Muhsin Yazıcıoğlu, vefatının 12. yılında Konya'da anılıyor

Muhsin Yazıcıoğlu, vefatının 12. yılında Konya'da anılıyor

Büyük Birlik Partisi (BBP) Konya İl Başkanı Osman Seçgin, "15 Temmuz 2016 tarihinde giriştikleri hain darbe girişimine baktığımızda, Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledilmesinin, onlar için hedefe varmada bir bariyerin geçilmesi manasını taşıdığı aşikardır." dedi.

BBP kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin, Kahramanmaraş'ta 12 yıl önce helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybetmesi dolayısıyla, İl Başkanlığı binasında basın açıklaması yapan Seçgin, son 12 yılda olayın aydınlatılması bakımından önemli gelişmelerin olduğunu söyledi.

Helikopterin düşürülmesinden sonra arama kurtarma çalışmalarının engellendiğini, düşen yerin tespit edilmesine rağmen çalışmaların başka yerlere kanalize edildiğini savunan Seçgin, "Bütün bunları yapanların, devletin tüm kurumlarına sızan hain FETÖ mensuplarından başkasının olmadığı bugün net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu hain yapı, her dönemde dini ve milli değerleri istismar ederek devlete sızmayı başarmış ama en fazla da iktidarda olan AK Parti hükümetinin döneminde bu işi gerçekleştirmiştir. 15 Temmuz 2016 tarihinde giriştikleri hain darbe girişimine baktığımızda, Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledilmesinin, onlar için hedefe varmada bir bariyerin geçilmesi manasını taşıdığı aşikardır." diye konuştu. 

Darbe girişiminde rol alan çok sayıda FETÖ'cünün olayla ilişkisinin olduğunun ortaya çıktığını dile getiren Seçgin, "Gelinen noktada, o dönem oluşturulan kaza kırım ekibinin de sorgulanması lazımdır. Ulaşılamayan bazı bilgilerin gün yüzüne çıkarılarak, yeniden bir kaza kırım raporu tanzim edilerek, hadisenin net bir şekilde aydınlanması sağlanmalıdır." dedi. 

- "Diyanet işleri Başkanlığı özerk bir yapıya büründürülmelidir"

Seçgin, yüzleşilmesi gereken bir başka konunun da bu yapıların nasıl oluştuğu, hangi ortamlardan beslendiği olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Tarihi süreç içerisinde gelişen dilimiz, kültürümüz, medeniyetimiz göz ardı edilmiştir. Dilde asırlardan gelen birikimimiz reddedilirken, Latince'ye bütün kapılar açılmıştır. Kısaca bu dönemlerde kültür ve medeniyetimizin bütün unsurları soykırıma uğratılmıştır. Bu tek parti yönetiminde dinimiz İslam göz ardı edilmiştir. İşte böyle bir ortamlarda dini eğitim ve öğretim merdiven altına itilmiştir. Bunun yanında birçok sapık akım ve sapkın insanlar tarafından bu alan devletimize, milletimize, zararlı hale gelmişlerdir. FETÖ yapılanması bunun en bariz misalidir. Yapının başındaki hain, bu milletin çocuklarını eğitim sistemindeki boşluktan faydalanarak devşirmiş, onların beyinlerini yıkamış, kendisine kul, köle yapmıştır. Kendisine ilahlık, kutsiyet atfederek küfre sapmış, diğer yandan yüzbinlerce insanımızı mankurtlaştırmıştır.

Yaşanan bunca acıdan, ihanetten, mağduriyetten sonra yapılması gereken şey, dini eğitim ve öğretimi devletin bütün toplum kesimlerine hitap edecek şekilde tek başına yapmasıdır. Anayasamızda ve yasalarımızda buna uygun değişiklikler yapılmasıdır. Bugün gündemde olan Anayasa'nın yeniden oluşturulmasında devletin dininin İslam olduğu belirtilmelidir. Diyanet işleri Başkanlığı özerk bir yapıya büründürülmelidir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.