Terör devleti İsrail, tüm dünyanın gözleri önünde saldırılarına devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) saldırıları durdurma kararı aldığı Refah kentinde, yerinden edilen Filistinlilerin çadırlarına düzenlenen saldırıda en az 45 sivil masum insan hayatlarını kaybetti.
Tüm dünyadan tepkiler gecikmedi, fakat maalesef ki tepkiler her zaman olduğu gibi ‘’kınama’’ yayınlamaktan öteye de geçemedi.
Üye devletler arasında işbirliğini ve dayanışmayı güçlendirmek ve İslam Dünyasının hak ve çıkarlarını korumak amacıyla 25 Eylül 1969 tarihinde Cidde/Suudi Arabistan merkezli kurulan ‘’İslam İşbirliği Teşkilatı’’ ve alacağı kararlar beklenirken; işe yaramaz teşkilat da sivil katliamlarını ‘’şiddetle’’ kınamak ile yetindi.
Refah’ta yaşanan olaylardan sonra, sosyal medyada rastladığım bir video şahsımı gerçekten çaresizce düşündürdü. Refah Saldırılarına ve İsrail terör devletinin saldırılarına tanıklık eden bir Filistin vatandaşı; tüm Müslümanları Hz. Muhammet’e şikâyet ediyordu. Alemlerin rabbi Allah’ın peygamberi Ya Hz. Muhammet, ‘’ümmetin çaresiz, ümmetin saldırı altında fakat Müslüman kardeşleri sessiz’’ nidalarıyla..
Vatandaşımız bu konuda hassas, vatandaş duyarlı. Fakat kimsenin de elinden bir şey gelmemesi ise üzücü.
Cebri, siyasi, ekonomik vs. yaptırım uygulama kabiliyet ve gücüne sahip olan iktidar sahiplerinin ise ‘’kınamak’’ ile yetiniyor olması, en az saldırılar kadar üzücü ve hayal kırıklığı sebebi.
Dünya geneline baktığımızda da İslam işbirliği teşkilatı başta olmak üzere birçok oluşumun da hiçbir faydasının olmaması insanlık adına, Müslümanlık adına düşündürücü ve sorgulanması gerekli.
Cebri güç uygulayabilen yaptırım kararı alabilen kendine has ordusu ve bütçesi de bulunan, Dünyanın en büyük oluşumu Birleşmiş Milletler ise ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın yer aldığı 5 daimi üye ile hareket etmesi neredeyse imkansız ve tamamen siyasi.
Tarihe baktığımız zaman özellikle ikinci dünya savaşında Naziler ve Hitler’in eylemlerini sorgulayan, yargılayan divanların da 21.yy’da dünyanın gözleri önündeki katliamlara sessiz kalması ve yaptırım uygulayamaması da son derece düşündürücü.
Türk vatandaşı olarak elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce, mazlum Filistin halkının yanında ve terör devleri olan İsrail ile olan tüm siyasi, ekonomik işbirliklerinin de karşısında olacağız, haksızlık karşısında da susmadan ve karınca misali elimizden geleni yapacağız.
Ateşe su taşıyan karıncaya sordukları ve o suyla bu ateş söner mi dediklerinde verilen cevap gibi; evet ama safım belli diyeceğiz.