Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Başkan Erdoğan’ın Şanlıurfa Mitingi ve Şanlıurfa Seçimlerinin Önemi

Başkan Erdoğan’ın Şanlıurfa Mitingi ve Şanlıurfa Seçimlerinin Önemi

Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN, bu ayın başında Şanlıurfa’da toplu açılışlar ve 2023 seçimleri kapsamında, kalabalık sayılabilen ama yapay olduğunu gözlemlediğim bir kitleye ekonomi ağırlıklı açıklamalarda bulundu. Şanlıurfa Mitingini, kalabalıkların içinde ve sonrasında bire bir görüşmeler yaparak bizzat yerinde izledim.

Bu anlamda bu yazıyı; duygusallık ve her türlü ideolojik düşünceden uzak, Büyük Türkiye Yüzyılı adına yazacağım.

Başkan Erdoğan’ın Şanlıurfa Konuşması ve Tepkiler

Bu mitinge yüz bin civarında kişi katıldı. Katılımcılar arasında özellikle kıyafetleriyle hemen ben buradayım dedirten Karacadağlı, şalvarlı ve uzun turuncu başörtülü ailelerin varlığı dikkat çekmekteydi. Bunlar, neredeyse tamamen Kasım Gülpınar’ın seçmenleridir. Bol kepçeli ikramlara gelen epey Suriyeli vardı. Ve 63 plaka dışında diğer illerden getirilen seçmenler…

Başkan Erdoğan, konuşmasında iki ana nokta üzerinde durdu: Suriye’de bir terör devletine izin verilmeyeceğini ve Şanlıurfa’ya yapılan ve yapılacak güneş enerjisi endüstri bölgeleri ağırlıklı ekonomik yatırımları anlattı. Başkan Erdoğan şöyle dedi:

Vekâlet savaşı yürütenleri görüyorsunuz. Bunu yapanlar Türkiye'nin kendi sınırlarını güvenliğe almasına karşılar. Terör örgütü bulduğu her fırsatta ülkemize saldırıyor. Bugün Türkiye eski Türkiye değil. Askeri vizyonlarını kendi belirleyen, bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir Türkiye var. Türkiye artık kararlarını kendi iradesiyle vermekte. Ekonomi, diplomasi, terörle mücadele ve mülteci kardeşlerimize gönüllerimize açmak. Suriye'deki Kürt de, Arap da bizim kardeşimiz.

Şanlıurfa'ya yaptığımız yatırım toplam 70 milyar lira. Şehrimize bir yenilenebilir enerji endüstrisi bölgesi kuruyoruz. Kendi elektriği üretmek isteyen çiftçilerimiz kolayca ve ekonomik olarak karşılayabilecek. Elektrik konusundaki tartışmalarla gündeme gelen şehrimizi kaçağa gerek kalmadan elektrik üretimindeki gücüyle öne çıkaracağız. Amacımız Şanlıurfa'yı yenilenebilir enerji merkezi haline getirmek. Küresel krizler sebebiyle yaşanan olumsuzluklar sakın sizleri ümitsizliğe sevk etmesin.

Mesajlarımızı net bir şekilde verelim:

Bir, 2023 seçiminde bir dönem daha Cumhurbaşkanı olarak bu kardeşinizi görevlendirmeye var mısınız? İki, Meclis'te çoğunluğu elde ederek yasama faaliyetlerini sürdürmeye biz hazırız. Siz de görevi vermeye hazır mısınız? Üç, Türkiye ekonomisi modelini başarıya ulaştırarak insanlarımızın hayatını zorlaştıracak sıkıntıları geride bırakacağız. Biz üretimimizle istihdamımızla ihracatla büyümeye hazırız. Bu görevi vermeye hazır mısınız? Dört, güney sınırları boyunca 30 km'lik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız. Terör örgütü ve onun yularını elinde tutanların yaptıkları saldırılar bu kararlılıktan döndüremeyecek. Beş, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dahil edeceğiz. Altı, yönetim sistemimizi geliştireceğiz. Eski Türkiye güzellemesi yapanların tek dertlerinin 6'lı masada olduğu gibi bir şeyler dağıtmakla meşguller. Yedi, tek becerileri kendi partilerindeki iktidarlarını sürdürmek olanların Türkiye'ye verecekleri hiçbir şey olmadığını ispatlayacağız. Sekiz, kapalı devre parti toplantılarında belki işe yarayabilen yalan ve iftira siyasetinin gerçek hayatta karşılığı bulunmadığını anlatmaya var mıyız?

Gerek bu konuşmanın yapıldığı meydanda gerekse sonraki iki gün halkın içinde gezdim. Özellikle çiftçi ve yatırımcılarla görüştüm:

Çiftçi A.K (50): Tohumu ve gübreyi mibzere dökerken adeta altın suyu döker gibi dikkatle döküyoruz. Bunun torbası 1000 lirayı aştı hocam. Geçen yıl bunun torbası 100 liraydı. Tohum ve mazot da öyle ama buğdayın fiyatı 5 liradan 8’e bile çıkmadı. Bir de cereyan parası var ki tarlayı satsam kurtarmaz. Ben nasıl oy vereyim? Bunu çiftçi S.K (60) ve M.D (53) de “halimiz perişan” diye tasdik etti. Ben, bunun küresel kumpas ve geçici olduğunu dediysem de bana inanan olmadı ve sadece bıyık altından yan bakarak, “geçen yıllarda böyle değildi” dediler.

M.D yanında kurumuş yapraklarıyla sallanan ikinci ürün mısırı gösterirken, mısır tüccarı geldi. Onların nemini ölçecek toplanmaya uygunsa fiyat verecekti. Ancak toplanması için henüz uygun olmadığını buna geçen yılın altında bir fiyatla bile kilosuna para veremeyeceğini söyledi ki; 1 kilo mısırın çiftçiye maliyeti 5 lirayı aşmıştır. 100 dönüm tarlaya gelen elektrik faturası ise 250 bin TL’yi aşmıştı. Bunlardan biri bizzat adımaydı ve babam 130 dönümden beş kuruş kazanamadı. Allah’tan ki ikimizin maaşı var da buna muhtaç değiliz dedik.” Ve ortamdan ayrıldık.

Oysa GAP bitseydi böyle mi olurdu? Harranlı bir çiftçi ile 100 km yukardaki bir çiftçi arasında bu kadar üretim maliyeti olmamalıydı. Harran’da neredeyse yüzeyden akan fazla su saniyede 30 metreküpten fazla olarak Suriye’ye gübreli ve humuslu toprak boşuna akmaktadır.

Akşam olunca Urfa’da bir aileye misafir oldum. 10 yaşlarında Down hastalığı olan bir çocuktan dolayı, devlet aileye her ay 3 bin 300 TL vermektedir. Baba, mutlulukla, “bir de yaşlımız olsaydı ona da verecekti” dedi. İlaçları ve servis de bedava. Bunu söyleyince, “Önceden hastamızdan ve yaşlımızdan kaçardık. Allah, Erdoğan’dan razı olsun. Ben ona nasıl oy vermem” dedi. Canımızı da veririz. Ama evde iki tane üniversite mezunu var onların işi yok. Nisan ayından kasım ayına kadar Afyon taraflarında patates toplamaya gideriz. Tabi çocukların da okulu kalıyor” dedi. Eyyubiye mahallesinde gezdiğim başka kişiler de farklı düşünceler ifade ettiler. Şehir Hastanesi, fabrika ve kalıcı gelir istiyorlardı. Artık aşiretlerin çuvallarda torba oyları yoktur ve gençler farklı düşünüyor. İlginç olan ise Suriyeli mültecilerden şikâyetçi olanı çok az gördüm. Onlar da olmasa amele bulamayız. Hem kaliteli hem de ucuz.

Ertesi gün kıymetli bir dostumla yaptığım şehir içi gezide ise yıllardır çürümeye terk edilmiş yarım kalmış hastane, otel-restoranlar açısından Urfa’nın adeta bir mezarlık olduğunu gördüm. Boşuna insanlar Antep’te konaklayıp, Urfa’da gezmiyorlar” dedim kendi kendime.

Sonuç ve Analiz

Önümüzdeki Başkanlık ve milletvekili seçimleri, Türkiye için hayati derecede önemlidir. Milletimizin okuryazar olmayanı bile basiret sahibi ve ferasetlidir. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı arasında yaşanan bu güç savaşında belirleyici olan başta Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Doğu Anadolu seçmenleridir. Dört yıl önce aynı konuda ve yazdığım yazı (https://www.indyturk.com/node/40431/t%C3%BCrkiyeden-sesler/istanbul-se%C3%A7imlerinde-k%C3%BCrt-se%C3%A7menlerin-%C3%B6nemi) beni haklı çıkarmıştır. Bu nedenle Şanlıurfa bir turnosol kâğıdıdır. Tavsiyelerimi maddeler halinde sıralıyorum:

  1. Liyakat ve ehliyet odaklı aday seçimine dikkat edilmelidir. Sadece Başkan Erdoğan üzerinden yürüyecek bir seçim stratejisi başarısız olur.
  2. HDP ve Millet İttifakı sadece AK Parti’nin hatalarından geçinmektedir.
  3. AK Parti, sadece ekonomi ve sosyal yardım ağırlıklı politikalarla başarı kazanamaz
  4. Şanlıurfa yarım kalmış yatırımlar mezarlığı olup, tarım, hayvancılık, bürokrasi ve siyasetle kurumsallaşamayan bir ilimizdir.
  5. Suruç olaylarının failleri çok geç de olsa adaletin karşısına çıkarılmalı ve acilen bir barış sağlanmalıdır.
  6. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, terörle mücadele adı altında Siverek merkezli olarak Güney ve Doğu Anadolu’da yıllarca kontrolsüz at koşturan Sedat Bucak’ın ayağına gitmesi ve Fakıbaba’yı saflarına çekmesi, Şanlıurfa seçmenlerinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

AK Parti’nin bitmeyen GAP, Havalimanı ve bir türlü sanayiye dönüşemeyen tarım ve hayvancılık ürünlerini Gaziantep ayarında kurumsallaştırması için, bölgedeki karar verici siyasi aktörleri buna göre seçmesi lazımdır. Aksi takdirde azınlığın Ankara kafelerinde şekillenen Hegemonya adayları liyakat ve ehliyetten uzaklaşırsa, bu gerçekten İstanbul seçimlerinin Türkiye versiyonu olur. Unutulmasın ki, İstanbul seçimlerinde halk İmamoğlu iyi olduğu için oy vermedi AK Parti’nin seçim stratejisini, adayını ve vaatlerini yeterli görmediği için oy verdi. 25 yıldır İstanbul’da oturduğunu söyleyen Vanlı bir amcanın, olduğum toplantıda dediği, “bizden doğru dürüst bir idareci neden yoktur?” sorusu cevaplandırılmalıdır. Ve yine unutulmasın ki, bugün İstanbul’dan herkes memleketine dönse Şanlıurfa, en büyük kütüğe sahip illerimizdendir. Ülke çapında siyaset üretemeyen HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde gibi oturduğu yerden zafer kazanabilir. Buna Urfa da dâhildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Arşivi