Erbakan’dan kritik ‘DSÖ’ uyarısı
Yeniden Refah Genel Başkanı Erbakan, yaptığı açıklamada, “Cenevre’deki DSÖ Genel Kurulu’nda sağlık alanında ulusal egemenliğimizi kaybetmemize yol açacak maddelere asla kabul oyu verilmemesi ve DSÖ İstanbul Ofisi’ne verilen ‘devlet içinde devlet’ yetkilerinin bir an önce ortadan kaldırılması için Hükümeti uyarıyoruz” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün Cenevre’de devam eden Genel Kurulu’nda oylanacak yeni tüzüğün kabul edilmesi halinde; DSÖ’nün yetkilerinin orantısız bir şekilde arttırılacağını ve sağlıkla ilgili gelecekteki ‘acil durumlar’ ile ‘salgınlar’ süresince, uluslar üstü tek yetkili kurum olarak, hangi sağlık önlemlerinin ülkelerde uygulanacağına doğrudan doğruya DSÖ’nün karar vereceğini ve böylelikle ulus devletlerin egemenliğinin halk sağlığı alanında kaldırılmış olacağı uyarısında bulundu.
“DSÖ İstanbul Ofisi anlaşmasını feshedeceğiz”
Erbakan, DSÖ’nün İstanbul ofisinin de devlet içinde devlet gibi çalıştığını belirterek, Yeniden Refah Partisi iktidarında ‘DSÖ İstanbul Ofisi’ anlaşması dahil, DSÖ ile ilgili tüm diğer anlaşmaları gözden geçireceklerini, uygun görülmeyenlerin feshedileceğini ve suç teşkil eden durumlar hakkında adalet mekanizmasını işleteceklerini söyledi.
"DSÖ İstanbul ofisi Türkiye içinde bir devlet gibi"
Erbakan, ‘adeta devlet içinde devlet kurmaya ve ulusal egemenliğimizi devretmeye yönelik’ dediği maddeleri şöyle sıraladı:
“DSÖ İstanbul Ofisi’nin açılmasına ilişkin Anlaşma, 2 Mayıs 2017’de Ankara’da imzalandı. İki yıl sonra, 18 Mayıs 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanmak üzere TBMM’ye sunuldu. 21 Ağustos 2020’de onaylandı ve Resmi Gazete’de yayınlandı. DSÖ İstanbul Ofisi, 10 Eylül 2020’de Mecidiyeköy’de açıldı. Tüm bu yetkilerle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) İstanbul Ofisi, Türkiye devleti içinde bir devlet haline gelmiştir. Bu adım aynı zamanda dış mihrakların uzun zamandır hedefledikleri, tek bir merkezden yönetilen ‘tek dünya devleti’ yolunda atılmış önemli bir adımdır.”
“DSÖ’nün önde gelen bağışçıları Siyonist vakıf ve kuruluşlar”
“Bağışçıları çoğunlukla önde gelen Siyonist vakıf ve kuruluşlar olan ve bu bağışçıların aldığı kararlarda etkili olduğu DSÖ’ne ülkemizde bu olağanüstü imtiyazların sağlanması kabul edilebilecek bir durum değildir” diyen Erbakan, “Şimdi de, Cenevre’deki Birleşmiş Milletler merkezinde Dünya Sağlık Örgütü’nün Genel Kurul yapılıyor. DSÖ’ye üye 196 ülkenin delegeleri, Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nün çeşitli maddelerinde yapılacak değişiklikleri oylayacaklar. Değişikliklerin genel kurulda kabul edilmesiyle, Tüzükteki değişikliklerin kabul edilmesi halinde, DSÖ salgın riski olduğunu her ilan ettiğinde, halk sağlığına yönelik olarak küresel boyutta ülkelerin hepsine birden aynı anda ya da istediği ülkelere teker teker müdahalede bulunabilecek. DSÖ’ye verilen bu yeni yetkilerle, DSÖ ülkelere kendi belirlediği önlemleri uygulama zorunluluğu getirmektedir. Ülkeler bu önlemleri uygulamazlarsa ekonomik cezalarla karşı karşıya kalacaklar. Eğer tüzük değişiklikleri kabul görürse, tüm ülkeler halk sağlığı konusunda ulusal egemenliklerini kaybedecekler, bu konuda tek karar mercii de DSÖ olacak. Bu noktada Cenevre’deki DSÖ Genel Kurulu’nda sağlık alanında ulusal egemenliğimizi kaybetmemize yol açacak maddelere asla kabul oyu verilmemesi için ve DSÖ İstanbul Ofisi’ne verilen ’devlet içinde devlet’ yetkilerinin bir an önce ortadan kaldırılması için hükümeti uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.