Komşu hakkı çok çok önemli
Komşu hakkına en çok riayet eden iki medeniyet Türk ve İslam medeniyeti ancak ne yazık ki günümüzde, komşuluk ilişkileri genellikle göz ardı ediliyor. Eskiden “komşu” haneden biri gibiyken bugün komşuların ismini, cismini bilmeyen kapısını çalmayan insanlarımız var.
Belki modern yaşamın hızlı temposundan belki apartman, rezidans kültüründen kaynaklı olarak komşuluk ilişkilerimiz yok olup gitmekte. Köylerde ya da daha kırsal kesimde komşu kültürü, komşu ilişkileri halen devam etse de maalesef şehir yaşamında kimse kimseye kapısını aralamıyor. Komşusunun adını bilmeyen milyonlarca insan olduğunu söylemek de hiç zor olmayacaktır.
Oysa çok da uzak olmayan bir geçmişte tüm apartman sakinleri birbirini tanır, komşuluk ilişkileri çerçevesinde herkes birbirine gidip gelirdi. Yemek davetleri, akşam oturmaları, hafta sonu piknikleri vb...
Evde bir şey piştiğinde mutlaka komşuların hakkı da gözetilir ve "kokmuştur, canları çekmiştir" diye mutlaka ama mutlaka birer tas, birer tabak, birer paket artık adı her neyse bir kapa konulan yiyecekler komşulara ikram edilirdi. Bugün ise alabildiğince bencillik var. Kimse can çekmesini falan umursamaz oldu. "Aman herkes alıp yiyebiliyor" düşüncesi daha hakim konumda.
Oysa komşuluk ilişkileri sadece fiziksel olarak yakınlıktan daha fazla anlama sahip. Komşu aileden biri gibidir. En yakın sırdaş, dert ortağı ya da yardım istenecek ilk sığınaktır. Maalesef bu güzel geleneği el birliğiyle öldürdük. Kapılarımızı çelik kapılarla sımsıkı örterken bir kilit de komşuluk ilişkilerine vuruverdik.
Tabi bir de "Komşu Hakkı" mevzusu var. Çok katlı modern binalardan incecik tuğlalarla örülü duvarlar araya sınır koysa da sesi kestiğini söylemek mümkün değil. Bu yüzden evde her hareketimizde çıkacak her sesin komşuyu rahatsız edeceğini,. bilerek ya da bilmeden alt, üst veya yan komşumuzu rahatsız edebileceğimizi onun hakkına girebileceğimizi unutmamalıyız. Başkasının hakkına saygı göstermeliyiz. Unutmayalım ki biz gülüp eğlenirken ya da fütursuzca gürültü çıkarırken hemen duvarın arkasında rahatsızlığı nedeniyle ıstırap duyan, ders çalışan, uyumaya çalışan bir komşumuz olabilir.
Komşu hakkı, öncelikle hoşgörü ve saygıyla başlar. Komşu hakkı, sadece güzel günlerde değil, aynı zamanda zor zamanlarda da birbirimize destek olmayı içerir. Acı günlerde birbirimize destek olmak, komşuluk ilişkilerini daha anlamlı kılacaktır.
Unutmayalım ki, iyi bir komşu olmak, sadece kendi hayatımızı değil, etrafımızdaki dünyayı da güzelleştirir. Gelin bir de bu açıdan değerlendirin. En azından komşunuza bir günaydını, iyi akşamları, "merhaba nasılsınız" söylemini çok görmeyin.
Esen kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.