Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

21. yy’da Türkiye ve Libya İlişkilerinin Önemi

21. yy’da Türkiye ve Libya İlişkilerinin Önemi

Soğuk Savaş’ın (1945-1990) bitmesinden sonra zaferini ikinci kez ilan eden ABD’nin, 21.yüzyılda da küresel hâkimiyet için Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) uyguladığı görülmektedir.

Bu strateji doğrultusunda, 45 yıldan sonra tam huzura kavuştuk derken, savaş davullarına, kalemini “Medeniyetler Çatışması” için neşter yapan Huntington’u ve Bernard Lewis’in BOP için, CIA Ortadoğu şeflerinden G. Fuller’e malzeme hazırladığı, Doğu-Batı petrol merkezi, stratejik geçiş merkezleri ve kadim düşman ruhu için, Ortadoğu’da kanlı cetvellerle yeni sınırlar hazırladığı görülmektedir.

Tarih - XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU Detaylı Anlatım

Bu strateji doğrultusunda 2000’lerin hemen başında ABD’nin, Osmanlıdan sonra çekirdeğine kadar ve illere Bölünmüş Ortadoğu Projesi uygulamaya koyduğu ve 11 Eylül 2001’de de fitilini ateşlediği görülmektedir.

Hedef olarak tarihte de görüldüğü gibi her an bir Tarık, Selahaddin, Fatih ve Yavuz çıkarma potansiyeli olan 22 ülke, 1 milyar nüfus (İslam Dünyası’nın Kalbgahı: Cebeli Tarık ve Malakka Boğazı Hattı) ve 12 milyon km2’lik İslam Dünyası görülüyor. Ayrıca burada Rusya’nın da Hafter ve Esed üzerinden Libya ve Suriye’de fırsattan istifade hayallerin ötesine geçtiği görüldü. Bu anlamda en büyük engel olarak görülen Türkiye; Gezi Olayları, FETO, 6-8 Ekim, Çukur Savaşı ve 15 Temmuz’da darbelenmek istendi ama çok şükür basiretli halkımız ve lideri Erdoğan buna, II. Abdülhamid ve Menderes’ten de ders alarak aynı dille cevap verdi.

Tunus’ta bir dizi film gibi başlatılan, “Arap Baharı” sonrasında Libya, Irak, Afganistan ve Yemen gibi ülkeler, doğrudan saldırılara maruz kalırken; Suriye ve Mısır gibi ülkelerde, rejimlere ya destek verilmiş ya da 40 yıllık diktatörlerden daha kötüsü getirilmiştir.

BOP kapsamında başlatılan Arap Kışı/Baharı, Müslüman Arap coğrafyasının Osmanlı sonrası parçalanmasının ikinci aşamasıdır. Kürtler, burada PKK ve PYD üzerinden Araplara ve Türklere karşı, 1915 yılında kullanılan Hınçak ve Taşnak Ermeni örgütleri gibi kullanılmak istense de o zaman da bu oyuna gelmemiş ve Türklerle birlikte hareket etmektedir. (40 yıllık PKK terörü ve çukur savaşlarında halk devletinin yanında yer almıştır. 7 Haziran 2015 tarihinde de halkımız ne basiretli olduğunu göstermiş ve teröre siyasi basiretiyle hayır demişti. Bu yüzden şimdi şiddet hayır diyen S. Demirtaş’a sormak lazım? Şimdi mi saz çalmayı öğrendin? 82 vekil ve 100 belediye HDP’nin elinde değil miydi? Neden o zaman çatışma dilini kullandın. İnsan işte her zaman af kapısı açıktır. Yine de barışa uzanan ele, dikkatle el uzatılmalı.)

Libya İç Savaşı ve Türkiye

Afrika’nın giriş kapısı ve yeniden işgali için en zayıf halkası olarak görülen Libya, 17 Şubat 2011 tarihinde başlatılan iç savaşla, 20 Ekim 2011’de 42 yıllık Muammer Kaddafi’nin öldürüldüğü ve tam yüz yıl sonra, Batı’nın Libya’ya bu kez imha için müdahale ettiği görülüyor.

Bu süreç genel olarak 1918-1960 arası süren monarşilerin ve 1960-2000 yılları arasında cuntacılardan sonra gelen üçüncü aşamadır. Nasıl ki, Rusların Afganistan ve Ukrayna işgali Batı’nın ayı kapanı olarak kurulduysa, Arap Baharı da öyle bir kapandır. Baas, bir zamanların CHP’si ile HDPKK, Batı’nın süt kardeşleridir. Bunların anası Jön Türkler, fikir babaları Fransız sosyologlardır. Bunlardan gelen fikirler de birer Frenk illetidir.

Bu nedenle, ne zaman ki Türkiye, Suriye ve Irak’la yakınlaşmak istedi her üçünde de aynı dönemlerde (1960) Kraliçe ve Siyonist sermayeli darbeler olmuştur. Esed, Kaddafi ve Saddam tam da aslına dönecekken üçü de kundağında boğuldu. Son yüzyılda Batılıların ve siyonistlerin çıkarlarına uygun saatler kuruldu. Maalesef BOP da böyle bir saat çarkıydı ve bu çarka Türkiye, Libya üzerinden çomak sokup bozdu.

Politik gerçekler: Büyük Ortadoğu Projesi veya Genişletilmiş ...BOP'UN YENİ ORTADOĞU HARİTASI!.. - ARŞİV HABER - Afyon haber ...

(BOP Haritasına bakıldığında Libya’nın üçe bölündüğü görülüyor. Şu an durum böyledir.)

Libya’daki iç savaşa bakıldığında dört ana güç bulunmaktadır:

  • BAE ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği BOP Küre Grubu, ABD ve Rusya’nın desteklediği CIA’nın 1982’de de kullandığı 30 yıllık ajanı Hafter, (Hafter, Esed gibi hem Rusya hem de ABD tarafından oldukça sevilmektedir),
  • Ağır silahlara da sahip, Ömer Muhtar ve Hamidiye stratejini uygulayan Aşiretler, (Devrik lider Muammer Kaddafi’nin aşireti Kazzazi, Varfella, Mağariha, Tarhune, Tuareg, Tebu…Örneğin: Vefa ve Tuaregler El- Fil ve Şerare petrol/gaz sahalarında yaşamaktadırlar,
  • ABD tarafından Irak ve Suriye’de ihtiyat olarak iki bölgede aktif tutulan İŞİD,
  • Cezayir, Tunus tarafından sessizce ancak Türkiye ve Katar tarafından cesurca desteklenen ve Libya’nın, Ulusal ve uluslararası temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti.

Halkın ciddi baskısı ve BM’nin gözetimi altında Tunus’ta (Süheyrat Antlaşması-2015) yapılan iç barış sağlama çabalarına karşın, CIA ajanı Hafter 4 Nisan 2019’da 10 000 kişinin ölümüne neden olan Trablus’u ele geçirme savaşını başlattı ve bu süreçte, Petrol Hilali olarak bilinen, Libya’nın Akdeniz doğu sahilindeki Derne ve Bingazi’nin, Suriye ve Irak’taki Rakka, Musul ve Halep gibi yıkıldığı görülmektedir. Burada uygulanan strateji de maalesef BOP ruhuna uygun düşmektedir: İslam Dünyası’nın kültürel soykırıma uğratılması.

Kendini halka rağmen sırtını ABD ve Putin’e dayanarak devlet başkanı ilan eden Hafter, Vatiye askeri üssü ve Tarhune’den de kaçınca soluğu Kahire’de almış ve kendisi gibi darbeci Sisi‘den yardım istemiştir. Rusya gibi ABD’nin de Hafter’in korsan Kahire Bildirisini desteklemesinde görülüyor ki; ABD’nin amacı, Libya’yı BOP kapsamında üçe bölmek ve Suriye-Irak gibi çatışma cehenneminde bırakmaktır.

ABD’nin Afrika Komutanlığı (AFRICOM) ile Tunus Savunma Bakanlığı arasında, ABD’nin Tunus’ta askeri güç konuşlandırması yönünde görüşmeler yapıldığı ve Ukrayna’da ABD ile düşman olsa da burada ortak çalışan Rusya’nın, Suriye’de olduğu iki ayaklı bir strateji uyguladığı görülüyor:

  • Bir yandan Putin’in gangster arkadaşının sahibi olduğu sahada 2000 kişiyle savaşan, Wagner paralı güvenlik şirketi (Rus silah stratejisi gibi ABD tarafından Irak’ta kullanılan Blackwater şirketinden ilham alınmış)
  • Petrol Hilali/Cufra (Osmanlı zamanında Sukna olarak bilinir ve hurmalarıyla meşhur) deniz ve hava hava üssü kurmak.

Görüldüğü kadarıyla, iki asırlık sıcak sulara ulaşma hedefini bile aşan Ruslar, soluğu Fizan çöllerinde almış ve belli ki Putin’in bu zaferini, Deli Petro dahi hayal edememişti. Ancak yaşlı ve hasta Rusya’nın, Suriye gibi uzun vadeli bir savaşa ne gücü ne de ihtiyacı vardır. Üstelik karşısında kale gibi bir Türkiye ve Kafkas Kartalı Şamil’in ruhuna sahip yeni bir Ömer Muhtar var. Allah’ın bu coğrafyaya iki asırdan sonra Rusya’ya karşı bir oksijen tüpü gibi olan Ukrayna’da bir komedyene dolanan piton onu yutmakta zorlanmakta ve bu İslam Dünyası için bu çok çok büyük tarihi bir fırsattır.

27 Kasım 2019 yılında Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmayla, 118 yıllık hasret sona ermiş ve tekrar komşu olduk. 1974 yılında Kıbrıs’ta yanımızda olan Libya, bu kez SİHA’lar ve Kara Panter Paşayla kurtarıldı. Ahde vefa, asil kanımızda mevcuttur.

Bu hafta karada ve denizde petrol ve gaz kaynaklarının, kazan-kazan ilkesiyle ve kardeşlik hukukuna göre Türkiye ile paylaşılması ikimiz için tarihe kazılan bir sınır taşıdır. Hannibal, ikince kez Roma’yı kuşatmış oldu. Yavuz, deniz çöllerini aşmış oldu ve Akdeniz ikiye bölündü.

Kahire’ye koşan Yunanistan, Fransa ve kukla IV. Ramses çıldırdı. Mısır’ın başına ne geldiyse, Mali ve Arabi gibi çılgın paşalarından gelmiştir. Maalesef Sisi de öyle. Mursi’yi neden devirdiklerini yaşayarak da öğreniyoruz.

Türkiye, en az üç sebepten dolayı Libya vazgeçilemez: Doğu Akdeniz ve Kıbrıs, Afrika ve Libya’nın ekonomik ve stratejik önemi.

Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de Türkiye, Libya’ya destek veriyor. Hamidiye ruhu, Erdoğan üzerinde yaşarken; Ömer Muhtar’ın yerini Fayiz Es-Serrac, Başağa ve Dıbeybe almıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Ulusal Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac arasında 27 Kasım 2019’da Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının imzalanması, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin bir asır sonra Akdeniz’de şah-mat zaferidir. Akdeniz’in karşı kıyılarında yer alan yer alan Türkiye, Libya ile Mavi Vatan üzerinden sınır komşusu olmuştur.

Libya'da bu harita açıldıÇavuşoğlu'ndan kıta sahanlığı uyarısı: Girerlerse engelleriz - Son ...

3 Ekim 2022’de imzalanan bu anlaşmalarla yeni bir sayfa açıldığını belirten Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şöyle dedi: "İmzaladığımız anlaşmalar iki egemen devlet arasında Libya ve Türkiye arasında kazan-kazan anlayışıyla imzalanan anlaşmalardır. Dolayısıyla üçüncü ülkelerin, iki egemen ülkenin imzaladığı anlaşmaya müdahale etme hakkı yoktur. Onların ne düşündüğü önemli değil. Hem Türkiye hem de Libya böyle bir anlaşmayı imzaladığını BM'ye bildirmiştir. Biz kıta sahanlığımızın sınırlarını da BM'ye kaydettirdik. Şimdi Libya'nın yapması gereken de kendi kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarını belirleyerek onu da BM'ye kaydettirmesidir" ifadelerini kullanmıştı. Başbakan Abdulhamid Dibeybe , "Bazı ülkelerin Türkiye'yle imzalanan mutabakat muhtırasına karşı çıkması beni ilgilendirmiyor." Dedi. Derken, kucaklaşmalar düşman çatlattı.

Darbeci merdi kıpti ise “bu hükümetin meşru olmadığını ve anlaşma imzalayamayacağını” dedi. Dinime küfreden Müslüman olaydı. ABD ise buna denk gelen en büyük uçak gemisi Irak katili George Bush’u gönderdi. Ama artık hasta adam yok Büyük Türkiye var.

Yirmi yıldır BOP, zalimce uygulanan kanlı bir projedir. BOP’un Türkiye projesi olan 15 Temmuz darbesinde bu halk nasıl uyanmışsa, Afganistan da 20 yıl sonra ABD’yi yenmiştir, ve Libya’da da zafer yolundadır. Libya’da başarılı olan Türkiye’ye destek hattına Tunus ve Cezayir de katılabilir. Çünkü yerli halktan, Suriye ve Kuzey Afrika’dan binlerce kişi UMH desteklemektedir.

Son üç yıldaki Türkiye-Libya ilişkileri BOP’a karşı zafer adımlarıdır. Umarım, Suriye ve Irak’ta da benzeri başarılar gelir. GAP, Suriye’de de kurulabilir. Yeni Suriye Libya’dan daha değerlidir. Bu coğrafyada asırlarca süren Osmanlı Barışı yani Pax-Ottoman’ın yerine Batı’nın stratejisi çok basitti: Farklılıklarından böl, kavga ettir ve kendini hakem yapmaktır. Bu, 2300 yıllık İskender-Aristo taktiğidir. Buna Libya ile hayır diyoruz. Suriye ile de hayır diyeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Arşivi