Oktay: Türkiye global şoklara karşı dayanıklılığını ispatladı

Oktay: Türkiye global şoklara karşı dayanıklılığını ispatladı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin salgın sürecinde gösterdiği performansa dikkati çekerek, "Türkiye global şoklara karşı dayanıklılığını ve dinamizmini ispatlamıştır." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, son dönemde bölgede yaşanan gelişmelerin, Türkiye'nin dışlandığı hiçbir senaryonun hayata geçemeyeceğini gösterdiğini belirterek, "Türkiye ile dostluk ve iş birliği kazandırırken yaptırımlar ve korumacı tutumlar kaybettirir." dedi.

Oktay, Amerikan Şirketler Derneğince (AmCham Turkey/ABFT) düzenlenen Türk-Amerikan İş Dünyası ödül törenine gönderdiği video mesajda, Türkiye ve ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yönünde bir köprü olan Amerikan Şirketler Derneğine iş insanlarını ve yatırımcıları teşvik edecek böyle bir programa öncülük yaptığı için teşekkür etti.

2020 yılına, tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınının getirdiği belirsizlikler, küresel ekonomide yaşanan şokların damga vurduğuna işaret eden Oktay, bu dönemde küresel ticaret hacminde radikal daralma meydana geldiğini, salgının hızla yayılmasıyla başta tıbbi malzeme ve gıda arz güvenliğinde sorunlar yaşandığını söyledi.

Oktay, bu durumun küresel tedarik zincirinin kırılgan yönlerini ortaya koyduğunu belirterek, "Özellikle yükselen korumacılık eğilimleriyle birlikte, küresel ekonomik faaliyetler giderek zayıflamıştır. Sonuç olarak küresel şirketler tedarik zincirlerini çeşitlendirme ihtiyacı hissetmiştir. Salgın hepimize tedarik zincirlerinde dünyanın yoğunlukla tek merkeze bağımlı olmasının ne denli riskli olduğunu göstermiştir." değerlendirmesinde bulundu.

"Yatırımlarda pazara yakınlık ve tedarikte esneklik kriterleri önemli"

Oktay, belirli bölgelerde üretimin aksaması, sınırların kapatılması gibi kısıtlamalar olduğunun altını çizerek, "Bunlar, yatırımlarda pazara yakınlık ve tedarikte esneklik kriterlerini daha da önemli hale getirmiştir. Bu zorlu ve belirsiz süreçten en az hasarla çıkmak isteyen şirketler, Türkiye gibi, uluslararası yatırımcılarla dost, tarafsız, değişime açık, güvenilir ve dinamik yatırım ortaklarını tercih ettiler." tespitinde bulundu.

Bunların bir sonucu olarak çok uluslu şirketlerin, üretim tesislerinin bir kısmını Türkiye'ye kaydırmaya başladığını belirten Oktay, rekabetçi maliyetleri, geniş üretim imkanları, kalifiye iş gücü, stratejik konumu, modern lojistik altyapısı ve her ihtiyaca cevap verebilecek teşvik paketleri ile Türkiye'nin, uluslararası doğrudan yatırımcılar için eşsiz fırsatlar sunduğunu kaydetti.

"Türkiye global şoklara karşı dayanıklılığını ispatladı"

Oktay, Türkiye'nin salgın sürecinde gösterdiği performansa dikkati çekerek, "Türkiye global şoklara karşı dayanıklılığını ve dinamizmini ispatlamıştır." dedi.

Atılan adımlarla ikinci çeyrekte küresel ölçekte yaşanan daralmanın boyutunu Türkiye için sınırlamayı başardıklarını aktaran Oktay, şöyle devam etti:

"Üretim kapasitemizin korunmasını sağlayarak güçlü bir toparlanmanın temellerini attık. Sonuç olarak, 2020 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4,5 büyüyen, ikinci çeyrekte yüzde 9,9 daralan Türkiye ekonomisi, 3'üncü çeyrekte geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 6,7 büyüme elde etmiştir. Bu oranla, OECD üyesi ülkeler içinde pozitif büyüme rakamı elde eden yegane ülke olduk. Dünya genelinde ise Çin'i geride bırakarak ilk sıraya yerleştik. Bu başarının ardında, milletimizin ve iş insanlarımızın sabır ve azmi, hükümetimizin attığı başarılı, yerinde ve hızlı adımlar yatmaktadır."

"Türkiye, 1,3 milyarlık nüfusa ve 26 trilyon dolarlık bir pazara erişim sunuyor"

Türkiye'nin, doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi birleştiren doğal bir buluşma merkezi olduğuna vurgu yapan Oktay, "Aynı zamanda şirketler için verimli ve karlı bir üretim ve pazar niteliği taşımaktadır. Türkiye, 4 saatlik uçuş mesafesinde, 1,3 milyarlık nüfusa ve 26 trilyon dolarlık bir pazara erişim sunmaktadır. Ülkemiz enerji kaynakları açısından doğu ve batı arasında güvenli ve bağımsız bir rota, aynı zamanda önemli bir enerji üssüdür." dedi.

Oktay, Türkiye'nin, yaş ortalaması 32 olan genç ve dinamik nüfusuyla, çok uluslu şirketler için büyüyen bir yerel talep altyapısı sağladığının altını çizdi.

Türkiye'nin aynı zamanda, rekabetçi maliyetlere sahip nitelikli bir iş gücünü barındırdığına işaret eden Oktay, şunları söyledi:

"Yaklaşık 32 milyon kişi ile Avrupa'nın 3'üncü büyük iş gücü ülkemizde bulunmaktadır. Kalifiye mühendis sayısında Türkiye tüm dünya genelinde ilk sıralarda yer almaktadır. Hükümetimiz, özel sektörün gelişimine imkan sağlayan, yatırımcı dostu bir ortam oluşturmuştur. Bu özelliklerin yanı sıra, Türkiye, son 18 yıldır kapsamlı bir reform sürecini kesintisiz devam ettirmektedir. 82 farklı ülkeyle karşılıklı yatırımları koruma altına alan anlaşmalar imzaladık. 86 farklı ülkeyle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarımız da yürürlükte. 2002 yılında Türkiye'de şirket kurmak için geçen gün sayısı 38 iken Dünya Bankası verilerine göre bugün bu süre ortalama 6,5 güne inmiştir. 2020 itibariyle bu süre aslında uygulamada 1 güne kadar inmiştir. Bütün bu reformlar sonucunda Türkiye, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde dikkate değer bir artış elde etmiş ve 190 ülke arasında 33'üncü sıraya yükselmiştir. Yapılacak ilave reformlarla 'İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde önce ilk 20'ye, ardından da ilk 10'a girmeyi hedefliyoruz."

"Küresel iş birliği ağını geliştirmek gibi adımlar atmaktayız"

Oktay, demokrasi ve adaletin güçlendirilmesine yönelik yeni reform çalışmalarının sürdüğünü belirterek, "Ekonomide yeni atılımlar yaparak salgının etkilerinden bir an önce kurtulmak için korumacı politikalardan kaçınmak, değişen tedarik zinciri trendlerine göre yeni fırsatları takip etmek, küresel iş birliği ağını geliştirmek gibi adımlar atmaktayız." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı siyasi istikrarın yanı sıra genç ve nitelikli nüfus ve hızla hayata geçirilen büyük altyapı projeleri olduğunu hatırlatan Oktay, "Çeşitlilik gösteren tedarik zincirimiz, ileri teknoloji birikimimiz, gelişen Ar-Ge ekosistemi ve geniş teşvik paketleriyle Türkiye, yatırımcının ve katma değer oluşturmak isteyen herkesin önünü açan bir ülkedir. Tüm bu faktörler, tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve düşük maliyetli ileri teknoloji inovasyon yatırımları yapmak isteyen yatırımcılar için, Türkiye'yi ideal bir konum haline getirmektedir." değerlendirmesini yaptı.

"NATO müttefiki olarak ABD'nin açıkladığı yaptırımlardan rahatsızlık duyuyoruz"

"Ülkemizle ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da güçlenmesi ve ivme kazanması için ABD menşeli yatırımcıların ülkemizdeki işletmelerle kuracağı ortaklıkları ve Ar-Ge ekosistemimize katma değer sağlayacak iş birliklerini destekliyoruz." diyen Oktay, bir NATO müttefiki olarak ABD'nin açıkladığı yaptırımlardan rahatsızlık duyduklarını kaydetti.

Yaptırımların geçmişte hiçbir şeye çözüm getirmediği gibi bundan sonra da Türkiye'yi kalkınma yolculuğundan alıkoymayacağının altını çizen Oktay, şöyle dedi:

"Son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin dışlandığı hiçbir senaryonun hayata geçemeyeceğini göstermiştir. Türkiye ile dostluk ve iş birliği kazandırırken yaptırımlar ve korumacı tutumlar kaybettirir. Böyle tek yanlı tutumlar sadece iki ülke arasındaki siyasi ilişkileri değil ticari hareketliliği de derinden etkilemektedir. İnanıyorum ki ABD'li muhataplarımızla yürüteceğimiz etkin diplomasi sonucunda bu tür anlaşmazlıklar da çözüme kavuşacak, nihayetinde kazanan köklü bir tarihe sahip Türkiye-ABD ilişkileri olacaktır. Ticaret diplomasisinin birer aktörü olarak sizlerin de bu sürece katkı vereceğinize eminim."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.