Sosyal medya şifacıları yaşamı tehdit ediyor
Genç yaşlı herkesi hayatına giren sosyal medya, reklamcılık dünyasına yepyeni bir soluk getirdi. Geleneksel reklamcılık araçları yerini büyük oranda güzel, yakışıklı, komik ve de eğlenceli “influencer” sponsorluklarına bırakmaya başladı.
Sanal tedavi yöntemleri
Hemen her konuda fikri olan influencer’lar, sağlıklı hayat, sağlıklı ürün ve sağlıklı beslenme tavsiyelerinde de bulunmaya başlayınca sağlık tarafında işler karıştı. OTC Derneği tarafından organize edilen ilk “Dijital Sağlık & Dijital Sağlık Okuryazarlığı Kongresi”nde büyük tehlikeye dikkat çekildi.
Büyük tehlike
ABD’nin Ohio Üniversitesinde yapılan bir sosyal medya araştırmasında TikTok’ta yayınlanan sağlık bilgilerinin yüzde 73’ünün içeriğinin hatalı olduğunun ortaya çıkması, sosyal medyanın sağlığa ne kadar zarar verdiğini gözler önüne serdi.
İnfluencer’ların reklam içerikleri toplum sağlığıyla oynuyor
İnfluencer’ların reklam içerikleri ve reyting endişesiyle toplumu yanlış bilgilendirdiklerini söyleyen OTC Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Neylan Zırhlıoğlu Ener “Sosyal medya şifacıları dediğimiz bu kişiler toplum sağlığı ile oynuyor.
Sosyal medyada doktor ve eczacıları sınırlayan kanuni düzenlemeler bu kişileri hiç etkilemiyor” dedi.
Büyük sağlık sorunlarına yol açabilir
“We are Social” ın hazırlamış olduğu rapora göre Türkiye’de insanların günde yaklaşık olarak 8 saatini internette geçirdiklerini söyleyen OTC Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Ecz. Vildan Küçükmustafa "Bu kişilerin yaklaşık, yüzde 80’lik kısmı interneti bilgi edinmek amacıyla kullanıyor. Ek olarak; bu araştırmaya göre Türkiye’de her beş kişiden dördünün aktif şekilde sosyal medyayı kullanmakta olduğundan bahsediliyor. Bu çalışmaların sonuçlarıyla anlamlı bir korelasyon oluşturduğumuzda; her geçen gün artan sağlık harcamalarının önemli bir bölümünün yanlış bilgi kaynakları, gereksiz başvurular ve uygunsuz ilaç kullanımı gibi sebeplerden kaynaklandığını daha net bir şekilde anlıyoruz. Türkiye’de sağlık harcamalarının yüzde 10-15 kadarının bilgi eksikliğinden doğduğu tahmin ediliyor. Bu sebeple sosyal medyada dolaşan yanlış sağlık bilgileri hem insan sağlığına hem de sağlık ekonomisine ağır darbe vuruyor. Aksi hâlde influencer’lar veya ünlüler tarafından lanse edilen ve insanların bilinçsizce kullandığı ürünlerin, 20 sene sonra sağlık sistemine ciddi bir yük olacaktır” ifadelerini kullandı.
Web siteleri sağlıkta sınıfta kaldı
Çok uluslu bir çalışma olan Ohio araştırması, Türkiye’ye ait veriler de içeriyor.
Ülkemizde internette sağlık arama davranışını inceleyen araştırma kapsamında web siteleri tarandı. Küçükusta, çalışmada sağlığı ilgilendiren konularda kullanımda olan ve belirlenmiş kriterlere göre seçilmiş web sitelerinin yüzde 92’sinde kanıta dayalı hiçbir bilgi olmadığı bulundu. Sağlıkla ilgili bilgi veren sitelerin yüzde 40,6’sında hekime veya sağlık çalışanına yönlendirme olmaması dikkat çekti. Sitelerin yüzde 65,9’u reklam içeriyordu. İnternetin bilgiye ulaşma konusunda hız ve kolaylık sağladığına dikkat çekti. “Günümüzde, teknolojik yeniliklerin sınırlarını zorlayan bir hızla ilerleyen dijital sağlık, bireylere daha etkili, erişilebilir ve kişiye özgü sağlık hizmetleri sunma potansiyeli taşıyor. Bu bağlamda ‘dijital sağlık okuryazarlığı’nın anlaşılması, sağlık profesyonelleri tarafından içselleştirilip benimsenmesi halk sağlığı için en önemli konuların başında gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Toplum sağlığı için sosyal medyada doktor ve eczacıların görünür olması gerektiğini ifade eden Ecz. Neylan Zırhlıoğlu Ener da "Bizim amacımız bir ürün reklamı yapmak değil! Doğru bilgiyi tüketiciye doktor ve eczacıların anlatması gerektiğini savunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
Türkiye Gazetesi
Kaynak:BBN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.