KONYA HABER
Konya
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3601 %0,40
49,1068 %0,61
4.906,19 % 0,28
Ara

YOKLUK TERBİYESİ

YAYINLAMA:

Yokluk”, yok olma, bulunmama halidir.

Hayatımızda ne çok şey vardır ve ne çok şey yoktur.

Gündelik hayatımızda var oluverenler ve yok oluverenler.

Yokluğun karşılık geldiği şey elbette sadece yok olma hali değil. YOKLUK BİZE BİR ŞEY SÖYLER.

Yokluğun bize söylediği şey aslıda var olduğudur. Ancak biz onu yok olarak nitelediğimiz için o yoktur. Elbette bu bir paradoks değil. Ya da yok olanın karşısına var olanı koymak da değil.

Burada söylemek istediğim şey “yok” olanın bizdeki varoluşudur.

Bazen biz yok olmasını isteriz: Bu muhatap olduğumuz bir insan olabileceği bir hayvan veya bir nesne de olabilir.

ARTIK “YOK” OLMASI GEREKEN ŞEYLER VARDIR. Sadece miadı dolduğundan değil BİZ VAR OLUŞUNA DOYMUŞUZDUR da ondan.

Bir çocuğun oyuncalarından vazgeçmesi gibi…

Bir fotoğrafın yırtıl atılması, bir tencerenin çöpe gönderilmesi, bir sandalyenin eskiciye verilmesi gibi.

YOK OLMAK artık bir bağın da koparılmasıdır. Bu bağ bizi eşyalara bağlayan bağ olduğu kadar ötekine ve topluma bağlayan bağ da olabilir.

Vazgeçeriz, artık onun yokluğunun bize sağladığı bir şey yoktur VEYA ONUN VARLIĞI BİZE YÜK OLMAK OLMAKTADIR.

Yok eder ve kurtuluruz. İzi kalmış olabilir ama sonuçta yok olmuştur.

Bazen de ne kadar istersek isteyelim onu yok edemeyiz.

O da bunu bize karşı kullanır; elbette burada canlı bir varlık olarak insandan bahsediyorum.

DAHA AZ SEVİNEN HATTA HİÇ SEVMEYENİN YÖNETTİĞİ İLİŞKİLER VARDIR!

YOKLUĞUYLA BİZİ TERBİYE ETMEYE ÇALIŞAN ve istedikleri gerçekleştirilmeye çalışan.

VAR gibi yapmaktan zevk alan ve bu “gibi”liği ötekine dayatan

İçimizde ne yaşadığımızı kim bilebilir.

Derler ki ilişkiyi her zaman DAHA AZ SEVEN YÖNETİR!

Mesele bir ilişkinin yönetimi midir, yoksa yok olmak ile var olmak arasında bir seçeneğe mi tutunmak zorunluluğu vardır, bu belirsizdir. Belirli olan neyin var olması veya yok olmasına kimin karar verdiğidir.

Haddini aşan şakanın ve ciddiyetin öldürdüğü duygular gibi “gibi” yaşamanın öldürdüğü duygular vardır.

VAR OLANIN ZAAFIMIZ OLDUĞU DÜNYADA ONUN YOKLUĞU DA ZAAFIMIZDIR!

Çok uzatmayayım: Yokluğuyla bizi terbiye etmeye çalışan insanlar olabilir ama şu da bir gerçek ki, biz de yeterince yok olmasını istemiyoruzdur.

Belki de insanlar birbiri için kullanışlı nesnelerdir!

Mutlak yokluk olarak ölümü mutlak biçimde bu mevzu dışında tutarak…

BİR DE ŞU PARADOKS VAR TABİİ Kİ: Yok’ken çok yer kaplayan ile var’ken hiçbir hükmü olmayan ama birbirinin hayatında sürekli var olan; birbirini yok varlığıyla sınayıp terbiye eden…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *