Tahammülümüz kalmadı!
Birkaç gün önce Konya’da daha 20 yaşında, hayalleri olan, üniversite okuyan yarınlar için çalışan, çabalayan bir genç cinayete kurban gitti. Harçlığını çıkarmak, geçinmek, eğitimine destek olması adına taksicilik yapıyordu. Trafikte tartıştığı şahıslar tarafından hunharca katledildi!
Son yıllarda toplum olarak giderek artan bir tahammülsüzlük içerisinde yaşadığımızı fark etmemek mümkün değil. Günlük hayatta en ufak bir yanlış anlama, küçük bir hata ya da görülen bir adaletsizlik anında bile öfke patlamaları yaşanıyor. Toplu taşıma aracında bir yolcunun yanlışına verilen tepki, trafikte bir saniyelik bir dikkatsizlik, sosyal medyada paylaşılan bir görüşe verilen tepkiler… Bunların tümü toplumdaki gerilim seviyesinin ne kadar yüksek olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu tahammülsüzlük hali sadece bireysel yaşamlarımızı değil, toplumsal barışı ve dayanışmayı da tehdit ediyor. Peki, tahammülsüzlük sınırımız neden bu kadar daraldı?
Şehirlerin insanları geren stres ve kasveti, geçim sıkıntısı, işsizlik korkusu ve gelecek kaygısı, zaten çetin olan günlük hayat mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Tüm bunlar, bireylerin duygusal dayanıklılığını azaltıyor ve en küçük bir tetikleyicide bile tepkilerimizin orantısız bir şekilde yükselmesine neden oluyor.
Bir yandan da sosyal medyanın hızlı ve kontrolsüz yapısı, bu tahammülsüzlük dalgasını besliyor. Platformlarda yer alan provokatif içerikler, manipülasyonlar ve yanlış bilgi akışı, öfkenin yayılmasını hızlandırıyor. Bir konu hakkında derinlemesine düşünmek yerine, hızlı tepki verme eğilimi artıyor. Bu durum ise toplumsal diyaloğu zedeleyerek kutuplaşmayı derinleştiriyor.
Tahammülsüzlük hali aslında empati yoksunluğu ile doğrudan ilişkili. İnsanlar, karşılarındakinin durumunu anlamaya ya da anlamaya çalışmak yerine, kendi haklılıklarını öne çıkarma telaşına düşüyorlar.
Özetle tahammülsüzlük toplumumuz için büyük bir tehdit unsuru haline geldi. Bunu bir de eğitimsizlik ve şiddete eğilim destekleyince ortaya abuk sabuk tipler, caniler vs.. çıkıyor. Neticesinde de bir hiç uğruna işlenen cinayetler, kıyılan canlar, ateş düşürülen ocaklar…
Oysa farkındalıkla, dayanışmayla ve bilinçli adımlarla bu süreci tersine çevirmek bizim elimizde. Daha anlayışlı ve hoşgörülü bir toplumu birlikte inşa etmek mümkün.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.