TV haberleri ve kimsesiz sokak hayvanları
Yıllar önce bir parti lideri, “Sağlığınızın bozulmaması için falan partinin demeçlerini dinlemeyin.” demişti. Daha sonra bir profesör de, “Psikolojinizin bozulmamasını istiyorsanız haberleri dinlemeyin.” demişti. Tabii her ikisi de doğru tespitlerdi. O yıllarda sosyal medya yaygın değildi. Sosyal medya zaten zihin dünyamızı altüst etti. Günümüzde haberleri dinlemesek de her taraftan telefonlarımıza haberler akıyor, yalan yanlış bir sürü bilgi adeta zihinlerimizi işgal ediyor.
Eğer doğruysa dünyada sosyal medyada en çok yalan yüzde 49’la Türkiye’de imiş. Hakikaten bir felaket, bunun sonu nereye varacak? İnsanlar kamplaşıyor, bir başkasına düşman oluyor, bu sosyal medya sayesinde.
Sosyal medyanın büyük patronları Donald Trump’u bile engelledi. Sayın Devlet Bahçeli ve sayın Süleyman Soylu’nun demecini engelledi. Yarın bu işin sonunun nereye varacağı meçhul Allah korusun. Whatsapp’ın bilgileri, yazışmaları depolama kararı, işimizin çok zor olduğunu gösteriyor. Whatsapp sonradan biraz geri adım atsa da, “Şuyuu vukuundan beterdir” ...
İpin ucu başkalarının elinde olunca çaresiz kalıyorsun bir noktada. El atına binen çabuk inermiş. Senin olmazsa adam istediğini yapar...
Türkçe bilen bir yabancı, birkaç gün tv haberlerini dinlese, kadın programlarına baksa, herhalde bu ülkenin cinnet geçirdiğine hükmeder.
Son yıllarda giderek öfkeli bir toplum haline geldik.. Kadın cinayetleri, cinsel tacizler, cinayetler, trafik.. ve daha neler neler... Ağza alınmayacak, yazılmayacak ne ahlaksızlıklar, hırsızlıklar, yolsuzluklar... İyi insanlar ve güzel davranışlar mı azaldı, yoksa kötü insanlar mı çoğaldı? Bu işin sonu nereye varacak acaba? Allahım bizlere doğru yolu göster!
Hiç bir dostuma turist olarak Türkiye’ye gelmelerini tavsiye edemiyorum başlarına istenmeyen kötü bir iş gelir diye. Zaten kötü bir taksiciye rastlarsa hali perişan ilk gün ve ilk intiba... Başta İstanbul olmak üzere, taksiler için niçin daha güzel çözüm bulunmuyor anlamıyorum...
Çarşıda pazarda turist olduğu için fahiş fiyatlar utanmazlığın, vicdansızlığın daniskası. Zaten bu yüzden son yıllarda paket turlara katılıyorlar, çarşıda pazarda para harcamadan, aldanmadan geliyorlar. Otele gelip otelden ayrılıyorlar.
KİMSESİZ SOKAK HAYVANLARI
İnsanlara bu şekilde kötü davrananlar hayvanlara iyi mi davranacak sanki. Basında hergün psikopatların zavallı hayvanlara ne çeşit işkenceler yaptıklarını okuyoruz hepimiz.
Zaten kimsesiz hayvanların olması da millet olarak bizim ayıbımız. Kimsesiz hayvan olur mu hiç? Bu hayvanlar gökten zembille inmedi, mutlaka birinindir, daha sonra sokağa salındı. Bunun için tedbirler niçin alınmaz? Bu tedbirleri muhtarlıklar, belediyeler yani mahalli idareler almalı. Ankara’nın bu işlere zaman ayırmaması gerekir.
Adı üstünde sahipsiz sokak hayvanları. Sahipsiz olan her şey tehlikeli. Önce bu sahipsizliğe bir son verilmeli ve daha sonra diğer düzenlemeler gelmeli. Hayvanlar için, kuşlar için vakıf kuran medeniyetin çocukları bugün ne durumda? Hayvanlara işkenceden zevk alıyorlar, tam bir ortaçağ Avrupasını yaşıyorlar hayvanlara işkencede... Bunu yapanların sayısı az da olsa herkesin vicdanını yaralıyor.
Mahallemde geceleri sokak havlamasından uyuyamam. Birkaç ay önce Karatay Belediye başkanımıza mektup yazdım, yetkililer hemen ertesi günü telefonla arayıp ilgileneceklerini söylediler ve nazik bir yazı ile cevap verdiler. (...bahse konu yerdeki yakalanan Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezine teslim edilmektedir. Burada kısırlaştırılıp, küpelenen ve aşılanan köpekler 5199 sayılı kanunun 6. Maddesi gereği alındıkları ortama bırakılmaktadır.) Teşekkür ederim; ama çözüm yine bulunmadı, geceleri beni rahatsız etmeye devam ediyorlar. Yine kimsesiz köpekler oldular.
İşin bir de başka boyutu var. Bu hayvanlar zaman zaman çocuk, yetişkin, ihtiyar demeden başkalarına zarar veriyorlar, bazı zaman ölüme sebebiyet veriyorlar. Bunların da önlenmesi gerekiyor. Hayvanları koruyacağız derken insanlara zarar verdiriyoruz. İfrat ve tefritte üstümüze yok... Aşağı yukarı her gün köpeklerin insanlara verdiği zarar gündeme geliyor ama, köpeklerin insanlara verdiği zarar pek dikkate alınmıyor nedense.
Bu köpeklerin hakları insanlardan daha fazla. İnsanlar köpeklere saldırırsa ceza alır, köpek saldırırsa kime ceza vereceksin? İnsanlar saldırılardan nasıl korunacak, sahipsiz olanları sahiplenme ile korunacak elbette. Bu kış gününde yazık o hayvancıklara... Hem hayvanların hem insanların hakları korunsun... En iyisi belediyeler sahiplensin. Sokaklarda başıboş köpek gezmesin.
Danimarka’da hayvanlar kesinlikle sahipsiz ve ipsiz yani bağsız gezemezler. Herkesin hayvanı kayıtlı ve bazı evlerde kedi köpek beslemek yasak. Şehirde, sokakta, hatta ormanda bile köpeklerin sahipsiz, serbest gezmesine izin verilmez, köpeklerin ipi sahibinde. Ormanda, göl ve deniz kıyılarında gezerken de bağlıdır. Çünkü kuşlar, ördekler, tavşanlar, tilkiler vb. köpek saldırısına uğramayacak. Yani köpeklerin hakları sınırsız değil. Hatta köpekler sokakta kakalarını yapsalar, sahipleri hemen elindeki torbayla onu alır, sokağı kirletmez. Yani her şeyiyle hayvanını sahipleniyor. Tek çare sokaklarda sahipsiz hayvan bulunmayacak.
29 Ocak Cuma günü okunan “Hayvanlara Merhamet: “ Dinî ve İnsanî Sorumluluğumuz” konulu hutbenin bir bölümü:
“Bir gün Peygamber Efendimiz, çölde susuz kalan bir köpeğe kuyudan ayakkabısına su doldurup içiren bir adamın Allah’ın rızasını kazandığını ve günahlarının bağışlandığını anlatmıştı.
Ashâb-ı kirâm, “Ey Allah’ın Resûlü! Hayvanlara yaptığımız iyilikler için de mi sevap var?” diye sorunca Peygamberimiz şöyle buyurmuştu: “Her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır.”
Bir başka gün ise Peygamberimiz (s.a.s), bir kediye kızıp onu hapseden ve açlıktan ölmesine göz yuman bir kadının Allah’ın azabını hak ettiğini anlatmıştı.
Hiçbir canlıyı incitmeyelim. Özellikle kış şartlarında hayvanlara karşı daha duyarlı olalım.
Dinî, vicdanî ve insanî sorumluluğumuzu yerine getirerek Rabbimizin rızasına talip olalım.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.