Büyükyılmaz: Konya’nın cezaevi ve suç raporu açıklandı!

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Av. Mahmut Sami Büyükyılmaz, partisinin hazırlamış olduğu Konya ve Türkiye’nin verilerini bulundan Cezaevi ve Suç Raporu’nu gerçekleştirmiş olduğu basın toplantısıyla kamuoyuna paylaştı.
Büyükyılmaz: Konya’nın cezaevi ve suç raporu açıklandı!

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Av. Mahmut Sami Büyükyılmaz, hazırlamış oldukları Konya Cezaevi ve Suç Raporu’nu partisinin il binasında düzenlemiş olduğu basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. Büyükyılmaz, basın toplantısında yaptığı konuşmada; “Suç, insanlığın varlığının en başından beri var olagelmiş, insanlık tarihi kadar eski kavramdır. İnsanın olduğu her yerde suç var olmuştur, bundan sonra da var olacaktır. Suç, birçok toplumsal yapı ile bağlantılı bir kavramdır. Suçu ve suçluyu araştırdığımızda altından birçok bileşenin olduğu karmaşık bir yapı karşımıza çıkar. Eğitim, kültür, aile, sosyal ve ekonomik yapıların hatta biyolojik ve psikolojik birçok etmenin suç ve suçlunun üzerinde etkili olduğunu görürüz. Hukuk sosyolojisi, sosyal-psikoloji ve kriminoloji alanlarında konuyla ilgili birçok çalışma ve teori vardır.

Suçun oluşumu için en temel iki unsurun mutlaka olması gerekir: Birincisi suç motivasyonu, ikincisi ise suç fırsatıdır. Yani suçu işlemek için insanı suça iten etkenlerin bir araya gelmesi ve suç işleyecek insanda bu yönde bir karar verme sürecinin oluşması ve bu kararın icraya konulması için ortamın müsait olması. Bu iki unsur olmadan suç oluşmaz. Devletin ilk ortaya çıkmasından günümüze en aslî ve asgarî iki temel fonksiyonu nedir diye sorulsa, birinci fonksiyonunun güvenlik, ikincisinin adalet olduğunu söyleyebiliriz. Yani toplumun, insanların bu iki en temel ihtiyacının ürünüdür devlet. Güvenliği sağlamak ve adaleti tesis etmek.

Suçun önlenmesi, azaltılması noktasında devletin (kolluk gücünün, adalet mekanizmasının) işlevi suç fırsatlarının azaltılması yönünde olacaktır. Suç motivasyonun azaltılması veya önlenmesi ise devletin temel politikaları ile (eğitim, kültür, soysam ve ekonomik politikalar gibi) bağlantılı olsa da daha çok sosyolojik, biyolojik, iktisadî, siyasal, kültürel birçok faktörle bağlantılıdır. Kriminoloji, hukuk sosyolojisi, suç etiyolojisi gibi bilim alanları suçun ortaya çıkış nedenleri, önlenmesi, azaltılması noktasında çalışmalar yapmaktadır.” dedi.

SON 10 YILDA SUÇ ORANI %65 ARTTI!

Büyükyılmaz, rapordaki verilerle hakkında ise; ”Türkiye genelindeki suç işlemiş ve mahkeme tarafından cezalandırılmış hükümlü sayısı 2010’dan 2019’a kadar öldürme %325,8, yaralama %415,4, cinsel suçlar %638, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma %565, hırsızlık %655, yağma %739,7, uyuşturucu madde imal ve ticareti %629,1, uyuşturucu madde kullanımı %936 ve kaçakçılık %958,7 oranında artmıştır. Ülkemize baktığımızda son yıllarda suçun arttığını söyleyebiliriz. 2010 yılında cezaevlerinde 120 bin kişi varken bu rakam 2014 yılına geldiğimizde 159 bin, 2019 yılında ise 292 bin kişiye ulaşmıştır. 2016 yılında meydana gelen darbe girişiminin bu rakamlarda etkisi olduğu söylenebilirse de darbe girişimi sonrası cezaevine giren tutuklu sayısının 8 bin, hükümlü sayısının ise 22 bin, toplam 30 bin civarında olduğu dikkate alınırsa ve bu rakam 2019 yılı verisinden düşülse bile, 2010 yılından (159 bin) 2019 yılına (262 bin) artışın yüzde 65 olduğu görülür.

Bu oranda yüksek bir artışın ülkemizin nüfus artışı ile de izahı mümkün değildir. Çünkü 2010 yılında 72 milyon 137 bin olan nüfusumuz 2019 yılında 83 milyon 155 bin olmuş yani yüzde 15 artmıştır. Tutuklu ve hükümlü sayısındaki artışın yüzde 65 olduğu dikkate alınacak olursa nüfus artışıyla izah edilemeyecek bir durum vardır ortada. Üstelik bu 2016 yılında 671 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle çıkartılan aftan yararlanın çıkan yaklaşık 40 bin mahkumun olduğu da dikkate alınırsa tutuklu ve hükümlü sayısındaki artışın daha büyük olduğu anlaşılır.” şeklinde konuştu.

KONYA’DAKİ SUÇ ARTIŞ ORANI TÜRKİYE GENELİNDEN DAHA FAZLA!

Büyükyılmaz, Konya’daki verilerle ilgili ise şunları söyledi; “Konya’ya baktığımızda ise suç işlemiş ve mahkeme tarafından cezalandırılmış hükümlü sayısı 2010’dan 2019’a kadar öldürme %276,4, yaralama %356,8, cinsel suçlar %335, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma %677, hırsızlık %981, yağma %1756, uyuşturucu madde imal ve ticareti %1685, uyuşturucu madde kullanımı %846 ve kaçakçılık %675 oranında artmıştır. Türkiye genelindeki 2010 yılı ile 2019 yılı arasındaki artış ile Konya’daki artışı mukayese ettiğimizde: Öldürme, yaralama, cinsel suçlar, hakaret, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanma ve satın alma, sahtecilik, dolandırıcılık, kaçakçılık, ateşli silahlarla ilgili suçlarda Konya verilerinin Türkiye geneli ortalamasına yakın veya bazılarında Türkiye genelindeki verilerden daha düşük olduğu görülmektedir. Bununla birlikte kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma, hırsızlık, yağma, uyuşturucu ve uyarıcı madde imalatı ve ticareti, trafik suçları, icra iflas kanuna muhalefet suçlarından hüküm giyen insan sayısında Konya’daki artışın Türkiye geneline göre daha yüksek olduğunu görmekteyiz.

Aktarmış olduğumuz tablolar ve veriler gerek ülke genelinde gerek Konya’da suç ve suçluluğun sürekli arttığını ve çıkartılan onca affa rağmen cezaevlerindeki insan sayısının sürekli arttığını göstermektedir. Bu durumun maalesef Konya’mız açısından da farklı olmadığını, hatta bazı suçlarda Konya’nın Türkiye ortalamasını geçtiğini göstermektedir. Suçun ve suç motivasyonunun oluşmasının önlenmesinde aile, sosyal çevre, eğitim, kültür, ekonomi, siyaset gibi birçok unsurun etkisinin olduğu aşikardır. İşsizliğin, ekonomik krizlerin, yoksulluğun, gelir dağılımı adaletsizliğinin, fırsat eşitsizliğinin suç ve suçlu üzerindeki olumsuz etkisini kriminoloji bilimi tespit ve teslim etmektedir.”

BU TABLO, GERÇEKLİĞİN BİZLERE SUNULAN GİBİ OLMADIĞINI GÖSTERİYOR!

Büyükyılmaz, konuşmasının devamında; “Yıllardır muhafazakar söylemlerle iş başında olan bir iktidarın oluşturduğu sosyo-ekonomik, kültürel yapı sayesinde sürekli suç ve suçlu üreten bir sistem ortaya çıktığını göstermektedir. Gelir dağılımı adaletsizliği, işsizlik, borçlanma, ekonomik istikrarsızlık, krizlerin, eğitim sisteminin, kültürel faaliyetlerin, televizyon dizi ve filmlerinin, toplumun önüne konulan rol-modellerin, siyasal dil ve üslubun özetle iktidarın yıllardır uygulaya geldiği eğitim, kültür, ekonomi ve sosyal politikaların bu tablonun oluşumunda etkisinin büyük olduğunu söylemek gerekir. Kendisini muhafazakar olarak tanımlayan, dindar nesil yetiştirmek iddiasında olan bir siyasi partinin 18 yıllık iktidarı sonucunda ortaya çıkan bu hazin tablo, gerçekliğin iddia edildiği veya bize sunulmaya çalışıldığı gibi olmadığını tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. 

Anketlerde  yargıya olan güvenin gittikçe azaldığı görülmektedir. Yargının bağımsız olduğuna inananların sayısı da oldukça düşük çıkmaktadır.  Gençlerin yüzde yetmiş oranında ‘kariyer için eğitim, bilgi, birikim, tecrübeden daha çok adam kayırmanın önemli olduğu’ yönünde kanaate sahip oldukları sonucu çıkmaktadır. Ülkemizde yaşamak istemeyen, fırsatını bulsa başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla gitmek isteyenlerin oranı da yüzde altmışları geçmektedir. Yargıya ve yargı bağımsızlığına güvenin en dip seviyelere indiği, gençlerine gelecek adına umut vaat edemeyen, ehliyet ve liyakatten çok torpilin öncelendiğine inanılan bir toplumsal yapı ortaya çıkmış durumdadır. Sürekli cezaevi yapmak ve bunun için bütçeden milyarlarca lira ayırmak durumunda kalan bir siyasi anlayış hakimdir. Cezaevi yapımını ‘yatırım’ olarak müjdeleyen, adalet sarayı açmayı marifet sayan bir anlayışla karşı karşıyayız.” dedi.

ÖNERİLERMİZ, SUÇU ve SUÇLULUĞU AZALTABİLİR!

Büyükyılmaz, hazırlanan rapordaki çözüm önerileriyle ilgi ise “Üretim, istihdam oluşturmak; gençlerine  iş ve aş bulmak yerine, işsizleri suçlayan ‘iş beğenmiyorlar’, ‘devlet kimseye iş bulmak zorunda değildir’ anlayışının hakim olduğu garip bir siyaset anlayışının hakim olduğunu gözlemlemekteyiz. Bu vahim tablo, Millî Görüşün yıllardır üzerine basarak söylediği  ‘Önce Ahlâk ve Maneviyât’ düsturunun  ve ‘ehliyet ve liyakat, hukuk devleti’ vurgularının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Raporda izâh ettiğimiz kötü tablonun ortadan kalkması ve gerek ülkemizde ve gerekse Konyamızda suç ve suçluluğun azalması için Saadet Partisi olarak bizim önerilerimiz şunlardır:

  1. Başta eğitim ve kültür politikalarının ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ ilkesine göre yeniden gözden geçirilmesi,
  2. Yeni hükümet sistemi ile iyice bozulan kuvvetler ayrılığı ilkesinin yeniden hakim kılınması,
  3. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması,
  4. Yargının etkin ve hızlı işleyişinin sağlanması,
  5. Kanunların yaptırım ve caydırıcılığını sağlanması,
  6. Ceza ve infaz sisteminin yeniden düzenlenerek infaz kurumlarının suçun öğrenildiği, suçlu üreten ve suçu çoğaltan yerlerden daha çok ıslahı sağlayan yerler olarak düzenlenmesi,
  7. Kamuoyunda hukuka olan güvenin temin edilmesi, bunun için de başta ülkeyi idare edenler olmak üzere herkesin yargı kararlarına saygı duymasının temini,
  8. Siyaset dilinin daha nazik, ötekileştirmeyen, şiddet ve hakaret içermeyen bir şekil alması,
  9. Tarihin en köklü milleti olarak kadim devlet geleneğimizi ön plana alarak kanunlarımızın AB siparişleri üzerine değil de kendi ihtiyaçlarımız, sosyal dokumuz, örf, âdet, gelenek ve sosyal yapımıza uygun olarak çıkartılmasının sağlanması,
  10. Yapılan tüm işlerde ehliyet ve liyakatin ön planda tutulması,
  11. Başta eğitim olmak üzere her alanda fırsat eşitliğinin sağlanması,
  12. Televizyon dizileri ve filmlerinde toplumun örf ve adetlerine ve ahlak anlayışına ters programlar ile gençleri mafyatik yapılara, suç örgütlerine özendirici programların engellenmesi,
  13. Ekonomik alanda üretimin ve istihdamın öncelenerek istihdamın artırılması, işsizliğin azaltılması, 
  14. Gelir dağılımı adaletsizliğini asgariye çekecek vergi ve ekonomi politikaları geliştirmek,
  15. Sosyal yapının ve ailenin geliştirilmesi ve korunmasına yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir. 

Çözüm önerilerimizin fiiliyata geçtiği, suç ve suçlunun azaldığı, vatandaşlarımızın güven içinde yaşadığı  müreffeh,  güçlü sosyal ve ekonomik yapıya sahip günlere bir an önce ulaşabilmek temennisiyle iş bu raporu kamuoyuna saygıyla arz ederiz.” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.