Ali Ulurasba

Ali Ulurasba

Yorgun binalar ülkesi

Yorgun binalar ülkesi

Türkiye yaşlı çocuklar gibi.

Daha çok genç bir ülke olmasında rağmen insanlar yorgun binaları yorgun; adeta her şeyi bir bıkkınlık içinde.

Kartalkaya’daki yangın faciası…

Konya’daki 30 yıllık binanın yıkılmasıyla hatırladığımız deprem gerçeği…

Nasıl da güzelce kıyıyoruz kendimize.

Ne kural, ne kanun, ne meslek etiği ve ne bir başka şey. Yöneticiler başka havada. Altında çalışanlar bir başka havada.

Ölenler öldüğüyle kalıyor; başka ne yapabilirlerdi ki?

Oysa ölenler bir şey söylüyor bize.

Otel’de yanan 36 çocuk yüzümüze yüzümüze bir şey haykırıyor: Yanlış yapıyorsunuz!

Bir tane insan da yok ki onur istifası gerçekleştirsin.

Sanki koltuklara büyülenmişler bazı yöneticiler.

Delice bir koltuk sevdası var insanlarda. Asla vazgeçmiyorlar bulundukları yerdin. Binlerce insanın öldüğü 10 milyona yakın insanın doğrudan etkilendiği büyük deprem sonrası ne oldu?

Ölen öldüğüyle kaldı.

Sakat kalan da öyle.

Türkiye yaşlı çocuklar gibi. Her şeyi yorgun. Düşünceleri yorgun, duyguları yorgun; derin bir bıkkınlık yaşanan.

Bu arada bazı insanlar ise dünyalığını yapıyor.

İstediği gibi yaşıyor.

Bir vudu büyüsüne tutulmuşçasına koltuğunu bırakmıyor.

Hoş bu saatten sonra istifa etseler ne olur etmeseler ne olur? Bu çağda ahlak ve onur da farklı işlevlere ve araçsallıklara sahip.

Oysa 36 çocuk bir şey söylemiyor mu; yüzümüze bir şeyleri haykırmıyor mu?

Neden ve nasıl oluyor da aynı hataları tekrarlıyoruz? Hatta aynı hataları mükemmelleştiriyoruz?

İnanması güç değil.

Tanrının olmadığı bir coğrafyada hiçbir şeyin değeri yoktur ve herkes kendi cehennemini yaşar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ulurasba Arşivi