Çocuk ve eğitim
İnsan sosyal bir varlık olduğu için toplumdaki bütün olaylar onu ilgilendirir. Bizi ilgilendirmeyen konular yok denecek kadar azdır. Çünkü hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz. Bu olaylardan birisi vardır ki, o hepimizi hayatımızın her döneminde ilgilendirir. Ekmek gibi, su gibi, hava gibi ona muhtacız ve onunla iç içeyiz. İşte bu; eğitimdir.
Bir örnekle konuyu daha da zenginleştirelim: Bir genç anne baba, beş yaşındaki çocuklarının eğitimi için bir eğitim danışmanına gelerek çocuklarını nasıl eğitmeleri gerektiği hakkında bilgi almak isterler. Eğitim uzmanı onlara çocuklarının ne zaman doğacağını sorar, anne baba birbirlerine bakıp çocuklarının beş yaşında olduğunu söyledikleri zaman, eğitim uzmanının cevabı: “Maalesef geç kaldınız.” olur. Evet gerçekten anne baba geç kalmıştır. Çünkü uzmanların araştırmalaına göre çocuğun ahlak ve karakter şekillenmesinin % 80’lik bölümü beş altı yaşına kadar oluşur.
Hep biliriz, anne baba adayları çocukları doğmadan önce doğacak çocuğun cinsiyetine göre tatlı bir heyecanla bebeklerine yatak, giysi, oyuncak vb. alırlar. Gönül ister ki, aynı aile çocuk doğmazdan önce de bazı hazırlıklar yapsın. Anne baba sosyal hayatlarına daha dikkat etsinler, psikolojik bakımdan hazır olsunlar. Her anne kendi kültür ve inancına göre karnındaki bebeğe ninni söylesin, melodiler mırıldansın, ilahi söylesin, salavat getirsin Kur’an-ı Kerim okusun... Çünkü uzmanların araştırmasına göre çocuk anne karnında iken önce kulakları, sonra gözü ve daha sonra kalbi oluşuyor ve duymaya başlıyor...
Peygamber efendimiz(sav)’in : “Beşikten mezara kadar bilgi öğreniniz” hadisinin gereklerini gelişmiş ülkeler çok güzel uyguluyorlar. Çocukları daha doğmadan uzmanlardan çocuk bakımı ve gelişimi için ders alırlar, bilgi sahibi olurlar. Halbuki Türk kadınının da atalarından kendisine kültür olarak aktarılıp hediye edilen masal, hikaye, kıssa ve benzeri şekilde yüzyıllardan beri süzülmüş, berrak, saf ve temiz büyük bir kültür mirası vardır.
İmkanı olan ailelerin çocuklarını yuvaya (kreşe) göndermeleri faydalıdır. Çocuklar okul öncesinde güzel ve iyi bir eğitim alırlarsa sosyal hayatlarında ve ileriki okul dönemlerinde çok daha başarılı olurlar. Bazı değerlerimizin küçük yaşta hem evde hem de yuvada öğrenilmesi önemlidir ve faydalı olur. İleriki yıllarda okul hayatları için çok iyi bir hazırlık olur. Yuvaya giden çocuk, kendi haklarını, ödevlerini ve disiplini de küçük yaşta öğrenir.
Ama unutmayalım, çocuklarımızın yetiştirilmesinde onların iyi bir insan, başarılı ve mutlu olmalarında en büyük sorumluluk ailenindir. Aileler, “çocuklarımızı yuvaya gönderdik, okula gönderdik biz bilmeyiz” diye sorumluluktan kaçamazlar. Nasıl trafik lambalarını ve bir çocuğun bilmesi gereken trafik kurallarını öğretirlerse, aileler çocuklarına haramı, helalı, haksızlığın, hırsızlığın, küfürün kötü olduğunu, sevgiyi, merhameti, büyüklere saygı, küçüklere sevgiyi, bayrak ve vatan sevgisini yardımseverliği de güzelce bıkmadan usanmadan anlatmalılar. Çünkü insanı insan yapan asıl bu değerlerimizdir.
Son söz:
Hz. Ali: “Çocuklarınızı kendi yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştiriniz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.