Çelik: Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti MKYK toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı gündemine ilişkin bilgi verdi.
Akdeniz Bölgesi'ndeki yangınlar, Karadeniz Bölgesi'ndeki sel felaketlerine ilişkin toplantıda geniş değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Ömer Çelik, devletin tüm kurumları ile afetlere ilk andan itibaren müdahale ettiğini söyledi.
Orman varlığını korumak ve artırmanın en önem verdikleri konu olduğunu söyleyen Çelik, “Anayasa'nın 169. Maddesinde belirtildiği gibi bu alanlar aynen korunacaktır” dedi. Çelik, sel felaketi yaşanan yerlerde bir yılda yağacak yağmurun bir günde yağdığını söyleyerek, dere yataklarına ev yapılması konusunda ciddi tedbirlerin alınmasıyla ilgili önemli bir irade olduğunu kaydetti.
Pandemi sürecinde de Türkiye'nin önemli bir sınav verdiğini açıklayan Çelik, aşılama konusunda gelinen noktaya ilişkin bilgi verdi. Çelik, “Aşılanma gönüllülük esasına göre yürütülüyor. Vatandaşlarımız arzu ettikleri takdirde kolayca aşıya ulaşabiliyorlar. Aşı konusuyla ilgili çeşitli tartışmalar ortaya çıkıyor. Bu siyasetçilerin karar vereceği bir konu değil. Türkiye'de bu sürecin Bilim Kurulu tarafından yürütülmesi baştan itibaren gösterilen hassasiyettir. Birçok ülke aşıya ulaşmaya çalışıyor ulaşamıyor, ülkemizde aşıya ulaşım konusunda bir sorun yok” şeklinde konuştu.
Hayatını kaybedenlerin büyük kısmının aşı olmayanlar olduğunun altını çizen Çelik, aşı konusunda bilim insanlarını dinlemek gerektiğini söyledi.
Çelik, “2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı 6 Eylül'de başlayacak. Tüm hazırlıklar yapıldı. Bu sene tüm kademelerde haftada 5 gün ve yüz yüze eğitim yapılacak. Aşılama çalışmalarının bu noktaya gelmiş olması bize bu imkanı sağladı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı salgınla ilgili alınması gereken tedbirleri kapsayan bir rehber hazırladı” şeklinde konuştu.
Pansiyonlara 6 bin civarında yeni personel alınacağını kaydeden Çelik, öğretmen ve öğrencilerin maske takarak okullara gelmesi gerektiğini belirti. “Bütün bunları öğrencilerin yüz yüze eğitimi devam ettirmesi için gereken tedbirler olarak görelim” açıklamasında bulunan Çelik, bu kararların Bilim Kurulu ile danışılarak alınan kararlar olduğunu ifade etti.
“Bunlar hep yalan haberlerdir”
Türkiye'nin terörle mücadelesini başka yöne çekmek isteyenlerin kara propagandalar yaptığını söyleyen Ömer Çelik, “TSK'nın 17 Ağustos'ta düzenlediği iddia edilen bir hava saldırısında Sincar'daki bir sağlık merkezinin hedef alınması konusu sivillerin de öldüğü konusunda kara propaganda yapıldı. Türkiye'nin hem Irak'la ilişkilerinin olumlu bir şekilde seyretmesinden rahatsız olan odakların bu haberlerin arkasında olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda da terör örgütüne yakın merkezlerin bu propagandaları yaptığını görüyoruz. Bunlar hep yalan haberlerdir” dedi.
Yapılan operasyonların hepsinin ulusal güvenliği korumak için gerçekleştirildiğinin altını çizen Çelik, bu mücadelenin Türkiye'nin haklı ve meşru mücadelesi olduğunu söyledi.
“Afgan halkı yalnız bırakılmamalıdır, uluslararası toplum üzerine düşeni yerine getirmelidir”
Afganistan'da yaşanan gelişmeler ve göç dalgasına ilişkin konuşan Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuda çok yönlü bir diplomasi trafiği yürüttüğünü belirtti.
Ömer Çelik, “İnsan haklarına, kadın haklarına riayet gibi konuların yakın şekilde takibimizde olduğunu, bu konularda duyarlı davranılması gerektiğini bir kere daha tekrarlıyoruz. Afgan halkı yalnız bırakılmamalıdır, uluslararası toplum üzerine düşeni yerine getirmelidir. Buradan çekilenlerin burada daha büyük bir dramın ortaya çıkmaması için uluslararası mükellefiyetlerine yerine getirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yaşanan göç dalgasına ilişkin de önemli açıklamalarda bulunan Çelik, ölümden kaçıp Türkiye sığınan insanlara karşı sığınmacı düşmanlığının yapılmaması gerektiğini, bu tavrın tıpkı Avrupa'da Müslümanlara ve yabancılara karşı yapılan ırkçı saldırılardan hiçbir farkı olmayacağını belirtti. Muhalefet yapılabileceğini; fakat Avrupa'daki faşistlerin dilinin Türkiye'deki sığınmacılara karşı kullanılmasının Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük olduğunun altını çizdi. Çelik, “Türkiye'nin bir tane daha fazla mülteci alacak, bu yükü kaldıracak bir kapasitesi yoktur” açıklamasında bulunarak uluslararası topluma şu ifadelerle seslendi:
“Bu devletler adına konuşan siyasetçiler bilsinler, Türkiye bir toplama kampı değildir, Türkiye bir göçmen kampı değildir. Burası yolgeçen hanı da değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir. Türkiye'ye sormadan yapılan açıklamaların bizim gözümüzde hiçbir değeri yoktur. Türkiye egemen devlet olarak kararanı kendisi verir.”
Türkiye'nin göç dalgasına karşı sınır bölgelerinde aldığı tedbirleri de açıklayan Çelik, 7/24 esasına uygun sınırların korunduğunu belirtti.
Mehmetçiğin güvenliği esas olmak üzere her türlü tedbiri alacak senaryonun çalışıldığını belirten Çelik, “Mehmetçiğimizi riske atacak, güvenliğini tehlikeye sokacak bir uygulama söz konusu değildir. Çalışan arkadaşlarımız, askeri birimler, diplomatik birimler 7/24 esasına göre çalışırken durduğu yerden iki tane tiwit atarak Türkiye'nin büyük stratejisini sabote edeceğini zannedenler var. Kimse bir macera peşinde değil” dedi
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden ile anlaştı” denildiğini belirten Çelik, “Yalan olduğunu kendileri de biliyorlar. Ya da ‘Biz iktidara gelirsek bunları konuşarak göndereceğiz' diyorlar. Bir iddiada bulunulur da iddianın altına üç tane bunu dolduracak cümle konulur. Ortaya çıkan zorunluluklar, ortadaki tablo, Suriye'deki iç savaş, bütün bunları değerlendirmeyeceksin, sonra da ‘bunları göndereceğiz' diyeceksin. Bunları değerlendirmeden gönderirsen ne olur? Bunu söyleyen CHP Genel Başkanı'nın, CHP'nin geçmişte yaptığı ve acı sonuçlara yol açan Boraltan Köprüsü hadisesini hatırlaması lazım” diye konuştu.
İYİ Parti İl Başkanı Burak Kavuncu'nun uğradığı saldırının sorulması üzerine cevap veren Ömer Çelik, “Artık özür beklemekten vazgeçtik. Böyle bir değerlendirme ve bu iddiaları gündeme getirenlerin böyle bir değerlendirme ve böyle bir ahlaki yüzleşme yapacaklarına dair umudum yoktur. Öncelikle Burak Kavuncu'ya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Biz her türlü şiddete karşıyız. Sivil siyasetin, ana esası toplumda her türlü meseleyi şiddeti hiçbir şekilde meşrulaştırmadan, şiddeti sürekli olarak dışlayarak çözmektir. Dolayısıyla İYİ Parti İl Başkanı Kavuncu veya bir başkası, herhangi bir saldırıya uğradığı zaman biz bunu tümüyle reddederiz ve geçmiş olsun dileriz. Burada Kılıçdaroğlu ne dedi? Cumhurbaşkanımızın bunları cesaretlendirdiğini söyledi. Bir kere bu çok ayıp bir şeydir. Eski tabirle söyleyecek olursam, ana muhalefet sorumluluğu içerisinde bir yerde oturuyorsunuz ve köklü bir partinin genel başkanlığını yapıyorsunuz. Burada söylenen sözlerin nereye gittiğini iyi düşünmek lazım. Sonuç olarak failler bulunduğu ve faillerin içinde bulunduğu ilişki ağı ortaya koyulduğu zaman aslında mahcup olacakları ve özür dileyecekleri bir tablo ortaya çıkarken her seferde, ‘bundan sonra ne söyleyebiliriz' diye maalesef yeni bir doğru olmayan yaklaşım içerisine girmiş bulunuyorlar” şeklinde konuştu.
“Dışişleri Bakanlığının A4 kağıdına sığacak açıklamalarını iyi okusunlar”
Öte yandan, bir basın kuruluşunun İngiliz Savunma Bakanı'nın sözlerinin çarpıtılarak bir haber yaptığını, daha sonra da konunun açığa çıktığını anımsatan Çelik, konu üzerine tweet atan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştirdi. Çelik, “Arkası nedir önü nedir, orijinal metinde ne var hiç ona bile bakmadan, ‘sevgili halkım ben sizi bugün de gelişmelerle ilgili olarak bilgilendireyim' diyerek tweet atıyor. Yani Cumhuriyet Halk Partisinin hafızasını siyasi bir arızaya dönüştürmüş durumda. Orada halbuki uzun yıllar içerisinde oluşmuş bir hafıza, Türk dış politikasıyla ilgili bir birikim var. Dışişleri Bakanlığı cevap verdiği zaman da diyor ki, ‘biz konuştuktan sonra Dışişleri Bakanlığı cevap verdi' diyor. E mecburen Dışişleri Bakanlığı sizin yalanınıza cevap veriyor. Ondan sonra da tutuyor diyor ki, ‘Dışişleri Bakanlığı A4 Bakanlığına döndü' Ben de diyorum ki, ‘Dışişleri Bakanlığının A4 kağıdına sığacak açıklamalarını iyi okusunlar' O A4'lerin onlara çok faydası olur. Neyin ne olduğunu öğrenirler. O açıklamaların arkasında Türk diplomatların büyük emeği var. Gecesini gündüzüne katarak Türk diplomasisinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini korumak için yaptığı çalışmalar var” diye konuştu.
“Bir tezkereye ihtiyaç duyulursa bu yüce meclise arz edilecektir”
Milli Savunma Bakanı Akar'ın Afganistan konusundaki açıklamalarının sorulması üzerine cevap veren Çelik, “O konu MKYK'da gündem değildi fakat konuyu takip ettim. Orada Milli Savunma Bakanının açıklamasının bazı yerlerde yanlış bir şekilde yansıtıldığını gördük. Bu NATO'nun çekilmesinden sonra Türk askerinin orada bulunması gibi bir durum söz konusu olursa, ki dediğim gibi Mehmetçiğin güvenliği esas olmak üzere tüm seçenekler değerlendiriliyor. Ancak kapsayıcı bir temas trafiği içerisinde hem askeri hem de diplomatik olarak tamam denildikten sonra verilecek kararlardır bunlar. Tüm kurumlar kararlarını olgunlaştırıyorlar, Cumhurbaşkanlığına arz ediyorlar, tüm kurumların değerlendirmeleri ile birlikte ortak bir karar ortaya çıkacaktır. Bu çerçevede bu çekilme olduktan sonra Türk askeri varlığının orada olması ile ilgili bir prensip olarak bir karar verilirse hukuki ve teknik olarak bir tezkere söz konusu olabilecektir. Devlet geleneklerimiz gereğince Mehmetçiğin herhangi bir yerde bulunması ile ilgili karar alınırken tabi ki yüce meclise arz edilecektir. Ama bunu bazı arkadaşlarımız, sanki bir tezkere hazırlanıyor da meclise gönderilecek gibi algıladılar. Orada prensip olarak nasıl bir çerçeve içerisinde hareket edileceğini söylüyor Milli Savunma Bakanı. Ama tabi ki bir tezkereye ihtiyaç duyulursa bu yüce meclise arz edilecektir” açıklamasında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.