D. Emin Bilge

D. Emin Bilge

Sorumsuzluk

Sorumsuzluk

Günlük hayatımızda  sorumluluk ve sorumsuzluk kelimelerini defalarca kullanırız. Kullanırız da, sorumluluk  kelimesinin anlamına az uyarız. Nedense sorumsuz kelimesine daha fazla uyarız.

Küresel bir salgın var, zor günler yaşıyoruz.  Korona virüsü her tarafı kasıp kavuruyor.  Hasta olmayanlar bile hastalık korkusu yaşıyor, tedirgin oluyor. Dünya panik yaşıyor. İnsanlar panik atak ve depresyon geçiriyor.

Dört kişi bir araya geldiğimizde biz şöyle milletiz, böyle milletiz, disiplinliyiz, Türkler asker millettir, hacda Araplar şöyle, camide  böyle diye başka milletleri düzensizlikle  suçlar, kendimizi överiz. Çok şükür güzel hasletlerimiz var, ama bu salgın hastalık konusundaki davranışlarımızla  sınıfta kaldık. Sorumsuzluğumuzu, umursamazlığımızı hepimiz her gün tv.lerde görüyoruz. Her kurban bayramında, bazı sorumsuzların yaptığı yanlışları bazı medya köpürterek günlerce ekranlara getirirdi. Bugün yapılan sorumsuzluk örnekleri ondan bin beter.

Tekrar etmeye gerek yok, bu konuda dinimizin emri çok açık ve net.Hastalık olan evden, köyden, şehirden çıkma, hastalık olan başka bir yere gitme.” Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır insan anlamıyor. Hasta insanlar İstanbul’dan veya bir başka şehirden köyüne gidiyor, onlara bulaştırıyor ve şu anda bu ihmaller yüzünden 300’den fazla köy karantinada.

Yaklaşık iki aydır tv.lerde bu hastalık ve korunma yolları  anlatılıyor. Uzman doktorlarımız  adeta yalvarırcasına, her gün nasıl davranacağımızı anlatıyorlar, sağlık personelimiz vatan savunması yapıyor, millet hepsine müteşekkir. Devletimiz açıklama üstüne açıklama yapıyor, kurallar getiriyor ama nafile. Pek çok kimse yine bildiğini okuyor, umursamıyor. Hatta bazı utanmazlar, bir araya gelip kumar oynuyorlar, toplu doğum günü kutluyorlar, pavyon partisi yapıyorlar, arabalarla drift yapıyorlar ve yaptıklarını marifetmiş gibi sosyal medyada paylaşıyorlar.

Bazı zaman, çok acı haberleri  hep beraber izliyoruz. Bu felaket mücadelesinde  bile, kötü insanlar yine kötülüklerine devam ediyorlar. Halbuki, insanın ayağı bir taşa değse, acaba bir hata mı yaptım diye kendini yoklamalı. Kul hakkına zaten duyarsızdık, ama bu hastalıktan da kimse ders almadı galiba. Camiler kapandı, hac yolları kapandı, ama adam hala karaborsacı. Fiyat yükseltenlere, sahte malzeme üretenlere  ve stok yapanlar ilahi adaleti yaşamadan önce,  devletin çelik yumruğu çok ağır bir ceza ile başlarına inmeli. İnmeli ki, aynı kötü niyetlileri  o işi yapmaktan caydırsın.  Aslında onlar, kazandıkları paraları da huzurlu ve sağlıklı yiyemeyecekler, hem bu dünyada hem öteki dünyada ilahi adaletten kurtulamayacaklar.

Hala tehlikenin farkında olmayan insanımız çok. Bu salgın canımızı da  alıyor, malımızı da alıyor. 2-3 ayda falan geçecek gibi görünmüyor. Ülkelerin ekonomileri büyük zarara uğruyor. Fabrikalar kapanıyor, üretim duruyor.   Hafta sonu sokağa çıkma yasağına rağmen  denize girenler var. Sokağa çıkma yasağı bitince, kurallara uymayarak milletin kendini sokağa atması, mesafeye uymaması, maske takmaması, marketlere hücum akıl alacak gibi değil...

Hasta sayımız yüz bini buldu. Ölü sayımız 2.000’i geçti.  Sorumsuzluk devam ederse, Allah korusun bir ay sonra hasta sayısı yüz elli bini, ölü sayısı beş bini bulacak.

Peki Türkiye’de neler oluyor?  Danimarka’dan baktıkça kahroluyorum sorumsuzluklara...

26 Mart tarihli yazımda; Danimarka kurallar ülkesi, herkes kurallara uyar demiştim.  Uymayan yok mu? Var elbette. Bir nargile kafede toplanan 23 genç ve her birine 200’er avro ceza. İşyeri sahibine daha ağır ceza. Hadi bakalım bunlar bir daha nargile kafeye gitsin de görelim...

Danimarka’da halk kurallara uydu ve başardı diyebiliriz. Medya, Danimarka tekrar açılıyor manşeti attı. Kreşler, anaokulları ve ilköğretim okullarının ilk 5 sınıfı açıldı, diğer sınıflar, lise ve üniversiteler uzaktan eğitimle, okuldan daha sıkı ve daha fazla dersle devam  ediyorlar. Neden, çünkü halk kurallara uydu, bulaşma oranı  önemli oranda kontrol altına alındı. Ebeveynler işe başladı. Çünkü ekonomi çarkı dönmeli. Bildiğiniz gibi Danimarka zengin bir devlet. Geçen yazılarımın birinde belirttiğim gibi kişi başına düşen milli gelir 55.000 dolar. Tabii ki, 55.000 dolar gökten yağmadı. Eğer toplum hasta olursa ekonomi durur ve hatta çöker. Üretim olmaz, satış olmaz, ihracat olmaz, ithalat olmaz, turizm geliri hiç olmaz. Bütün bunlar olmayınca ne olur hepimiz biliriz;  enflasyon fırlar, maaşların alım gücü azalır,  işsizlik çoğalır, devlet ve millet fakirleşir...

Başbakan Mette Frederiksen, normalleşmek halkın davranışlarına bağlı diyerek, Danimarka’da bugünden itibaren (20 Nisan) bazı küçük işyerlerinin açılacağını duyurdu. Ayrıca, Korona virüs kontrolden çıkarsa eskilere ilaveten yeni kısıtlamalar gelebilir diye de uyardı. Hükümetin ve sağlık yetkililerinin koyduğu kurallara uyulması gerektiğini vurguladı.

Mesafeyi koruma ve kurallara uyma şartıyla   aşağıdaki işyerleri açıldı.

• Kuaförler, güzellik ve masaj klinikleri, fizyoterapistler, diyetisyenler

• İşitme cihazcıları, gözlükçüler, diş teknisyenleri, diş hekimleri

• Özel klinikler, psikologlar, dövme ve piercing klinikleri ve sürücü kursları

Okulların ve yuvaların açılmasına karşı çıkanlar da var elbette. Bazı veliler, okullarda sosyal mesafeyi korumak imkansız gerekçesiyle çocuklarını göndermeyecekler. Ebeveynler çalışacak ki, Danimarka ekonomisi canlanacak ve hayat devam edecek...

Muhafazakar partinin bir yetkilisi, telafi eğitim için yaz tatilinde öğrencilerin okula devamını istedi. Bu teklif kabul görmedi ve öğretmenler sendikalarından biri teklife karşı çıktı. Bugün dişçi sendikası da bir açıklama yaparak, diş teknisyenleri ve diş hekimlerinin açılması felaket olur diyerek açılmaya karşı olduklarını belirtti.

Bu arada 16 Nisan günü, Danimarka’nın her tarafına bayraklar asılarak, Danimarka Kraliçesi Margrethe II ’nin 80. yaş günü kutlandı. Kraliçe konuşmasında Danimarkalıları överek: “Krizin üstesinden gelmek için herkesin elinden gelenin en iyisini yaptığını,  hastalığın kontrol altına alınmasında hep beraber doğru işler yaptık, ama henüz işimiz bitmedi.” diyerek herkese  görevini hatırlattı.

Dünyadaki korona sayıları hepimize bir tık kadar yakın, ama yine de Danimarka’daki son rakamları paylaşalım:

20 Nisan 2020

Test edilen :                94.437

Enfekte:           7.450

Ölü sayısı:                  367

Hastanede yatan:        324

Yoğun bakım :             86

Solunum cihazında:    75

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D. Emin Bilge Arşivi