Sevgiliye, En Sevdiğine
Bir pazartesi günüydü…
Alemlerin önünde diz çöktüğü yüce Yaradan’ın en sevdiği…
Bir pazartesi günüydü…
Zulmün, riyanın, kibrin ve büsbütün kötülükleri noktalamaya gelen sevgilinin günü.
Uğruna canların ruhlarından bir an bile düşünmeden çıkmak istediği sevgili.
İşittik ve itaat ettik senin bu alemlere rahmet olarak geldiğine. Mazlumun bir damla kanı akmasın diye gelmiştin. Zalimler bir daha nefretini kusmasın diye gelmiştin. Ne de güzel gelmiştin sahiden. Sen geldiğinde yıkılmadı mı putlar? Sen geldiğinde sönmedi mi o Mecusilerin ateşi?
Sen geldiğinde inim inim inlemedi mi şeytanın köleleri? Yıllar ve asırlar geldi geçiyor. İçimizde senin sevgini ilk andan beri yaşamaya çalışıyoruz. Yaşıyoruz muyuz gerçekten bilmiyoruz. Kırk yaşından bu yana söylediğin sözlere yahut ademoğullarının önüne çıktığın “Veda Hutbesindeki” kelamlarına sahip çıkabildik mi? Geldiğin diyarlarda cahiliye alametleri vardı. Şimdi de durum çok farklı değil. Her geçen gün dünyanın çeşitli yerlerinde inleyen nice bebek nice kadın nice yiğit. Biz beceremedik emanetine sahip çıkmayı. Biz yaşayamadık seninle sensiz zamanlarda.
Biz nefesimizi ve günlerimizi heba ettik bir hiç uğruna. Ettiğimizdendir zalimin nefesi boynumuzda. Irak’ta, Doğu Türkistan’da ve nice İslam coğrafyasında.
“İnandık ve tasdik ettik, zulmeden biziz Yarabbi! Senin yolunda kenetlenmediğimiz için, benlik davasına düştüğümüz için biz kendimize zulmediyoruz. İşte bu yüzden de düşmanlar bize her türlü zulmü hoş görüyor.”
Bugün Fransa’da, yarın başka bir küffar diyarında bu oyunlar devam edecek. Yüce Allah, en sevdiğinin yüzü suyu hürmetine bizleri bağışlasın. Küffarla mücadele edecek bilinçli sebat ve güç versin.
İyi ki doğdun efendim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.