Anlam arayışına ilahi destek; Ramazan
Ramazan ayı ve oruç ibadetinin kendine has bir iklimi var. Bu iklim yaşayan herkesin hayatına bir şekilde nüfuz ediyor. Oruç ibadeti, zamanın akışına rutinleri ile yepyeni bir şekil verirken insanı hayatın sıradanlığında kaybolmaktan kurtarıp silkeliyor, bir amaca sahip olmanın güzelliğiyle tazeliyor. Her fırsatta toplumsal bir varlık olduğu vurgulansa da her geçen gün daha da kabuğuna çekilen ‘modern insana’ bir arada olmanın, paylaşmanın mutluluğunu hatırlatıyor. Hakkıyla yaşanan bir Ramazan, bakın aslında ne kadar çok ihtiyacı karşılıyor ve insan olma becerilerimizi destekliyor.
Dürtü kontrolünde zorlanan kişi sayısının her geçen gün arttığı bir dönemdeyiz. Bu tüketimle ayakta kalan düzenin faydasına olsa da insanlığın değerlerini hedef alan bir ur gibi. Sabır gösterme, istediklerini erteleme, bir eyleme kararlılık ve düzenle devam etme becerileri kişinin mevcut potansiyeline ulaşmasını, anlamlı bir hayat yaşamasını destekler. Bir başkasına zarar vermemeyi, sınırlara saygıyı özetle kişiye haddini bilmeyi öğretir. İstediklerine hemen kavuşma arzusu karşı konulmazsa insanı günün- ömrün sonunda hüsrana sürükleyecek kadar kuvvetli hale gelebilir. Bu hal kişinin istemediği şeyleri yapmasına neden olabileceği gibi karşılaştığı zorluklarla baş edebilme gücünü de zayıflatır. Oruç ibadeti insana yemek yemek, uyumak ya da cinsellik gibi temel dürtülerini ertelemeyi öğretir. Oruçluyken özellikle tavsiye edilen yalan söylememek, dedikodu yapmamak ve hoşgörülü davranmaksa toplumsal ilişkilerde kişiye durması gereken sınırları hatırlatır. Tüm bu kural ve tavsiyelere uyum sağlamak ilk etapta zor gelse de böyle bir ortam sağlandığında kişinin ilişkilerinde hissettiği güven hayatının her alanına olumlu yansıyacaktır.
Günlük hayatın koşturması okumaya, ibadete, aile ve sosyal çevreye ayırılan zamanı önemli ölçüde sekteye uğratıyor. İnsan manevi ve ruhsal kaynaklardan yeterince beslenemediğinde tükenmişlik hissine daha çabuk kapılıyor. Hayata dair yegâne motivasyonu yeni bir şeye sahip olmak ya da yeni bir başarı elde etmek olan insanların gönül yorgunluğuna düşmesi kaçınılmaz oluyor. Ailecek oturulan iftar sofraları, Kuran-ı Kerim okumak için özel zaman ayrılması, teravih namazları, zekat- fitre- sadaka için yardımlaşmanın daha teşvik edilir halde olması özetle aslında hayatımıza Ramazan ayı ile birlikte giren pek çok ritüel kişisel ve toplumsal ihtiyaçlarımızı karşılamamıza rehberlik ediyor.
Çocukların dünyasında da çok kıymetli bir yere sahip Ramazan. İlk defa karşılaştıkları kavram ve ritüeller bir inanca ve kültüre ait olma duygusunu pekiştiriyor. Çocuklar kendilerini bu aidiyet hissi ile daha güvende ve güçlü hissediyorlar. İftar sofralarında karşılaştıkları aile üyeleri ve akrabalar farklı kuşaklarla bir arada olma birlikte vakit geçirme fırsatı sunuyor. Yaşadıkları yeni deneyimleri Ramazan coşkusu, sonrasında Bayram sevinci ile pekiştirmek çocuklar için de önemli bir enerji kaynağı oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.