KONYA HABER
Konya
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3314 %0,37
49,0397 %0,61
4.896,60 % 0,08
Ara

Futbola ve spor medyasına “Temiz eller operasyonu” şart

YAYINLAMA:

Ülke olarak futbol sevgimiz malum. Varsa yoksa sevdamız olan renkler. Kimimizin tüm dünyası o. Maç varsa hayat durur bizim insanımız için. O sevda doksanlı yıllardan itibaren endüstri kurbanı oldu. Futbol endüstrisi diyerek futbolu katlettiler. Epey zamandır futbol sadece futboldan ibaret değil.
Adına fair-play dedikleri şey sadece bir slogandan ibaret artık. Varsa yoksa galibiyet ve şampiyonluk.
Ne dostluk kaldı ne centilmenlik. Varsa da göstermelik. VAR bile çözüm değil.
Eskiden sahada belli olurdu her şey. Oysa şimdi öyle mi?
Belki önceden de olurdu böyle şeyler ama artık bir lobin yoksa sahada ne yapsan nafile. Hatta kimileri için lobi değil sisteme yerleşik çeteler eliyle organizasyon noktasında yapılıyor yardım.
Artık biliyoruz ki şampiyonluklar sahada değil masada kazanılıyor.
Organizasyonun TFF ayağı var, alan temizliği yapar. Yönetici ayağı var, kaos üretip suyu bulandırır. Hakem ve VAR ayağı var, sahada gerekeni yapar. Medya ayağı var, her tür manipülasyon yaparak sonuçları etkilemeye, karar vericileri baskı altına almaya çalışır. Bahis ayağı var, saha içindeki futbolcusuna kadar uzanır.
Spor müdürleri, muhabirler ve menejerler arasındaki sıkı fıkı ilişki de cabası. Yetki aldıkları veya alabilecekleri futbolcuları medya bağlantıları vasıtasıyla her gün bir takıma transfer ettirir. İstedikleri bir transferi başarırlarsa birlikte yollarını bulurlar. İşler başka hiçbir sektörde olmayacak kadar ahbap çavuş ilişkisi içinde yürür. Velhasıl kimin eli kimin cebinde belli değildir.
Tetikçi gibi kullanılan spor medyası asli görevine dönmeden, profesyonellerle spor medyasının kalemşörlerinin ilişkisi sona ermeden bu işler de zor düzelir.
Futbol ailesinin kendi iç temizliğini yapacak gücü yok. Tek ihtimal, yukarıdan gelecek bir temiz eller operasyonu.
3 Temmuz milat oldu Türk futbolu için. O gün futboldaki FETÖ çetesi ayyuka çıktı. Bu durum hukuk yoluyla da tescil edildi. Sadece ortaya çıkmakla kalmadı, aralarındaki networkün nasıl işlediğini de gördü herkes. Farklı kanal ve gazetelerdeki isimlerin nasıl ağız birliği ettiğini, papağan gibi aynı şeyleri söylediklerini, aynı manşetleri attıklarını gördük. Tek bir elden yönetiliyordu her şey. FETÖ organizasyonunun sadece spor medyası değil tüm medyanın kılcal damarlarına nasıl yerleştiğini gördük.
15 Temmuz sonrası devletin FETÖ’ye karşı kararlılığı nedense spor medyasına uzanmadı. Herkes yerli yerinde duruyor. Yapanın yanına kar kaldı.
Üstelik dün FETÖ’nün tezlerini ekranlardan ve gazete sayfalarından haykıranlar bugün hükümete yakın medyada yer bulup hiçbir şey olmamış gibi manipülasyona devam ediyorlar.
Ait oldukları organizasyonun istediği takım şampiyon olsun diye yapmadıkları şey kalmıyor. İşlerine çomak sokan kim olursa olsun yönetici, hakem, futbolcu fark etmez, linçlerinden nasibini alıyor. Sosyal medya beslemeleri eliyle de operasyonun etkilerini perçinliyorlar.
Alanında sözde uzman yorumcu olanların hiçbir standardı yok, bugün ak dediklerine yarın kara diyorlar. Adalet değil istedikleri. İşaret edilmiş takım için alan temizliği yapmak. Bu işi çok iyi yaptıklarını da kabul etmek lazım. Öyle bir illüzyon teknikleri var ki tam “cambaza bak” misali hem manipüle edip hem de manipüle ediyorlar diyerek bağırdıklarına şahit oluyoruz çoğu zaman. Varsa yoksa görev. Zira onlar için “hedefe giden her yol mübah”.
Futbolu bir temaşa sporu, kitleleri birleştiren bir oyun olmaktan çıkarıp kutuplaştıran ve kendi gemilerini yürütmek için her numarayı çeken bu çetenin artık temizlenmesi lazım.
Lazım ki futbol bizim için bir stres ve ayrışma unsuru olmaktan çıksın.
Futbol dünyası içinden ilk taşı Rıdvan Dilmen attı. Arı kovanına çomağı soktu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bu belli. Bu ülkenin yürekli ve vatansever savcılarına düşen de bu açıklamalarla ilgili acilen bir soruşturma dosyası açmaktır.

Tüm Türkiye’nin bu mücadelede irade ve kararlılığa ihtiyacı var. Herkes eteğindeki taşları dökmeli. Spor medyasındaki yönetici ve muhabirlerin bağlantıları, hesap hareketleri geçmişten bugüne titiz bir incelemeye tabi tutulmalı. Kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı, kimsenin taktığı maskeden ürkülmemeli, kimsenin tehditlerine boyun eğilmemeli.
Bu ülke insanının renklere sevdasını karartan bu çete temizlenmeli, hem de acilen.
Yeterince vakit kaybedildi. Daha fazla beklememek lazım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *