Uzun zamandır düşlediğim projenin nihayet sonuna gelmiş bulunmaktayım. Evet başlıktan anlaşılacağı üzere “Metehan” dönemiyle ilgili bir edebi eseri kaleme aldım. Takdiri siz değerli okuyucularımıza bırakıyorum. Gelin biraz hem “Islık Çalan Oklar” romanıyla hem de “Metehan” dönemiyle alakalı konuşalım.
Metehan, Türk Devlet teşkilatının oluşumunda ve modern ordu birimlerinin kurulmasında epeyce katkıda bulunmuş bir Türk büyüğüydü. Başına gelmeyen kalmamış biri olarak zorlu hayatının bir döneminde esir olarak düşmüş geri kalan döneminde bu esaretin müsebbibi olarak gördüğü babasını tahttan indirmiş ve milletinin gönlüne girmeyi başarmıştı. Nasıl ilerledi bu süreç gelin detaylara hep beraber göz atalım.
Metehan, tahmini olarak Milattan önce 234 yılında dünyaya geldi. Onun dünyaya geldiği vakitlerde Türkler, Orta Asya topraklarında etkili bir güç konumuna gelmek için uğraş vermekteydi. Babası Teoman, Türkleri tek bir devletin bayrağı altına toplamayı başarmış ve bölgenin güçlü devleti olan Çin üzerine seferler yapmış ve “Çin Seddi” gibi savunma işlevi gören duvarların örülmesinde payı bulunmuştu. Bu “Çin Seddi” mevzusu hala tartışılan bir konu olsa gerek. Neticede “Hun” kavmi olarak bilinen bu kavmin hala Türk olmadığını söyleyen tarihçilerinde olduğunu biliyoruz. O yüzden “Çin Seddi” mevzusuna çok takılmamak gerekiyor.
Metehan bir süre sonra Çinli üvey annesinin de çeşitli entrikaları sonucunda Teoman Han’ın düzmece bir saldırı planıyla diğer bir düşman millet olan Yüeçilerin eline esir olarak düştü. Sonrasında bildiklerimiz Metehan’ın bu esaretten kurtulup babasını tahttan indirmesidir. Metehan, hakanlık süreci boyunca pek çok sefer düzenlerken, ordusunun da profesyonel manada belli bir şablona gelmesi için üstün uğraşlar vermişti. Ayrıca Metehan’ın hükümdarlık mührünü ele geçirdiği yıl olan Milattan önce 209 yılı “Kara Kuvvetleri Komutanlığı” kuruluş yılı olarak belirtilmiştir.
Metehan, aynı zamanda “Oğuz Kağan Destanı” olarak bilinen destandaki Oğuz Kağan olarak da söylenmektedir. Bütün bu bilgileri topladığımızda karşımıza Türk tarihi açısından değeri henüz net olarak anlaşılamayan Metehan çıkmaktadır. Bir eğitimci olarak bana düşen görev tarihin her döneminde kadim milletimize hizmet eden bu kişileri tanıtmak ve sevdirmektir. İşte bu yüzden “Islık Çalan Oklar” kitabını daha çok gençlere yönelik olması adına tarihi bilgiler ışığında kurgulayarak bir roman düzeyine getirmeye çalıştım. 
Önümüzdeki haftanın ilk günü çıkmasını beklediğim eserimle ilgili her türlü eleştirilerinizi beklemekteyim. Milletimizin teveccühünü kazanan bu soylu hükümdarın hayatını ve yaşanmışlıkları dilerim bir solukta sıkılmadan ve usanmadan okursunuz. Bu zorlu süreçte desteklerini esirgemeyen başta dostlarım olmak üzere Konya bünyesinde doğmuş, ulusal anlamda yayıncılık serüvenini başarılı bir şekilde devam ettiren Morena Yayınevine de teşekkürlerimi sunuyorum. Ne demişler gayret bizden Tevfik Allah’tan.
Türklerin okurken huzur buldukları bir tarih ve şanlı Türk ordusunun temellerini bırakan Büyük Türk hakanına en derin saygımızla…