TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
Bir avukat olarak adalet sistemindeki eksiklik ve aksaklıklara en yakından şahit olanlardan biriyim.
Özellikle Ceza Hukuku alanında çalışmalarımı sürdüren birisi olarak ceza mahkemeleri arasındaki çelişkili kararlardan, yıllarca süren yargılamalardan tutun, infaz sistemindeki çarpıklık ve adaletsizlik ile yerinde olmayan ve cezalandırma aracı olarak kullanılan haksız tutuklama ve tutukluluk halinin de sürdürülmesi kararlarına kadar eleştirilmesi ve sorgulanması gereken birçok durum mevcut.
Elbette tüm bu durumların yanında, adaletin sigortası olan, baroların her zaman olduğundan çok daha fazla pasif olmasının yanında adalet sistemi, hukuk sistemi ve avukatlar dışında her konu ile meşgul olması da içler acısı.
Son zamanlarda gündemde olan kayyum atamaları, lgbt yürüyüşleri vb. birçok konuda fikir sahibi olup, avukatların sorunları, hukuk sisteminin işleyişi ve adalet sistemi hakkında ise herhangi bir çaba göstermeyen, gösterse dahi karşılık bulmayan, sonuca ulaşamayan barolar ve Türkiye Barolar Birliğinin de kendisini sorgulaması gereken bir dönemdeyiz.
Çok değil, yakın bir zamanda 27 Nisan’da Türkiye Barolar birliği ‘’büyük savunma mitingi’’ düzenlemişti. Türkiye’nin pek çok barosu bu anlamlı ve umut vaat eden mitinge katılım göstermiş ise de gelinen noktada onca emeğin ve büyük mitingin de herhangi bir karşılık bulmadığını görmek son derece üzücü.
Günümüzde adalet sistemindeki problemler de avukat meslektaşların sorunları da sayfalarca yazı ile anlatılabilecek iken, yetki ve makam sahiplerinin bu konuda elini taşın altına koymaları ve sonuç alınan çalışmalara imza atabilmeleri yargının kurucu unsuru olan avukatların ve adalet sisteminden doğrudan etkilenen vatandaşların öncelikli beklentisidir.
TBMM’nin büyük bir çoğunluğunu hukukçular oluştururken, derme çatma yasaların, sürekli yama şeklinde çıkartılan kanunların ve uygulamadaki sorunların çözülmesi, Türkiye Barolar Birliğinin kanunlar çıkarken söz sahibi olabilmesi, yüksek stres altında çalışan hukukçuların vatandaşa daha iyi hizmet edebilmeleri için gerekli iyileştirmelerin yapılabilmesi noktasında çalışmalara ihtiyaç vardır ve öncelikli olmalıdır.
Ülkenin en güvenilir ve etkili kurumu olması gereken Baroların, siyasetten uzak kalması ve tamamen adalet sistemi ve hukuk düzeni ile birlikte, aynı amaca hizmet eden avukatların huzur ve refahı için; sonuç alınan amaca ulaşan etkili ve verimli çalışmalarda bulunması gerekmektedir.
Tabirim meslektaşlarca eleştirilebilir belki fakat avukatlar tüm vatandaşın hakkını savunurken; kendi hakkı ve üyelerinin hakkını savunamayan kuruluşların başında maalesef ki Türkiye Barolar Birliği gelmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.