Adalet, Adalet, Adalet
Futbolda şöyle bir adet vardır. Takım başarısızsa yeni gelen teknik direktör hemen savunmasını hazırlar: Elimde sihirli değnek yok. İşte o sihirli değnek var olsa ve bendenizin elinde olsa, sorsalar bu dünyada neyi düzeltirsin diye, tek bir cevabım var: Adalet.
Şu fani dünyada adaletsizlikler son bulsun, adil paylaşımlar olsun, astından üstüne tüm dünyada adil yönetim olsun.
Her daim; adalet, adalet, adalet.
Tüm siyasetnamelerdeki en büyük meziyet, yönetimdeki en büyük letafet olan adalet. Bize lazım olan. Büyükten küçüğe hepimize lazım olan.
Daha önce de bahsettik siyasetnamelerden. Maverdi’nin adalet tutkusundan ve tasvirinden. Maverdi bu hususu vurgulayan tek isim değil tabi. Geçmişten günümüze iyi yönetim isteyen, iyi yönetimin nasıl olacağını düşünen herkes, daha iyi bir dünya tasavvur eden herkes adaletten ve adil yönetimden bahsetmiş.
Yusuf Has Hacib, ebedi devletin sırrının adalet olduğunu söylemiş. Hatta daire-i adalet sırrından dem vurarak;
"Memleket tutmak için çok asker ve ordu lazımdır. Askeri beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır. Bu malı elde etmek için, halkın zengin olması gerektir. Halkın zengin olması için de doğru kanunlar konulmalıdır. Bunlardan biri ihmal edilirse dördü de kalır; dördü birden ihmal edilirse, beylik çözülmeye yüz tutar.”
Beylik dediği o dönemin devletidir. Memleketin temelinde adalet vardır. Adil olursan halk zengin olur, haşk zengin olursa devlet zengin olur, devlet zengin olursa ordusu güçlü olur, ordun güçlü olursa devletin payidar olur.
Yine âli büyüğümüz Hacib, buyurmuştur ki yöneticinin bilgili, akıllı ve adil, gerektiğinde cesur gerektiğinde tedbirli olmalıdır. Yani hem kendi içinde yönetici adil hem devletin kendisi adil. Her yerde herkes için her zaman ve her şartta adalet.
Keykavus bin İskender de Kâbusname eserinde adalet dairesini benzer şekilde tarif eder:
Cihandârî bi-leşker tüvân kerden
Ve leşker bi-zer tüvân dâşt
Ve zer bi-imâret kerden bi-dest tüvân âverden
Ve imâret bi-dâd ü insâf tüvân kerd
Yani der ki mealen;
Güçlü devlet askerledir
Asker için altın gerektir,
Altın ancak imaretle mümkün
İmaret içinse adalet ve insaf gerektir.
Adalet dairesi deyince akla gelen ilk isimlerden birisi Kınalızade Ali Efendi’dir. Ona ayrı bir bahis gerektir. İnşallah o da borcumuz olsun.
Bu yazıyı İstiklal şairimizden bitirelim. Yönetimde hep adalet diyelim. Bu satırı okuyan herkes için adalet gerektiği gibi herkesin adalet için yapacakları da mübarek. Sırada hakka riayet, kamuda işin usulünü beklemek, haksız taleplerde bulunmamak hakkı savunmak, haktan yana olmak hep adalet. Kamunun malına sahip çıkmak adalet, yapılan işleri görmek ve takdir etmek adalet. Yapılmayanı anlatmak, eleştirmek de adalet.
Mehmet Akif mübarek;
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam,
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.