Seçim ötelenerek hesap verilmekten kaçılamaz

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, seçimin zamanında yapılması için depremin engel olmadığını söyledi.

Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin büyük bir felaket yaşadığını, CHP'li 96 milletvekilinin depremden etkilenen illerde olduğunu dile getirdi.

"Tablo vahim" diyen Altay, "'Böyle manzaralardan siyaset yapılmaz' falan filan... Evet tabi, siyaset yapılmaz ama böyle manzaralar karşısında gerçekleri, aksayan yönleri söylemezsek de işimizi yapmamış oluruz." diye konuştu.

Vatandaşların yardımlarının bölgeye adeta yağdığını belirten Altay, "Müthiş bir organizasyon bozukluğunu, kabiliyetsizliğini orada yaşadık. 'Yemek, karnım aç' diyen yoktu. İlk 3-4 gün insanlar 'vinç, vinç, vinç' diye bağırdı. İş makinesi var operatör yok. Bugün insanlar 'çadır, çadır, çadır' diye bağırıyor ve çadır yok. 200 bin çadır kurulmuş resmi açıklamaya göre ve bitmiş. 85 milyonluk Türkiye 200 bin çadır stokuna kalmışsa vah ki vah. Oraya 500 bin çadır lazım ama yok. Bunu söylemeyelim mi?" değerlendirmesinde bulundu.

Koordinasyonun hala olmadığını savunan Altay, barınmayı, yemeği sağlayacak Kızılay'ın ortada olmadığını iddia etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da belediye başkanlarına siyaset zamanı olmadığını söyleyip AFAD ile birlikte çalışmalarına dair talimat verdiğini belirten Altay, depolarda erzak, hijyen malzemesi olduğunu ancak dağıtma kabiliyeti bulunmadığını öne sürdü.

Altay, "Varlık içinde darlık çektik. İşin özü bu. Böyle beceriksizlik neden olur? Arama Kurtarma Genel Müdürünü atıyorsun, ilahiyatçı. İlahiyatçı ben musallaya yatınca lazım, camide önümde lazım." dedi.

Kefen konusunda bile sıkıntı bulunduğunu iddia eden Altay, 1999 depreminde askerin seyyar hastanesiyle, çadır kentiyle, seyyar mutfağıyla 6 saat sonra bölgede olduğunu, Kahramanmaraş merkezli depremde ise askerin 3 gün beklediğini, madencilerin de 3. gün bölgeye gittiğini söyledi.

Altay, boş oteller varken öğrencilerin yurtlardan karga tulumba çıkarılmasının doğru olmadığını belirtti.

- Seçimin ertelenmesi tartışması

Felaketi bahane edip seçimden kaçma hevesi gözlemlediklerini dile getiren Altay, seçim ötelenerek hesap verilmekten kaçılamayacağını söyledi. Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Millet ağır yara almış. Millet, yarasını kimin saracağını belirlemelidir. Bu kararın önüne geçemezsin. Erdoğan, bırak yaraları kimin saracağına millet karar versin. Kusurlarını, depreme sığınıp seçimi 1 yıl erteleyerek örtemezsin. Bu millete o hesabı vereceksin. Hadi 14 Mayıs biraz erken, 18 Haziran... 125 gün var. Bir yılda da sen bütün binaları bitiremeyeceksin ki. O depremzedelerin önüne de gideceğiz. 'Yeni vekillerinizi ve yeni devlet başkanını seçin, bu yaraları kim sarabilir, kararı siz verin' diyeceğiz. Seçimi erteleyerek, seçimden kaçarak milletin kantarına çıkmaktan kaçarak kurtulamazsın, milletin kantarına çıkmaktan kaçmak için depremi mazeret olarak kullanamazsın."

- AHBAP açıklaması

Milletin Türk Kızılay'a da AFAD'a da güvenmediğini ileri süren Altay, milletin yaptığı yardımın veriliş amacına uygun harcanmasıyla ilgili tereddüt yaşadığı için AHBAP'a yardımda bulunduğunu ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "devlet nerede" diyenleri, muhalefeti tehdit ettiğini, AHBAP'ı hedef gösterdiğini öne süren Altay, "Devlet nerede" kavramını literatüre 1999 depreminde, Recep Tayyip Erdoğan'ın soktuğunu söyledi.

Altay, 3 gün sonra varlığını hissettirebilen bir devleti sorgulamanın herkesin görevi olduğunu dile getirerek, "Birbirinden haberi olmayan bir sürü beceriksizin yönettiği maalesef koca devlet, vatandaşına 3 gün ulaşamamıştır. Durum bundan ibarettir." diye konuştu.

- "Arınç'tan böyle bir açıklama yapması istenmiş olabilir"

Bir gazetecinin, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın seçimin ertelenmesine yönelik açıklamasını, AK Parti'nin bir talebi üzerinden değerlendirip değerlendirmediğini sorması üzerine Altay, şunları kaydetti:

"Bu felaketi bahane edip milletin kantarına çıkmaktan kaçmak için önden Sayın Arınç'tan böyle bir açıklama yapması istenmiş olabilir, bilmiyorum. Sayın Arınç'ın seçimi erteleme ile ilgili yazısını okudum. 4 ayda yapılamayıp da 4 ay sonra ne yapılacak söylesin. Ben söyleyeyim: 4 ayda da 10 ayda da depremzedelerin tümünün yeni konutlarına yerleşmesi mümkün değildir. Yani Kasım 2023'te herkesin konutu bitip, herkesin okulu, camisi, sosyal tesisler yapılmış mı olacak? Mümkün mü bu? Bazı şehirlerin yıkılıp yeniden kurulması gerekiyor. Bazı yerlerde hasarsız bina yok. Sayın Arınç, bunun Kasım 2023'e kadar olabileceğine inanıyor musun? Dolayısıyla millet sabrı bilir ama aklıyla, haliyle alay edilmesinden hoşlanmaz. Seçimin zamanında yapılması için deprem engel değildir."

Bir gazetecinin, "Yüksek Seçim Kurulu 'ben seçim yapamıyorum' derse..." şeklindeki ifadesine Altay, "Sayın YSK Başkanı, çadır kentlere, konteyner kentlere sandık kurmak yoluyla bu iş olur. Kimse ipe un sermesin, kimse kaçmasın. Bilakis seçimin zamanında mutlaka yapılması lazım bu depremden sebep." karşılığını verdi.