"Sandığa bayram havasında gideceğiz"

"Sandığa bayram havasında gideceğiz"

Kılıçdaroğlu, "Sandığa bayram havasında gideceğiz. İnancı, kimliği ne olursa olsun herkesin kimliği ve inancı başımın üstüne" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bayram havasında sandığa gideceklerini belirterek, "Ayırım yapmadan herkesi kucaklayacağım. Hepinizin güzel nefes alabilmesi için birlikte mücadele edip kazanacağız. Bunun için sizlere ihtiyacım var. Gençler ve kadınlar. Bu seçimin geleceğini gençler ve kadınlar belirleyecek" dedi.
Gökdere Meydanı'ndaki miting öncesi Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte Sinan Ateş'in Emirsultan'daki kabrini ziyaret eden Kılıçdaroğlu daha sonra Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun ardından kürsüye çıktı.
"15 Mayıs'ta gerçekten bahar gelecek" diyen Kılıçdaroğlu, "Gençler, tweet attığınız zaman anneleriniz, babalarınız başın belaya girer diyorlar. Seçimden sonra istediğiniz gibi tweet atacaksınız. Hiç kimse kapınıza dayanmayacak. Bursa’nın yeşilliği büyük ölçüde kayboldu. Kentin hava kirliliği var. Bütün kentler yaşanabilir olacak. Bütün kentlerde huzur olacak. Sandığa giderken, bir önceki seçimlerde AK Parti ya da MHP’ye oy veren bir kardeşinizi ikna edeceksiniz. Bu ülkeye gerçekten baharlar gelecek. Huzur olacak. Beraber yaşayacağız. Neredeyse komşu komşuyu sorgulamaya başladı. İnancı, kimliği ne diye. Herkesin kimliği başımın üstüne, herkesin inancı başımın üstüne. Bursa’dan söyleyin, bütün dünya duysun. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bayrağımız ve vatanımız. Bayrak ve vatan bizim iki kırmızı çizgimizdir. Bu ülkenin kuruluşunda atalarımız görev aldı. Bugün otoriter yönetimi ilk kez değiştirme şansını yakalayacağız. Bu şans dünya siyasi tarihine miras bırakacak bir adım olacak. Bunu gerçekleştirecek gençler. 5 milyon 300 bin genç oy kullanıp otoriter yönetimi demokratik yöntemle değiştirecek. Bu mirasın sahibi gençler ve kadınlar olacak. Her ikisini de, kadınlarını ve gençleri göreve davet etmek benim görevim. Hudut namustur. Yani huduttan kimse geçemez. Ama hudutlarımız yol geçen hanına döndü. Elini kolunu sallayan geliyor. Söz en geç iki yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi uğurlayacağız. AB fonlarıyla onların evlerini yapıp göndereceğiz. Şimdi onların oylarına talip oluyorlar. Vatandaş yapalım da acaba seçimlerde bize oy verirler mi? Bizim hesabımız vatan sevgisidir. Bizim hesabımız vatandır. Kendi ülkemde özgürce yaşamaktır" dedi.

"Bursa Büyükşehir’i de istiyorum"
Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı da istediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Nerede Mustafa Bozbey. Bursa Büyükşehir’i de istiyorum. Bursa’yı bu bölgenin Marmara’nın en güzel kenti yapmak, hava kirliliğinden arındırmak için istiyorum. Türkiye’de hiç kimse kendisini sahipsiz hissetmeyecek. Herkesin hakkını hukukunu teslim edeceğiz. Benim saraylarda oturmak gibi bir merakım yok. Sizler gibi mütevazi yaşıyorum. Sizler mutfağımı biliyorsunuz. Saraya değil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ne çıkacağız. Mütevazi yaşayacağız. Örnek olacağız. Devleti yöneten liyakat, birikim, ahlakla, erdemle yönetir. Ben istediğimi yaparım diyemez. Bay Kemal Türkiye’yi adaletle, hiçbir ayrım yapmadan yönetecek. Büyükşehir yasasında değişiklik yapacağız. Köy tüzel kişiliğini ve mal varlığını iade edeceğiz. Bütün köylerde okulları açacağız. Öğretmenler, köylere gidecek. Köylerde Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi öğrenciyle öğretmeni buluşturacağım. 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Sinan Ateş’in kabrini ziyaret ettim. Bir hocamız Fatiha okudu. Benim adım Kemal ise Sinan Ateş’in katillerini kulaklarından tutup adalete teslim edeceğim. Gaffar Okan’ın katillerini kulaklarından tutup adalete teslim edeceğim. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Yapanın yanına kar kalır mantığını değiştireceğim. Devletin dini adalettin. Her koşulda adaleti sağlayacağız. İki grup beni sevmez, bir beşli çeteler, ikincisi uyuşturucu baronları. Uyuşturucu baronlarının kökünü bu topraklardan kazıyacağım. Hiç birine asla nefes aldırmayacağım. Bursaspor'u hakettiği yere taşıyacağız" diye konuştu.

"Birinci hedefimiz, esas hedefimiz sistemi değiştirmek"
Gökdere Meydanı’nda 11 dakika konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Bugünkü yönetim Pazar günü sizlerin desteğiyle değişecek. Birinci hedefimiz, esas hedefimiz sistemi değiştirmek. Müzakere etmek mümkün değil. Karar veriliyor. Meclis dahil herkes peşinden gidiyor. Bugünkü sıkıntıların temel sebebi bundan kaynaklanıyor. Meselelerin görüşülmemesi. İlk yapacağımız iş, atacağımız ilk adım bu sistemi değiştirmek olacak. Arkasından da mutlaka adaleti tesis edeceğiz. Adalet mülkün temelidir. Adalet olmadan bir ülkede huzur, barış olmaz. Tek başına adalet de yeterli değildir. Tek başına o da yetmez. Mutlaka ülkeyi yönetenler, israftan kaçınmalı. Yolsuzluğa tevessül etmemeli. Yanlış yatırımlarla da milletin parasını çarçur etmemeleri gerekir. Saraylarda oturanlar milletin derdinden anlamaz. Anlarım zanneder, anlamazlar. Dünyayı bile görmekten acizler” dedi.
"Bu ülkenin geleceğini bir kişiye teslim etmeyin" diyen Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da şunları söyledi:
"Ülkemizdeki her hanede son 3 aydır değişmeyen bir gündem var. Bu gündem de deprem. Unutmayacağız, unutturmayacağız. İnsanlar herhangi bir afette bu hükümete güvenmiyorlar. Geçen sene orman yangınlarını yaşadık. Yangın söndürme uçaklarının olmadığı, çalışmadığı ortaya çıktı. Ne zaman ki felaket geliyor. 6 şubat depremlerinde ilk 2-3 gün insanlar enkaz altında can çekişirken soğukta donarken hükümet adeta felç oldu. İşte bunun için, deprem riski olan her şehrimizde insanlar çözüm arıyor. Apartman toplantıları yapıyor. Deprem gündemli bir apartman toplantısında aranızdan bir kişiyi seçip, sen karar ver. Her şeye sen karar ver, bizim hiç söz hakkımız olmasın der misiniz. Çoluğunuzun çocuğunuzun yaşadığı apartmanı sadece bir kişinin aklına emanet eder misiniz. Hiç araştırmadan soruşturmadan onlarca insanın hayatını bir kişiye teslim edemezsiniz. Bu ülkenin geleceğini tek kişiye, Erdoğan’a teslim etmeyin."

"Kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kapatılmayacağını ifade ederek, "Ülkede kendilerinden farklı düşünene küffar deniyorsa, ondan hesap sormak bizim boynumuzun borcudur. Dinimizi, diyanetimizi asla kullanmaya kalkmasınlar. Diyanet işleri Başkanlığı kapatılacak diye iftira atıyorlar. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte din ve vicdan özgürlüğü teminat altına alınacak. Yolsuzluklara son vereceğiz. Türkiye’nin kaynaklarını 3-5 inşaat müteahhide peşkeş çekenlere durun diyeceğiz. İmar ve faiz baronlarını gönderip kaynakları çiftçiye, esnafa, ticarete ayıracağız. Gideceklerini bildikleri için bizi tehdit ediyorlar. Bahçeli, Bursalı Sinan Ateş’in hesabını ver. Biz bu hesabı mutlaka soracağız. Sayın Bahçeli ne senin öfkenden ne de senin hizmet ettiğin Erdoğan’dan korkarız. Kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.