Kadın milletvekilleri "seçme ve seçilme hakkı kazanmaları"nı değerlendirdi
Kadın milletvekilleri, 5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıl dönümünde, kadının siyasetteki temsiline ilişkin Anadolu Ajansına (AA) değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, "5 Aralık, kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesi; bir insana seçme ve seçilme hakkını vermekten bahsetmiyoruz, ayrı bir statüye konularak, kadına seçme, seçilme hakkının verilme gününün ayrı bir gün olarak belirlenmesi ilginç bir şey. Dünya, o tarihlerde demek ki ne kadar farklı bakıyor ki olaya, 'Kadınlar seçsin mi seçmesin mi seçilsin mi seçilmesin mi' bu bile tartışılmış." diye konuştu.
Başörtülülerin de seçilme hakkını bir dönem kullanamadığını hatırlatan Usta, 2015'ten sonra bu hakkı kullanabildiklerini söyledi. Usta, bunların, dünya tarihinde örnek tarihler olduğunu dile getirdi.
Usta, AK Parti iktidarıyla kadın milletvekili oranında artış yaşandığını belirterek, "Mevcut kadın milletvekili sayımıza baktığımızda AK Parti'de yüzde 18,88, nispeten iyi bir rakam aslında. Daha önceki dönemlere bakılınca oldukça iyi bir seviyedeyiz. Ama kadınların da Meclis'teki sayısının ve oranının artmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Meclis'te HDP dışındaki partilerin kadın milletvekili oranının çok düşük olduğuna dikkati çeken Usta, şöyle devam etti:
"Şuna özellikle dikkat çekmemiz gerekiyor; sırf sayı artırmak niyetiyle niteliği, özünü kaybetmemek gerekiyor. Önemli olan kadın-erkek cinsiyetinden daha çok, ehliyetli ve liyakatli insanların Meclis'te bu milleti temsil ediyor olması, kanun yapım süreçleriyle ilgili çalışmaların içerisinde aktif bulunması. Kadın denilince de tek bir tip, tek bir model değil; her kesimden, her alandan, bu işi yapabilecek olan her yaştan kadının Meclis'te olmasını önemsiyorum. Üreten, değer katan, 'Bu ülke için ben de varım' diyebilen her kadına bu fırsatın verilmesi gerektiğini düşünüyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kadın milletvekili ve genç milletvekili adaylarının olmasını önemsediğini anlatan Usta, şunları kaydetti:
"Bunun büyük bir kural olarak uygulanması noktasında Genel Başkanımızın da hep talimatları oluyor. O yüzden ben kadın milletvekili sayısının artacağını düşünüyorum. Ama sırf kadın olmak değil mesele, ilinde temsiliyetini yapabilecek, o niteliğini de ortaya koymuş başarılı kadınların sayısı arttıkça, Meclis'te de partilerin içerisinde de kadınların sayısının artacağını düşünüyorum."
- "O'nun adı kullanılarak engellenmek istenmiştir"
AK Parti MKYK üyesi, Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, Türk kadınının seçme, seçilme hakkını 1934'te kazansa da fiiliyatta kadınların bir kısmının ayrımcılığa tabi tutulduğunu belirterek, "Atatürk'ün bize vermiş olduğu son derece önemli hak ve imkanlar, yine O'nun adı kullanılarak, O'nun ismini istismar etmek suretiyle engellenmek istenmiştir." ifadelerini kullandı.
7 Haziran 2015 tarihinin, yıllarca kılık kıyafetinden dolayı pek çok konuda katı baskı ve ayrımcılıklara uğramış biri olarak kendisi için çok özel, anlamlı bir gün olduğunu anlatan Çam, "7 Haziran 2015'te seçilmiş bir milletvekili olarak, gazi Meclisimizin kürsüsünden özgür ve hür irademizle ilk yemin eden kadın olarak, milyonlarca kadınımız adına kullanma hakkını elde etmiş olduk." değerlendirmesini yaptı.
Çam, ayrımcılık ve baskılar ile Türk kadınının bir kısmına uygulanan haksızlıklara karşı kararlı duruş sergileyen, seçme ve seçilmeye ilişkin tüm engellere son veren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a minnet ve şükranlarını sunduğunu söyledi.
Aradan geçen onca acılar ve haksızlıklardan sonra ana muhalefet partisinin, "Artık herkesle helalleşeceğiz" diye konuyu geçiştiremeyeceğini vurgulayan Çam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Başörtüsü meselesini kökten çözeceğiz) diye geçip gitmiş, partimiz ve liderimiz tarafından çözülmüş bir sorun üzerinden siyasi pirim elde etmeye çalışma zavallılığını ve komikliğini de görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Cumhurbaşkanımız gayet açıklıkla 'Şayet samimiyseniz kılık kıyafetler üzerinden yasakların ve engellerin ileride yasal düzenlemelerle bir daha engellenmemesi amacına matuf olarak buyurun Anayasa değişikliğine gidelim.' teklifini de yine, bu özel günümüz vesilesiyle kendilerine hatırlatmış olalım. Ama yapamazlar, maalesef her zamanki gibi samimi değiller. Yalan ve algı yönetimi üzerinden milletimizi aldatacaklarına hala inanmaya devam ediyorlar. Şanlı tarihimizin bu kutlu yürüyüşünde bir daha yasaklar ve ayrımcılıklar yaşanmasın, milletimiz ve devletimiz birbiri ile hep dayanışma içinde olsun. Harici ve dahili bedbahtların ülkemizin asil değerlerini ve kazanımlarını yok etmelerine hiçbir zaman fırsat verilmesin."
- "Türk kadını, demokrasi ve Cumhuriyetin güvencesidir"
MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, kadınlara seçme ve seçilme hakkını, Fransa ve İtalya'dan 11 yıl, Romanya'dan 12 yıl, Bulgaristan'dan 13 yıl, Belçika'dan 14 yıl, İsviçre'den 36 yıl önce tanıdığına işaret etti.
Atatürk'ün 1925'te yaptığı konuşmada, "Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadının, bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapma yoludur." dediğini aktaran Erdem, bu konuşmayla kadın-erkek eşitliği ilkesinin açıkça ortaya konulduğunu vurguladı.
Erdem, Atatürk'ün, Birleşmiş Milletlerin, 20 yıl sonra kabul ettiği Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin 1. ve 2. maddesi ile yayımladığı ilkeleri, çok daha önce dile getirdiğini belirtti. Erdem, Türkiye'de kadınların, 1930'dan itibaren çıkarılan bir dizi yasayla yerel ve genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına sahip olduğunu anlattı.
Arzu Erdem, 1930'dan itibaren bazı yasalarla kadınların önce belediye seçimlerine katılma, köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclislerinde üye seçilme hakkını kullandıklarını, 5 Aralık 1934'ten itibaren de milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduklarını hatırlattı.
Kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği seçimlerde, 17 kadın milletvekilinin 8 Şubat 1935'de Meclis'e girdiğini ifade eden Erdem, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kahraman Türk kadını, Milli Mücadele'de erkeklerin yanı sıra bileğinin ve yüreğinin hakkıyla destansı bir tarih yazmıştır. Türk kadını, demokrasi ve Cumhuriyetin güvencesidir. Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi kadınlarımıza verdiği değeri, 'Kadın annedir, kadın eştir, kadın yuvadır, kadın insandır, ailenin temel direğidir. Kadın; toplumun aynası, geleceğimizin ümit ateşidir. Kadın elinin değdiği yerde, kadının olduğu her zeminde fedakarlık vardır, sağduyu ve sabır hakimdir.' sözleriyle net bir şekilde ifade etmektedir. Bizler nüfusun yarısıyız. Ülkemizin karar alma mekanizmalarında ve Meclis'te erkeklerle eşit sayıda yer almak istiyoruz. Çünkü kadınlar güçlenirse, ülkemiz de güçlenecektir."
- "Haklarımıza her daim sahip çıkacağız"
CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, Mustafa Kemal Atatürk sayesinde birçok ülkeden daha önce elde edilen "Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı" tanınmasının 88. yılı olduğuna işaret ederek, 5 Aralık'ın, kadın ve erkeğin eşitliğini öngören, eşit yurttaşlık hakkının kazanıldığı çok önemli bir gün olduğunu kaydetti.
Kadınların siyasette olmasının, toplumsal cinsiyet eşitliği temelli politikaların oluşturulmasında ve uygulanmasında büyük önem taşıdığına dikkati çeken Emecan, şunları aktardı:
"Siyasetin erkek işi olduğunu düşünen, kadını ikinci sınıf gören zihniyeti yırtmalı, kazanılmış haklarımızdan bir adım bile geriye düşmemeliyiz. Kadının siyasete katılımı, eşit yurttaşlığın sağlanmasının yanı sıra ekonomik, eğitimsel, toplumsal olarak da ilerlemeyi öngörür. Toplumun yarısını oluşturan kadınların siyasette varlığı arttıkça kadın sorunları konusunda daha etkili çözüm yolları üretileceği açıktır.
Seçme ve seçilme hakkının elde edildiği bu büyük devrimin 88. yıl dönümünde, kadınların siyasal temsilinin yetersiz olması kabul edilemez. Atatürk'ün gösterdiği çağdaş Türkiye'nin yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam edecek, kadınlar olarak her alanda kazanılmış haklarımıza her daim sahip çıkacağız."
- "Partiler üstü mesele"
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Türkiye'de kadınların birçok Avrupa ülkesine göre, daha erken seçme ve seçilme hakkını elde ettiğini dile getirdi. Anayasa'da yapılan değişiklikle, kadınlara 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanındığını anımsatan Aksal, kadınların ilk kez 1935 genel seçimlerinde, 4. Dönem'de TBMM'de temsil edildiğini kaydetti.
Aksal, kadınların pek çok Avrupa ülkesine kıyasla erken tarihte seçme ve seçilme hakkı kazanmasına rağmen yıllar içerisinde TBMM'deki kadın milletvekili oranının çok düşük oranlarda seyrettiğine dikkati çekti.
Siyasal hayatta kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanmasının, insan hakları ve kalkınma meselesi olduğunu belirten Aksal, "Bu sebeple kadınların siyasal hayata daha fazla katılması ve siyasete girişinin önündeki engellerin kaldırılması partiler üstü bir mesele. Bu yöndeki adımları hep birlikte atmaya devam etmeliyiz." dedi.
Aksal, TBMM'de şu anda 54'ü AK Parti'li olmak üzere,101 kadın milletvekilinin bulunduğuna değinerek, "Meclis'in yüzde 17,41'ini oluşturan kadın temsili, geçmiş yıllara göre belirli bir yükselişi ortaya koysa da şüphesiz yeterli değil. Türk toplumunda kadın ve erkek nüfus oranlarının birbirine yakınlığı düşünüldüğünde siyasette kadın katılımının sahip olduğu yüksek potansiyel açık." yorumunu yaptı. Aksal, kadınların hem TBMM'deki sayılarının hem de karar organlarına katılım ve etkinliklerinin artırılması gerektiğini bildirdi.
Siyasette kadın temsiline dönük çalışmaların sürekliliği ve devamlılığının esas olduğunu dile getiren Aksal, KEFEK'in konuyla ilgili 2018 ve 2019 yıllarında, Un Women ortaklığında siyasette kadın katılımı ve liderliği alanında çalıştaylar gerçekleştirdiğini anlattı.
Aksal, "Bu çalıştaylarda fark ettiğimiz bir hususu özellikle belirtmek istiyorum: Kadınlar siyasete atılıyor, 1 veya 2 defa aday adayı oluyor, devamı gelmiyor. Veya bir kadın milletvekilimiz bir sonraki dönem parlamentoda olamadığında siyasetten uzaklaşabiliyor. Bu noktada Türk siyasetinde kadınların en büyük dezavantajı, devamlılık ve sürdürülebilirlik olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.
- "Ne bir eksik ne bir fazla, Meclis'te eşit temsiliyet istiyoruz"
TBMM Katip Üyesi, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 5 Aralık 1934'te, bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük ettiğini vurguladı.
Kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önünün açıldığı kararla Türkiye'nin, Fransa, İtalya, Hırvatistan ve Slovenya'dan 11, Romanya'dan 12, Bulgaristan'dan 13, Belçika'dan 14, Yunanistan'dan 15, İsviçre'den ise tam 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdığını anımsatan Kılıç, "Ülkemiz, kadınların Meclis'te temsil oranıyla 1934'te dünyada ikinci sırada yer alırken; bugün 190 dünya ülkesi arasında 124. sırada bulunmaktadır. " değerlendirmesinde bulundu.
Kılıç, nüfusun yarısını oluşturan kadınların karar alma mekanizmalarında yeterince yer alamadığını söyledi. Meclis'te bulunan 580 milletvekilinden 101'inin kadın olduğunu ifade eden Kılıç, "Ne bir eksik ne bir fazla, Meclis'te eşit temsiliyet istiyoruz." dedi.
Kadınların siyasette yeterince söz sahibi olmaları, karar mekanizmalarında yer almaları için kadının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğine dikkati çeken Kılıç, şunları kaydetti:
"CHP, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yasal, siyasal anlamda öncüsü olduğu kadın-erkek eşitliğini, bugün tam anlamıyla hayata geçirmek ve güçlendirmek için gerekli siyasi irade ve kararlılığa sahiptir. CHP, hukuksal alanda attığı adımlarla Türkiye'de kadın-erkek eşitliğine ilişkin ilk büyük dönüşüme imza atmıştır. Şimdi sıra hukuksal alanda atılan bu adımların toplumsal yaşamın her alanına fiilen nüfuz etmesi için gerekli olan toplumsal zihniyet değişikliğini gerçekleştirmektedir. CHP, bu değişikliği gerçekleştirebilecek birikim, vizyon ve güce sahip tek siyasal partidir. Aynı zamanda bunu gerçekleştirmek için samimiyetle adım atan bir partidir. Bütün kadınların parlamentodaki temsilcileri ve onların sesiyiz, onların taleplerini Meclis'te dile getiriyoruz. Sokaktaki herhangi bir kadının sorunu varsa, bu aynı zamanda bizim de sorunumuzdur. Siyaset kurumu olarak sorumluluğumuzdur da."
Kaynak:Hümeyra KARADAĞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.