklarını belirten Kazcı, böylece kendilerini yoğun bir mesainin içinde bulduklarını anlattı.
Kazcı, vakaların artışıyla mesai kavramının ortadan kalktığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Özellikle haziran ayı itibarıyla bir yoğunluk yaşadık. Son süreçteki vakalarımız ağır olanlardan oluşuyor. Bu durum tabii ki yükümüzü daha da ağırlaştırıyor. Hastanın nefesini zorlanarak aldığını görmek bizim için de çok zor oluyor, aynı odada olmak gerçekten etkileyici. Özellikle ileri yaşta olan hastaların bizden daha çok beklentileri oluyor, kendimizi verdiğimiz medikal desteğin yanı sıra onlara psikolojik destek sağlamak zorunda hissediyoruz. O yüzden nefes alamamaları bizi de zorluyor."
"Kurallara uymayanlar bizi derinden üzüyor"
Dahiliye Uzmanı Dr. Zeynep Öztürk ise COVID-19 konusunda geçirdikleri yoğun sürecin son dönemde arttığına dikkat çekti.
Öztürk, izolasyona uymayanların olduğunu gördüklerinde, bu durumun kendilerini derinden üzdüğünü belirterek, "Hastalarla yaşadığımız duygusal anlar oldu. Şu an genç hastalarımız mevcut, bunlar gerçekten bizi çok üzüyor. Daha yoğun çalışıyoruz ve tabii ki durumu daha kötü hastalarla karşılaşıyoruz. Özellikle kurallara uymayanları gördüğümüzde bu durum bizi derinden üzüyor, insanlarda bir rehavet söz konusu ancak bunun dönüşünü gerek yaşlılarda gerekse gençlerde çok acı bir şekilde görüyoruz. İnsanlarımızın özellikle toplu bulunulan yerlerde maske kullanımına daha fazla dikkat etmesini ve rehavete kapılmamasını istiyoruz" dedi. AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.