KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3402 %0,31
48,6326 %0,52
4.886,57 % 0,04
Ara

Yorgun binalar ülkesi

YAYINLAMA:

Türkiye yaşlı çocuklar gibi.

Daha çok genç bir ülke olmasında rağmen insanlar yorgun binaları yorgun; adeta her şeyi bir bıkkınlık içinde.

Kartalkaya’daki yangın faciası…

Konya’daki 30 yıllık binanın yıkılmasıyla hatırladığımız deprem gerçeği…

Nasıl da güzelce kıyıyoruz kendimize.

Ne kural, ne kanun, ne meslek etiği ve ne bir başka şey. Yöneticiler başka havada. Altında çalışanlar bir başka havada.

Ölenler öldüğüyle kalıyor; başka ne yapabilirlerdi ki?

Oysa ölenler bir şey söylüyor bize.

Otel’de yanan 36 çocuk yüzümüze yüzümüze bir şey haykırıyor: Yanlış yapıyorsunuz!

Bir tane insan da yok ki onur istifası gerçekleştirsin.

Sanki koltuklara büyülenmişler bazı yöneticiler.

Delice bir koltuk sevdası var insanlarda. Asla vazgeçmiyorlar bulundukları yerdin. Binlerce insanın öldüğü 10 milyona yakın insanın doğrudan etkilendiği büyük deprem sonrası ne oldu?

Ölen öldüğüyle kaldı.

Sakat kalan da öyle.

Türkiye yaşlı çocuklar gibi. Her şeyi yorgun. Düşünceleri yorgun, duyguları yorgun; derin bir bıkkınlık yaşanan.

Bu arada bazı insanlar ise dünyalığını yapıyor.

İstediği gibi yaşıyor.

Bir vudu büyüsüne tutulmuşçasına koltuğunu bırakmıyor.

Hoş bu saatten sonra istifa etseler ne olur etmeseler ne olur? Bu çağda ahlak ve onur da farklı işlevlere ve araçsallıklara sahip.

Oysa 36 çocuk bir şey söylemiyor mu; yüzümüze bir şeyleri haykırmıyor mu?

Neden ve nasıl oluyor da aynı hataları tekrarlıyoruz? Hatta aynı hataları mükemmelleştiriyoruz?

İnanması güç değil.

Tanrının olmadığı bir coğrafyada hiçbir şeyin değeri yoktur ve herkes kendi cehennemini yaşar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *