KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,9783 %0,26
48,9215 %0,47
8.689,32 % -0,26
Ara

Altın Madenciliği

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Madencilik, yeraltındaki kıymetli madenlerin çıkarılması ve işlenmesiyle ilgilenen teknik bir faaliyettir.
Madenler ise yer kabuğunun belirli bölgelerinde jeolojik süreçlerle oluşan, ekonomik değeri bulunan minerallerdir.

Tarih boyunca ülkelerin kalkınmasında madenciliğin kritik bir rolü olmuştur. Nitekim 1861–1865 yılları arasındaki Amerikan İç Savaşı döneminde, ABD’nin kuzey bölgelerinde madencilik faaliyetleri hız kazanmış, Kolorado bölgesindeki altın üretimi ülke ekonomisine önemli katkı sağlamıştır.
Bu dönemde altın fiyatları ons başına 20 ila 47 dolar arasında dalgalanmıştır.
Savaş sonrası dönemde madencilik teknolojileri hızla gelişmiş, 1874 yılında ABD’nin en köklü madencilik okulu olan Colorado School of Mines kurulmuştur.

Türkiye’nin Altın Potansiyeli

Türkiye, altın madenciliği bakımından zengin rezervlere sahip bir ülkedir.
Yapılan tahminlere göre, Türkiye’nin yeraltında yaklaşık 6.500 ton altın rezervi bulunmaktadır.
Bu miktarın bugünkü değerinin yaklaşık 400 milyar dolar olduğu, ülke ekonomisine ise dolaylı olarak 2,8 trilyon dolara yakın katma değer sağlayabileceği öngörülmektedir.
ABD’de artık ton başına 0,1 gram altın içeren cevherler ekonomik olarak değerlendirilebilir hale gelirken, Türkiye’deki rezervler hem işlenebilirlik hem yataklanma açısından oldukça kıymetlidir.

Altının ons fiyatı her geçen gün artarken, jeopolitik risklerin yükseldiği bu dönemde güvenli liman olarak altına yönelim devam etmektedir. Dolayısıyla, altın madenciliğine yapılacak yatırımlar hem ekonomik hem de stratejik açıdan yerinde birer hamle olacaktır. Zira altının ons fiyatı son yıllarda 1500 dolardan 4350 dolar seviyelerine ulaşmıştır. Altın fiyatlarının yükselmesinin temel nedenleri; rezervlerin sınırlı oluşu, jeopolitik gerilimler ve fiziki talebin artışıdır. Bugün piyasada fiziki olarak üretilen altının yaklaşık 80 katı, borsalarda ve türev piyasalarda alınıp satılmaktadır.

Gümüş ise daha çok fotoğrafçılık, elektronik, alaşım ve sanayi sektörlerinde kullanılmaktadır.
Ons başına ortalama 12 dolarlık üretim maliyetine sahip bu kıymetli metal, 1970’lerdeki Hunt Brothers spekülasyonu sırasında 49 dolar seviyesini görmüştür.
Günümüzde, 17 Ekim 2025 itibarıyla 52 dolar/ons seviyesini aşarak tarihî zirvesini yenilemiştir.

Dünyadaki en büyük gümüş fonuna sahip kuruluşlar bazı büyük banklardır. Gümüş fiyatları aşırı yükseldiğinde piyasaya müdahalelerde bulunsa da bugün gelinen noktada bu müdahalelerin etkisinin sınırlı kaldığı görülmektedir. Dolayısıyla, küresel piyasalarda bazı paradigmaların değiştiği, yeni bir ekonomik dönemin başladığı açıkça anlaşılmaktadır.

Hem ülkemizi hem ticaretimizi korumak adına yerli altın madenlerine sahip çıkmak ve madencilik politikalarını güçlendirmek büyük önem taşımaktadır. Altın madenciliği yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; aynı zamanda ülkelerin finansal bağımsızlığı ve stratejik güvenliği açısından da kritik bir unsurdur. Bu nedenle, yerli madencilik politikalarının sürdürülebilirlik, çevre duyarlılığı ve teknoloji kullanımıyla güçlendirilmesi, hem dışa bağımlılığın azaltılması hem de uzun vadeli kalkınmanın teminatı olacaktır.

Madencilik ve Ekonomik Katkı

Madencilik, yatırım ve kârlılık açısından yatırımcılarına yüksek potansiyel sunarken, ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasına da önemli katkı sağlar. Hem istihdam hem de finansal büyüme açısından stratejik bir sektördür. Enflasyonun düşmesi için hammadde üretiminin artması kritik öneme sahiptir.

Bu bağlamda ülkemizin en stratejik kurumlarından biri olan Maden Tetkik ve Arama (MTA), hem 780 bin km² kara vatanımızda hem de 462 bin km²’lik Mavi Vatanımızda değerli maden aramaları gerçekleştirmektedir.
MTA, Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını korumak, yeni rezervler keşfetmek ve geleceğe yönelik sürdürülebilir madencilik politikaları geliştirmek adına önemli çalışmalar yürütmektedir.

Madencilik yatırımlarında bir diğer öncelik de ülkemizin kaynaklarını daha verimli değerlendirilmesi için yerli yatırımcıların desteklenmesi olmalıdır.
Bu nedenle altın madenciliğine devlet eliyle bir an önce başlanmalı, ihaleler hızlandırılmalı, sondajlar kamu kurumları tarafından yapılmalı ve ilgili fizibilite çalışmalarına ivedilikle ağırlık verilmelidir.

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *