"Hayırlı, Huzurlu Ramazanlar..."
Bazı duyguları kaç yaşımda olursam olayım çocukluk heyecanıyla yaşıyor olmak güzel şey.
Çocukluğumdan bu yana geniş ailede büyüdüm. Zaten kalabalık olan sofralarımız, Ramazan
geldiğinde daha da büyürdü. Çocuklara kurulan yer sofralarına diğer masaya sığmayan ablalar da
otururdu. Ve sofrada ne olursa olsun en güzel yemek olurdu.
Kendimi bildim bileli hep iple çekmişimdir Ramazan ayını. Yılın 1 ayı insanları daha sabırlı ve daha
anlayışlı görünce keşke geri kalan zamanlarda böyle huzur dolu olsa diye içimden geçmiyor değil.
En büyük şükür sebebim Müslüman bir ailede doğmuş olmam. Ama gayrimüslimlerin bile saygı duyup
iftar sofraları hazırladığı bir zamanda aynı ülkede yaşadığımız insanların aynı saygıyı göstermediği bir
toplum haline geldik.
Babamdan dinlediğim bir anı geldi aklıma. Büyükbabamın diş doktoru aynı zamanda çocukluğunda
sokakta birlikte oynadığı arkadaşıymış. Ailesi ermeni olan doktor, İstanbul’da doğup büyümüş.
Çocukluğunda büyükbabamla sokakta oynadığı bir gün elinde ekmekle sokağa çıkarken annesi geri
çevirmiş onu. Ramazan ayında oldukları için bunu yapmaması gerektiğini uzun uzun anlatmış. İnce
düşünmek, insanların karakterleri gereği olan bir şeydir. Zorundalıklardan değil seçimler sonucu
gelişir.
Öyle bir zamandayız ki, oruç tutmayanın diğerine saygı göstermemesi bir yana, diğer yandan da “sen
neden oruç tutmuyorsun” sorgularında ve saygısızlığında kaldık. Bence asıl mesele insanın insana
tahammülü kalmadı.
Her şeye rağmen bu huzur dolu ayın hepinize iyi gelmesini ve gerçek benliğimize dönebilmemizi
diliyor ve bu haftaya da veda ediyorum. Kalabalık iftar sofralarımızın geri geleceği günlere bir an önce dönebilmemiz ümidiyle.
Günaydın…
İyi öğlenler,
Huzurlu akşamlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.