Konya
Kapalı
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,8729 %0,77
47,8724 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

Hatalarımız hayatlarımıza sığacak mı?

YAYINLAMA:

Hepimiz çok iyi biliyoruz ölümü. Sela okunduğunda dua ediyoruz, birkaç saniye düşünceye dalıyoruz belki. Ama sonrasında gerçeğini ne kadar bilirsek bilelim unutuveriyoruz. Ölüm yokmuş gibi yaşamaya başlıyoruz, kalp kırıyoruz mesela veya göz ardı ediveriyoruz birçok şeyi. Birisini affetmemiz gerektiğinde bir şekilde ölüm hatırlatılıyor sonra bize, ölüm var deniyor kin tutma. Keşke kalp kırmadan önce de söylense aynı cümle. Ufak bir sinir krizi bu kadar etkilemeseydi yapılanları, söylenen sözleri…

3 günlük denilen dünyada zaman o kadar hızlı geçiyor ki saçlarının arasında beyaz rengi gördüğünde, gözlerinin yanlarında duran kaz ayaklarını fark ettiğinde anlıyor insan büyüdüğünü. Sanki hep aynı kalacakmışız gibi yaşamaya devam ederken asıl yapmamız gerekenleri erteleyip duruyoruz hep. Hayaller kuruyoruz ama adı atmayı hep ileri bir tarihe atıyoruz bahanelerle. Risk alamıyor ama sonucun istediğimiz gibi olmasını bekliyoruz. Dua ediyoruz ama ibadetlerimizi aksatıyoruz bazen.

Hata yapmak insanın doğası gereğidir. Hata yapmadan ve o hatanın sonucunu yaşamadan anlamıyoruz çoğu zaman. Sobaya elimiz değdikten sonra uzak duruyoruz sobadan, pazarda annemizi kaybettikten sonra bırakmıyoruz elini ama muhakkak bir kere görmüş oluyoruz sonucunu. Tecrübe ettikten sonra anlamış oluyoruz kuralları. Büyüklerimizin çizdiği yolda onların adımlarını takip ederek giderken unutmamız gereken bir şey var aslında. Bizim adımlarımızın peşinden de gelecek olanlar olacak. Hatayı da doğruyu da biz öğreteceğiz onlara.

Çevremdeki birisinin büyüklerinden birine olan tavrını kınadıktan sonra düşünceye daldım bir zaman, bana göre onun yaptığı en büyük yanlışlardan birisiydi. Çünkü ben saygının ne kadar önemli olduğunu hem dinleyip hem görerek büyüdüm. Annemin babamın kendi büyüklerine karşı nasıl davrandığını gözlemledikten sonra fark ettim bana anlatılan kuralları. Peki ya bu herkes için böyle mi dedim sonra kendime, herkes aynı doğrularla mı büyüyor?

Aslında hayır, ne kadar kızsam da onun nasıl büyüdüğünü hatırladıktan sonra aynı doğrulara sahip olamayacağımızı fark ettim. Ona göre doğru olan şuan verdiği karardı. Ama aslında burada yine yazının başında bahsettiğim noktaya varıyorum, ya çok geç olduğunda anlarsak hatamızı? O özrü avcumuzdaki toprağa dilerken içimizin asla rahat etmeyeceğini bilerek o vicdanla nasıl yaşarız?

Ölümün hepimizin gerçeği olduğunu düşündükten sonra arkanıza yaslanıp derin nefes alın.

Bugün kaybetseniz vicdan azabı çekeceğiniz birisi var mı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *