RAFET EL NACCAR
Ekonomi, enflasyon, yerel seçimler… Şuan da bizleri ve tüm ülke gündemini meşgul eden konular bunlar. Peki ya geleceğimizi, çocuklarımızı etkileyen ve etkileyecek olan konuları neden göremiyoruz?
“Düzensiz Göçmen” sorunu hem bugünümüzün hem de geleceğimizin sorunu haline çoktan geldi. Düzensiz göçmen, bir ülkeye yasadışı giriş yapmak, bir ülkede yasadışı şekilde kalmak veya yasal yollarla girip yasal süresi içerisinde çıkmamak anlamına geliyor.
Ülkemizdeki düzensiz göçmenlerin sayıları ise maalesef ki yüz binlerle ifade edilir durumda.
Düzensiz göçmen sorunu ile beraberinde; 2011 yılının mart ayında, iç karışıklıkların başlamasından bu yana, günden güne artan sayıda Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı Türkiye'ye uluslararası koruma bulmak amacıyla gelmiş halen de gelmeye devam etmektedir.
UNHCR’den (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) yapılan açıklamada, 3 milyon 600 bin Suriyeli, 318 bin de başka ülkelerden olmak üzere Türkiye'de yaklaşık 4 milyon sığınmacı yaşıyor. Bunlar resmi rakamlar, gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu iddia ediliyor. Suriyeliler dışında en çok sığınmacı gelen ülkelerin başını Afganistan ve Irak çekiyor.
Peki yetkililer bu konunun ne kadar farkında? Gerekli önlem ve tedbirler alınıyor mu? Sizlerin de yakinen bildiği konunun akıbeti ne olacak?
Her ne kadar Yetkili makamlarca Geri Gönderme işlemleri yapılıyor ise de son derece yetersiz. Geçen haftaki yazımda da belirttiğim üzere hukuk burada da çelişkili ve şaşırtıcı kararlar vermeye devam ediyor.
Bir dava dosyasında, Konya İl Emniyet Müdürlüğü Terörler Mücadele Şube Müdürlüğünün yapmış olduğu bir araştırmada Sınır Dışı edilmesine karar verilen bir şahsın; Suriye Ülkesinde R**** El NACCAR kod ismini kullandığı Suriye ülkesinde iken DAEŞ terör örgütü içerisinde sözde savaşçı olduğu ve "Bomba Eğitimi" aldığı, şahsın 2019 yılı içerinde “illegal” yollardan Türkiye’ye geldiği yönünde istihbari bilgiler elde edilmiş olmasına rağmen şahsın mahkeme tarafından sınır dışı edilmeyerek Türkiye’de kalmasına müsaade edilmiştir.
Bahse konu olay durumun vahametini ortaya koymakta olup, ciddi bir güvenlik sorunu arz etmekle birlikte hem bugünlerimiz hem de geleceğimiz için ivedilikle düzensiz göçmen ve sığınmacı sorunlarına çözüm getirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Bahse konu sorun ülkemizde ekonominin etkilenmesi, suç işlenmesi, sosyal düzenin bozulması, etnik yapının giderek değişmesi gibi problemlerin beraberinde giderek beka meselesi haline de gelmemiş midir?
Siyasi söylemlerinde ülkenin bekasından bahsedenler, ülkenin bekasını -mülteci sorunundan ziyade- diğer siyasi partiler olarak gören yetkililer bu konuyu neden ayrı tutmaktadırlar?
Malazgirt'te Alparslan'ın dilinde, surlarda Ulubatlı'nın elinde olan Al Bayrağımız daha fazlasını hak etmiyor mu?
Ziya Gökalp’in de bahsettiği gibi, “Vatan Ne Türkiye’dir Türklere/Ne Türkistan Vatan/Büyük ve Müebbet bir ülkedir: Turan” düşüncesinin hâkim olması ve çocuklarımıza muasır bir medeniyet bırakabilmemiz dileklerimle..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.