"2023 kritik bir yıl"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Herkes yatırımını genişletmek, büyütmek, yeni yatırım yapmak istiyor. Yatırım iştahı hamdolsun gayet iyi." dedi.
Varank, "Türkiye Yüzyılı Zirvesi ve Para Sohbetleri" programında yaptığı konuşmada, sene boyunca Türkiye’nin dört bir tarafında açılışlar gerçekleştirdiklerini, firmaları ziyaret ettiklerini, iş insanlarıyla bir araya gelmeye gayret gösterdiklerini, her zaman sahada olduklarını söyledi.
Firmalardan bugünlerde en sık duydukları talebin "Sayın Bakanım bize lütfen arsa bulun, biz yatırım yapmak istiyoruz." olduğunu ifade eden Varank, Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) sayısının 353’e ulaştığını, yatırımcıların taleplerine yetişebilmek için 33 yeni OSB kurmak üzere çalışmalar sürdürdüklerini, bunlara mevcut OSB’lerin genişlemek için başvurularının dahil olmadığını dile getirdi.
Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine Sanko’dan örnek verelim. Şu anda Gaziantep’te yana yakıla arsa bulmak için uğraşıyoruz. Çünkü herkes yatırımını genişletmek, büyütmek, yeni yatırım yapmak istiyor. Yatırım iştahı hamdolsun gayet iyi. Aralık ayı teşvik belgelerinde biz rekor kırdık. Düzenlediğimiz 2 bin 62 teşvik belgesi ile 85 milyar liralık sabit yatırımın ve 54 bin istihdamın önünü açtık. Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde yerlileştirme bizim en önemli dikkat ettiğimiz hususların başında geliyor. Bu noktada da birçok adım attık, atmaya devam ediyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile cari açık verdiğimiz ürünlerin üretimini AR-GE aşamasından ticarileşmeye kadar uçtan uca bir şekilde destekliyoruz. Bugüne kadar aldığımız destek kararlarıyla 147 proje için 3,9 milyar lirası AR-GE harcaması olmak üzere toplam 50 milyar liralık yatırımı harekete geçirdik.
Mobilite Çağrımızla ileri sürüş destek sistemlerinden lidar teknolojilerine, Üretimde Yapısal Dönüşüm Çağrısı ile soğutma cihazı kompresörlerinden sınai robotlara, sağlık ve kimya sektöründe ise biyoteknolojik ilaçlardan eklem protezleri ve tanı kitlerine kadar onlarca kritik ürünü şu anda yerlileştiriyoruz. Bakanlık olarak özellikle yerlileştirme faaliyetlerinde adeta şirketlerimizin bir numaralı paydaşı gibi hareket etmeye çalışıyoruz. Bakanlığımızın bütün ilgili birimleriyle, bağlı ilgili kuruluşlarıyla bu yerlileştirme çalışmalarında hem yol gösterici oluyoruz ama aynı zamanda bu alanda hangi ihtiyaç varsa AR-GE’yi TÜBİTAK ile farklı makine teçhizat desteklerini KOSGEB ile ya da büyük çaplı yatırımları yatırım teşvikleriyle uçtan uca bir şekilde destekliyoruz. Daha önce bu sayede Türkiye’de üretilmeyen onlarca ürün de üretilmeye başlandı. Artık takım tezgahlarını bizim yatırım yapacak firmalarımız yurt dışından almıyorlar. Bizim hamle programı sayesinde bunu yerli üreten firmalarımız bunları artık tedarik etmeye başladı. Bu da cari açığın azaltılmasına katkı anlamında Türkiye’ye önümüzdeki yıllarda çok ciddi avantajlar sağlayacak."
- "Model fabrikalara yenilerini ekleyerek bunların sayısını 14'e çıkaracağız"
Bakan Varank, bakanlık olarak önem verdikleri bir başka konunun da yeşil dönüşüm olduğunu, ihracatın önemli bir kısmını Avrupa Birliğine gerçekleştirdiklerini, bu noktada Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyumun temel hedefler arasında yer aldığını belirterek, "Karbon vergisi düzenlemesine tabi olan demir-çelik, alüminyum ve çimento sektörlerinde Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritalarımızı bu yılın ilk çeyreği itibarıyla kamuoyuyla paylaşacağız. Bu konuda attığımız birçok adım var." diye konuştu.
Dünya Bankası ile OSB'lerin yeşil dönüşüm sürecini desteklediklerini, 250 milyon avroluk kredi bütçesi ile Türkiye'nin farklı OSB’lerinde ileri atıksu arıtma, su geri kazanım, GES, sıfır atık, biyogaz tesisi projelerini hayata geçirmeye başladıklarını ifade eden Varank, Türkiye olarak, Avrupa Birliği Temiz Hidrojen Ortaklığı kapsamında açılan çağrılara projelerle aktif katılım sağladıklarını dile getirdi.
Varank, Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinatörlüğünde, Türkiye'den 13 kurum ve şirketle Almanya, İtalya ve Fas’tan ortakların yer aldığı araştırma projesinin desteklenmeye uygun bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"36 milyon avroluk bütçesiyle bir seferde AB’den kazandığımız en yüksek bütçeli projeden bahsediyoruz. Projeyle birlikte hidrojenin yanında yurt dışına bağımlı olduğumuz metanol ve amonyak gibi hidrojen türevlerini de yeşil yöntemlerle inşallah geliştirip üretmiş olacak. Bakınız yakın zamanlara kadar AB’ye verdiğimiz katkıların geri dönüşlerini alamıyorduk. 50 milyon avro katkıyı AB’ye gönderiyorduk, ama bizim araştırma projelerimizde alabildiğimiz rakam sadece 40 milyon avro oluyordu ama son 3 senede inovasyona ve teknolojiye yaptığımız yatırımlar sayesinde AB’ye verdiğimiz katkıdan daha fazlasını biz projelerle Türkiye’ye kazandırabiliyoruz. Bu da geldiğimiz noktayı göstermesi açısından önemli bir gösterge. Ortak kullanım alanları ve destek programlarıyla sanayinin dijital dönüşümünü teşvik etmeye çalışıyoruz. Halihazırda faaliyette olan 8 model fabrikamızda işletmelerimize yalın üretimi öğretip kendi şirketlerini dönüştürmelerini destekliyoruz. Bu sayede firmalar hiçbir ilave yatırıma gerek duymadan çok önemli verimlilik kazanımları elde ediyor. Model fabrikalara yenilerini ekleyerek bunların sayısını 14’e çıkaracağız. Burada işletmelerimize önce yalın üretimi öğreteceğiz, arkasından da dijitalleşmelerine bir altyapı kazandırmış olacağız."
- "Hedeflerimize 2023 dönemecinden sonra da hızlı bir şekilde erişeceğiz"
Varank, bugün yerli İHA’sını, SİHA’sını, elektrikli otomobilini, uydusunu üretebilen, uzay yarışında var olan, kutup araştırmalarında aktif yer alan, Turcorn sayısını arttırma hedefinde, yeşil dönüşümde öncü olma peşinde bir Türkiye olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin daha önce sadece, bilimin, teknolojinin ve üretimin pazarı olduğunu, bugünse bilimin, teknolojinin, üretimin önde gelen merkezlerinden biri haline geldiğini ifade eden Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanayi ürünlerinin domine ettiği ihracatımızın küresel ihracat pazarından aldığı pay giderek yükseliyor. Sanayide katma değerli üretim artıyor. Türk sanayisi dünya pazarlarında artık üst sıralarda yer alıyor. Güneş paneli, demir çelik, beyaz eşya ve ticari araç üretiminde Avrupa'nın bir numarası. Küresel inovasyon endeksinde son 3 yılda 14 sıra birden yükseldik. Küresel ekonomi zorlu süreçlerden geçerken Türk sanayi yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata devam ediyor. Gönül isterdi ki yaptıklarımızdan bahsederken altılı masanın temsilcileri de burada olsun. Çünkü belli ki Bakanlığımızın politikaları hakkında en ufak bilgileri yok. Kamuoyuna ilan ettikleri Mutabakat Metni’nde, halihazırda yaptığımız her şeyi kendilerine hedef olarak belirlemişler. İşte biz o yüzden diyoruz ki bizim yaptıklarımıza altılı masanın hayalleri bile erişemez."
Türkiye Yüzyılı’nda tüm hedeflere ulaşarak, ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkaracaklarını vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi ‘Türkiye Yüzyılını sıradan bir siyasi söylem olmanın ötesinde milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olarak görüyoruz.’ Türkiye Yüzyılını bilimin, dijitalleşmenin, üretimin ve kalkınmanın yüzyılı haline getirmekte kararlıyız. İnşallah bu hedeflerimize de 2023 dönemecinden sonra da hızlı bir şekilde erişeceğiz. Onun için 2023 yılı kritik bir yıl. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünde biz vatandaşlarımızın başta iş dünyası olmak üzere doğru değerlendirmeler yaparak, doğru kararlar vererek inşallah bu ülkeyi rotasında tutacağına inanıyoruz."
- "Eğer birisi sizi tehdit ediyorsa buna en yüksek tepkiyi de yine iş dünyasının vermesi lazım"
Bakan Varank, zaman zaman iş dünyasıyla bir araya geldiğini, iş dünyasıyla bir araya geldiğinde kendilerine siyasi anlamda mutlaka vizyon karşılaştırması yapmalarını tavsiye ettiğini söyledi.
"Bugün iş dünyasını tehdit eden bir muhalefet partisi var" diyen Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yatırımcıları tehdit eden, Türkiye'den kovmaya çalışan bir muhalefet partisi var ve müteahhitleri, geldiğinde içeri atmakla tehdit eden bir muhalefet partisi var. İşte aslında iş dünyasının bunu çok iyi değerlendirmesi lazım. Eğer birisi sizi tehdit ediyorsa buna en yüksek tepkiyi de yine iş dünyasının vermesi lazım. Ben bunu TOBB’a da söylüyorum, farklı iş dünyası organizasyonlarına da söylüyorum. Eğer müteahhitleri tehdit eden bir muhalefet partisi varsa evet biz siyasi olarak bunun cevabını veriyoruz. Biz kendilerine gerekli cevapları söylüyoruz ama Müteahhitler Birliği’nin çıkarak konuşması lazım. ‘Kardeşim sen nasıl bir müteahhidi tehdit edebilirsin? İş dünyasını nasıl tehdit edebilirsin? Beni tehdit ederek mi benden oy almaya çalışıyorsun?’ diye bunu açık yüreklilik ile ifade edebilmesi lazım.
Onun için biz diyoruz ki kim gerçekten ekonomiden yana, kim özel sektörden yana? Yine aynı muhalefet partisinin lideri ne diyor? '20 yılda Türkiye'de fabrika mı kuruldu' diyor. 'Devlet 20 senede çimento fabrikası mı kurdu' diyor. 'AK Parti çimento fabrikası mı kurdu' diyor. Türkiye'nin dünyanın en büyük çimento ihracatçılarından biri olduğunun farkında bile değil. Ben soruyorum iş dünyasına; siz geldiğinde çimento fabrikası kuran bir iktidar mı istersiniz? Yoksa iş dünyasına gerekli teşvikleri vererek onların önünü açan bir iktidar mı istersiniz? İşte bu iki vizyonu mutlaka iş dünyasının karşılaştırması, buna göre 2023’te karar vermesi lazım."
Türkiye’nin kalkınmasının, bilimden, teknolojiden, üretimden geçtiğinin farkında olduklarını ama bunun özel sektörün eliyle yapılacağını da bildiklerini ifade eden Varank, devletin kurduğu bir çimento fabrikasının dünyada artık rekabetçi olma şansının bulunmadığını söyledi.
Varank, eskiden Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olduğunu, 1 kişinin çalışması gereken yerde 3 kişinin çalıştığını, artık KİT’lerin sosyal sorumluluk projesi haline geldiğini aktararak, "Peki bu KİT’lerin zararlarını kim ödüyordu? Bütün vatandaşlarımız verdiği vergilerle bu zararları ödüyordu. Onun için biz özel sektörden yanayız. İş dünyasının Türkiye'nin önünü açacağının farkındayız. Hamdolsun bugün 255 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye varsa iş dünyası sayesinde bunu başarabiliyoruz. İşte bu iki vizyonu da iş dünyamız lütfen doğru değerlendirirsin. 2023'te buna göre karar versin." ifadesini kullandı.
(Bitti)
Kaynak:Hümeyra KARADAĞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.