Kılıçdaroğlu: Suriye'deki rejimi savunmadık savunmuyoruz da

Kılıçdaroğlu: Suriye'deki rejimi savunmadık savunmuyoruz da

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Nerede bir insan hakkı ihlali varsa oraya gözlerimizi diker ve bakarız. Hiçbir zaman Suriye'deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. Her bölgede, bütün komşularımızla barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur." dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, "Bu grup toplantısı benim için de zor bir grup toplantısı. Meseleyi nasıl anlatacaksınız, neler söyleyeceksiniz? Hepimizin yüreği kanıyor. Hepimiz ciddi bir gelecek endişesi taşıyoruz." sözleriyle başladı. 

Yönetilemeyen, savrulan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını öne süren Kılıçdaroğlu, "Söylenmesi gereken çok şeyi söyledik, yapılması gereken çok şeyi yapmaya çalıştık. Öneriler getirdik. Yapmayın, etmeyin dedik. Türkiye sıradan bir coğrafyada değil. Bütün dünyanın gözlerinin olduğu stratejik bir bölgededir dedik. Egemen güçlerin bu ülkeden nasıl kovulduğunu acaba bu ülkeyi yönetenler biliyorlar mı? Milli Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda verildiğini acaba biliyorlar mı? Bir milli kurtuluş savaşı yapacaksınız ve asla egemen güçlere teslim olmayacaksınız. Bunu biliyorlar mı acaba?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bölgede egemen güçlerin taşeronluğuna soyunmanın en büyük tehlike olduğuna dair uyarılarda bulunduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Komşumuz bir ülkenin rejimini değiştirmek için özel çaba harcıyorsunuz. Sana ne kardeşim? Varsa bir sorun, uluslararası kuruluşlar var. Gidersin BM'ye, gidersin başka organizasyonlara, 'Suriye'de insan hakkı ihlalleri var. Kabul etmiyoruz' dersin. Uluslararası arenaya taşırsın. Biz hiçbir zaman demokrasiden ödün veren bir rejimi savunmadık, bundan sonra da savunmayız. Nerede bir insan hakkı ihlali varsa oraya gözlerimizi diker ve bakarız. Hiçbir zaman Suriye'deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. Her bölgede, bütün komşularımızla barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur." 

Bir Mehmetçiğin tek tırnağının bile Suriye'den de Libya'dan da İdlib'den de değerli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Niye söylüyoruz bunu? Çünkü biz kendi bölgemizde, komşuda savaş istemiyoruz. Örnekler verdim. Apartmanda, komşuda yangın çıkarsa elinde bir kova suyla koşacaksın yangını söndürmek için. Biz, komşuda çıkan yangını söndürmek için değil bidon benzinle gittik. Çünkü öyle talimat verdiler. 'Onu yapacaksın' dediler." ifadelerini kullandı.

Suriye'nin, Orta Doğu'nun parçalanmasının kimin işine yaradığını soran Kılıçdaroğlu, "Akıl var. Aklını kiraya vermeyeceksin. Devleti yönetiyorsan, devlet aklı denilen kavramı asla unutmayacaksınız. Uzmanlara danışacaksın. Bir değil, beş sefer danışacaksın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihini bileceksin. Orta Doğu'yu, Arap dünyasını bileceksin. O dünyada suya giderken nasıl kandırıldığını göreceksin. Dünya kadar tarihi örnekleri var. Orta Doğu'yu anlamak istiyorsan Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı anılarını okuyacaksın." ifadelerini kullandı.

"Siyasi polemik konusu yapmama kararı aldık"
İdlib şehitlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, olay gecesi Hatay Valisi Rahmi Doğan'ın şehit sayısına ilişkin bilgilendirme yaptığını anımsattı.

Partisinin, bu kadar şehidin olduğu bir olayı siyasi polemik konusu yapmama kararı aldığını ve açıklanmasında sakınca bulunan bilgilerin paylaşılabileceği öngörüsüyle TBMM'nin kapalı bir oturumda konuyu görüşmesini talep ettiklerini bildiren Kılıçdaroğlu, buna uygun olarak başlangıçta süreci sükunetle takip ettiklerini dile getirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, parti adına yapılan açıklamalarda hiç kimseye eleştiride bulunmadıklarını ve bu konuyu siyasi bir malzeme yapmadıklarını da vurguladı.

Daha sonraki süreçte TBMM Başkanlığına olağanüstü toplantı çağrısında bulunulmasına yönelik başvuru yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Meclis'in kapalı oturumda konuyu görüşmesiyle milletin temsilcileri olan milletvekillerinin bilgilendirilebileceğine, ayrıca bu zorlu sürecin birlik ve bütünlük içerisinde TBMM'de aşılabileceğine inandıklarına işaret etti.

Türk ordusunun TBMM'nin ordusu olduğunu ve başkomutanlığın Meclisin varlığından ayrılmaz bir bütün olduğunu düşündüklerini aktaran Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a ve bütün vatandaşlara başsağlığı dileklerini ilettiğini de kaydetti.

Kılıçdaroğlu, hükümetin İdlib'deki şehitler konusunda ilk gün ve ikinci gün herhangi bir açıklama yapmadığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olaydan sonraki üçüncü gün konuştuğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekonomiden, başarılarından, işsizliği nasıl engelleyeceklerinden, bir sürü şeyden bahsetti. Tabii doğal olarak bir de benden bahsetti. Gerçekten dinleyince memleketin haline bir daha üzüldüm. Biz ne kadar sorumlu davranıyoruz, o beyefendi ne kadar sorumsuz davranıyor. Milleti ateşe atsa, o gencecik pırlanta gibi çocuklarımızı ateşe atsa sevinecek adam."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kılıçdaroğlu beni aramadı." dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Arayacak olan ben değilim, sensin. Nedir bu durum, bilgi vereceksin. Bu şunu gösteriyor, bir cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa memleketi yönetemez, 83 milyonun cumhurbaşkanı olamaz. Cumhurbaşkanı bulunduğu konum gereği devletin sigortasıdır. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sigortası yok." diye konuştu.

"O gece bir kişi vardı; Hatay Valisi"
Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'nin olağanüstü toplanmaması üzerine, cumartesi günü CHP olarak bütün milletvekillerinin katılımıyla grup toplantısı yaptıklarını hatırlattı.

Erdoğan'ın konuşmasına çok üzüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İnsanda biraz vicdan, ahlak olur. Daha şehitlerimizin cenazesini toprağa vermemişiz. Nasıl böyle konuşursun sen? Cümleyi açarken bir başsağlığı dile. Şehit sayısını da yanlış söyledi. Nasıl bir yönetim anlayışı, nasıl bir kibirdir, insan olarak anlamakta zorlanıyorum. Biraz vicdan, biraz ahlak, biraz adalet, biraz hukuk, insana saygı lazım. Nasıl böyle bir konuşma yaparsın."

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın "Şehitler Tepesi boş kalmayacak." sözleriyle "Neden ben buraya daha fazla şehit defnetmiyorum, neden daha fazla şehit Türkiye'ye gelmiyor? O tepe asla boş kalmayacak, sürekli şehitler gelecek." demek istediğini ileri sürdü.

Şehitler Tepesi'nde yüz binlerce şehidin ile dalgalanan bayrağın bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Çocuğu Suriye, Irak'ta olan annelerin dramını acaba bu saray sosyetesi biliyor mu Allah aşkına? Bunlar biliyorlar mı? On binlerce anne, baba o gece sabaha kadar uyumadı. Binlerce gelin sabaha kadar uyumadı." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, Şehitler Tepesi'nin boş olmadığına ve ülkenin her karış toprağında şehit kanı bulunduğuna dikkati çekerek, "Adamın haberi yok. Bu devletin nasıl kurulduğundan, neler yapıldığından haberi yok." ifadelerini kullandı.

"Asker Yolu Gözlerim" türküsünü anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bunlar asker yolu gözlemenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı? Askere giden bir evladın huzur içinde eve dönmesinin ne kadar değerli olduğunu biliyorlar mı?" sorularını yöneltti.

Kılıçdaroğlu, İdlib şehitlerinin haberinin alındığı geceye ilişkin, "O gece bu memleketin cumhurbaşkanı yoktu, bakanları yoktu, özellikle de Milli Savunma Bakanı yoktu, Genelkurmay Başkanı yoktu. Neredeydiler o gece? O gece devletten bir kişi vardı; Hatay Valisi." sözlerini sarf etti.

Bu açıklamalar yerine "kahramanlık edebiyatı" yapamayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bir yüzbaşının annesi, 'Bunları dile getirmezsen hakkımı helal etmem sana.' diyor. Dertlerini ben dile getirmeyeceğim de kim dile getirecek? Yaralılarla konuştum, milletvekillerimiz konuştu. Yaşanan tabloyu, o dramı anlatmak istemiyorum." diye konuştu.

"Yeni öğrenmiş demek ki"
Kemal Kılıçdaroğlu, Metehan'dan bu yana Türk ordusunun emir komuta zincirinin bozulmadığını belirterek, "İlk kez 20 Temmuz sivil darbesinden sonra ordunun emir ve komuta zinciri yoktur. Genelkurmay Başkanının hiçbir yetkisi yoktur, hiçbir kuvvet komutanı Genelkurmay Başkanına bağlı değildir. Bu, açıkça anayasaya aykırıdır. Yaşanan perişanlık, devlet aklının kaybolma perişanlığıdır." dedi.

Hatay Valisi Doğan'ın her açıklamasında şehit sayısının çok daha artmasına yönelik endişe duyduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, vali dışında bir hükümet yetkilisinin açıklama yapmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Ordumuza büyük bir kumpas kurulmuş, onlarca şehidimiz var, beyler sarayda oturuyorlar, bir Allah'ın kulu çıkıp millete bilgi vermiyor." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in, şehit olan askerler için olayın üzerinden 2 gün geçtikten sonra başsağlığı mesajı paylaştığını belirterek, "Yeni öğrenmiş demek ki. Bütün bu tablo Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösterir." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra kamuoyunun önüne çıktığını ifade ederek, "bu durumun Erdoğan'ın şehit haberini sıradan bir olay şeklinde algıladığının göstergesi olduğunu" iddia etti. 

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bunlar mı vatansever? Bunlar mı Türkiye'yi emperyal güçlerden koruyacaklar, çıkarlarını savunacaklar? Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye'yi düzlüğe çıkaramazlar. Putin'e, Merkel'e, Trump'a telefon eder, onlara meydan okur. Onlar gelir tak tak vururlar. Koşa koşa ayaklarına gider. Hani sen kahramandın, başkomutandın? Benim askerimi vuran hangi devlet olursa olsun benim düşmanımdır. Silahlı kuvvetlerimi, güvenlik güçlerimin vurulmasını sağlayan ya da vuran her devlet benim düşmanımdır. Ben niye ayağına gideyim? Topuğunuz kıçınızda Putin'e koşuyorsunuz. Diyorsunuz ki 'Kılıçdaroğlu sen niye böyle konuşuyorsun?' Ne konuşayım?"

Partisinin bugünkü grup toplantısının şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile açıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "söz konusu vatansa gerisinin teferruat olduğuna" yönelik inançlarını dile getirdi.

Egemen güçlerin CHP'yi sevmediğini ve iktidar olmasını istemediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Çünkü bilirler ki CHP'ye istedikleri sözü geçiremezler, CHP kendi ülkesinin çıkarlarını savunur." ifadelerini kullandı.

"Feriştahınız gelse deviremez"
Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın şehit haberinin üzerinden 3 gün geçtikten sonra yaptığı konuşmada kendisini hedef aldığını belirterek, "Hedef Kılıçdaroğlu. Niçin? Kılıçdaroğlu vatansever. Nasıl devireceğiz? Feriştahınız gelse deviremez. Çünkü biz haklıyız." şeklinde konuştu.

"Erdoğan'ın çocukları Beştepe'de, uçan saraylarda, diğer saraylarda keyif çatacaklar, bu ülkenin fakir fukara garip gurebanın çocuklarına Şehitler Tepesi'ne layık göreceksin." diyen Kılıçdaroğlu, "Sen niye gitmiyorsun, sen git. Elinden tutan mı var, kahramanlık edebiyatı yapıyorsun." dedi. 

Kılıçdaroğlu, hangi milletvekilinin, üst düzey yöneticinin, "para babası"nın çocuğunun Suriye, Irak ve İdlib'de olduğunu sorarak, herkesin eşit şartlarda askerlik yapması gerektiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Para babasının, fakir fukaranın, siyasinin, bakanların, öbürünün, garip gurebanın çocukları ayrı... Ben buna isyan ediyorum, doğru bulmuyorum. Erdoğan, gidiyordu bazı yerlere, 'öl de ölelim' diye slogan atıyorlardı, hepsini gönder oraya. Ama yapmıyorsun. Seni kefenle karşılayanlar vardı, niye oraya göndermiyorsun?" dedi.

Erdoğan'ın Özgür Suriye Ordusu'nu (ÖSO) Kuvayımilliye'ye benzetmesinin acı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Allah insana bu kadar cehaleti vermesin. Hangi Kuvayımilliyeci, egemen güçlerden aldığı parayla başka ülke ile mücadele etti? Onlar vatanları için mi mücadele ediyorlar? Para vermezsen hepsi isyan edecek. Kendi vatanı, bayrağı için canını ortaya koyan adam aylık mı alır?" diye konuştu.

Şeyh Edebali'nin, "İnsanı yaşat ki devleti yaşatsın" sözüne işaret eden Kılıçdaroğlu, bütün hayatı savaş meydanlarında geçen Atatürk'ün de "Milleti savaşa götürünce, vicdanımda azap duymamalıyım. 'Öldüreceğiz' diyenlere karşı 'ölmeyeceğiz' diye savaşa girebiliriz. Ancak millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa, savaş cinayettir." dediğini anlattı.

"İdlib ile Çanakkale'yi bir tutuyorsan vay bu memleketin haline"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Atatürk Çanakkale'de, 'Ben size ölmeyi emrediyorum'. diyordu. Bay Kemal, tarihinden, şehadetten uzak, şehadet nedir bilmeyen, bunun cahili olan bir kişi. " sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Çanakkale ile İdlib'i kıyaslamak kadar cehalet olabilir mi? Çanakkale vatan toprağı, her karışına, toprağına binlerce can verildi. Sen İdlib ile Çanakkale'yi bir tutuyorsan vay bu memleketin haline. Nasıl bir anlayıştır, nasıl bir tarih bilgisidir, nasıl bir cehalettir, anlamakta zorlanıyorum. Eğer Çanakkale ile Suriye'de bir yeri beraber tutacaksan, o yerin adı Süleyman Şah Türbesi'dir. O bizim toprağımızın olduğu yerdir. Oradaki bayrak da bizim bayrağımızdır. Çanakkale örneği veriyorsan, şu cehalete, beceriksizliğe, acziyete bak. Acizlik içinde ne söylediğini bilmeyen garip bir adam. Daha acı olanı ise şu; Atatürk erlere dönüp, 'Ben size ölmeyi emrediyorum' derken, neredeydi? Sarayda mı? Cephedeydi. Conkbayırı'nda, Anafartalar'da, İzmir'de cephedeydi. Beyler siz neredesiniz? 33 erimiz şehit olmuş, beyler toplanmışlar sarayda. Sarayda toplananlar bana tarih dersi vermeye kalkıyorlar. Sen kim, tarih kim, sen adını bile doğru yazamazsın."

"Meclis bunu konuşmayacaksa neyi konuşacak?"
Kılıçdaroğlu, şehit haberlerini aldıkları gece bir an önce bu durumu konuşmak istediklerini ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a da bu talebi ilettiklerini dile getirerek, "Efendim hemen toplanmayalım.' Niçin? 'Saray izin vermiyor'." dedi. 

NATO'nun, BM Güvenlik Konseyi'nin acil toplandığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, CHP olarak, TBMM Genel Kurulunun geçen cumartesi acil toplanmasını istediklerini ancak "Ne gerek var, salı günü zaten açılacak." denildiğini savundu. Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunlarda vicdan, ahlak var mı? Şehadetten söz ediyorlar, sen şehadetten anlar mısın? O annenin, babanın dramını anlar mısın? Oğlunu askere gönderirken eline kına yakan annenin, 'tekrar bana gelecek' beklentisini anlar mısın? Asker yolu gözleyen annenin dramını anlar mısın? Meclis bunu konuşmayacaksa neyi konuşacak? Biz bu Meclis'e neden Gazi Meclis dedik? Toplanıyoruz, Erdoğan TBMM'ye gelip bilgi vermiyor. Niçin?" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın şehitlerin olduğu gün, ertesi gün ses çıkarmadığını, üçüncü gün ise ekonomiden, başarılarından söz ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Trump'a, Putin'e, Merkel'e bilgi veriyorsun, 600 kişinin olduğu Gazi Meclis'te milletvekillerine bilgi vermiyorsun. Niye vermiyorsun? Milletvekillerinin yüzüne bakmaktan utanıyorsun, ondan mı acaba? Koşa koşa Putin'e gidiyorsun, 600 milletvekili var buraya gelmiyorsun. Neden arkadaş? Anayasa'nın 117. maddesinin son fıkrası 'Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanı olup savaşta başkomutanlık görevini cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir' diyor. Nerede Genelkurmay Başkanı?" değerlendirmesinde bulundu.

"Putin'e dört soru sor"
Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşeceğini belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'dan Putin'e, "Bizim ülkemizde Bay Kemal var, durmadan bana soru soruyor. Benim soracağımı düşünmediği için onun adına ben sormazsam, döndüğümde memlekette yine bana soracak." diyerek, dört soru sormasını istedi.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, "Sayın Putin, birliklerimizin yerlerini Rusya ile koordine etmemize, yerlerini size bildirmemize rağmen askerlerimizi neden şehit ettiniz?" diye sorması gerektiğini ancak bunu sormaya cesaret edemeyeceğini iddia etti.

Erdoğan'ın Putin'e ayrıca "Sayın Putin, ilk saldırının ardından Rusya'yı bir kez daha uyarmamıza rağmen ikinci saldırıyı neden gerçekleştirdiniz? Yaralıların ve şehitlerin Türkiye'ye getirilmesi için helikopterlere neden izin vermediniz? Savaş hukukunda yaralıları taşıyan ambulanslar vurulmaz. Siz neden vurdunuz?" sorularını da yöneltilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse unutmasın bu ülkenin taşı, toprağı, çakıl taşı için gözünü kırpmadan hayatını veren, verecek olan yüz binler, milyonlar var. Türkiye'nin savunulması konusunda da hiç kimse umutsuz olmasın. Bu memleketi sokakta bulmadık. Tekrar bölgesinin en güçlü devleti haline getirmek, bizim boynumuzun borcudur." diyerek sözlerini tamamladı.

Bu arada, toplantı başlamadan önce şehitler için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Ayrıca, partililer ve izleyicilerin, salona gelişinde Kılıçdaroğlu'nu alkışlamamaları istendi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.