Ön yargılı ve peşinhüküm vermek
İnsanlar herhangi bir eşya, araba vb. alırken mümkünse fiyatı değişmeden, en uzun vade ve 8/10 taksitle ürün almaya çabalar ve alırlar. Ve fakat ne hikmetse bazı insanlar birileri hakkında enine boyuna tanımadan, kimdir, nedir bilmeden kulaktan dolma bilgilerle peşin hüküm verirler, itham ederler, yargılarlar. Niye ön yargılı, peşin hüküm verip mahkûm ederler ki? Hükmünü verdikleri insanları tanımazlar bile. O şöyle demiş bu böyle demiş diye kararlarını verirler. Bu arada muhataplarına olmayan vasıfları yakıştırıp bir de zulmederler.
“Ey iman edenler, zannın birçoğundan kaçının.” (Hucurat 49/12. Ayet) denilmesine rağmen insanlar birbirlerini töhmet altından bırakmaktan, zan etmekten vazgeçmiyorlar. Öyle sandıydım, böyle duyduydum böyle söylüyorlardı deyip, hatalı davranıp insanları kırmaktan da haklarına girmekten de vazgeçmiyorlar. Bu tür peşin hüküm ve tavırdan kesin vazgeçilmeli.
Lütfen Sad suresine bakınız; tarafların ikisi de dinlenmeden, savunma hakkı verilmeden konan hükmün ne kadar hatalı olduğunu görürsünüz ve o hükümden hemen tövbe edilip geri dönüldüğüne şahit olursunuz. Kehf suresindeki Musa as. kıssasında da ibretler vardır. Musa as.’ın beraberindeki şahsın gemiyi batırması, genç bir çocuğa yaptıkları, yıkılmak üzere olan bir duvarla ilgili tavırlara hemen anlamadan dinlemeden karar vermenin insanı hataya sürüklediği gözlemlenir. Bunların iç yüzü ortaya çıkınca gerçeğin görülmesi bize; bir işin iç yüzünü, arka planını öğrenmeden hemen şu niye böyle oldu, bunu niye yaptın gibi işin aslını öğrenmeden peşin hükümlü, mahkûm edici bir tavır ve söylem de bulunmanın hatalı olduğu söyler, böyle yapmamamız gerektiği öğütlenir. Çünkü işin aslını öğrendiğimizde çok mahcup olabiliriz, ne kadar yanıldığımızı acı tecrübeyle öğreniriz de iş işten çoktan geçmiş olmuş olur. Acele edip kesin hüküm vermemeliyiz.
Hemen birilerini şucu diye bucu diye yaftalamak ne kadar kolay. Ötekileştirmek, ayrıştırmak bölmek, parçalamak, yıkmak bunlar çok basit. Yapımı yıllarca sürmüş gökdelen diye tabir edilen binalar, yıkım ekiplerinin birkaç günlük çalışmasıyla birkaç dakikada yerle yeksan ediliyor. İkiz kuleler hala hafızamızda taptaze. Yapımı kaç yıl sürdü kaç dakikada toz duman, yerle bir oldu? Yani yıkmak çok kolaydır. Yapmak imar etmek kolay mı yıllar alıyor. Size gelen sizde hayat bulsun, mahvolmasın.
Allah’ın kendisine kul olanların evvelkilerine de, şimdikilerine de sonra gelecek olanlarına da verdiği, razı olduğu bir isim var: MUSLİMİNE/ MÜSLÜMAN(Hac suresi:22/78. Ayet). Bende bu ismi boynumda yafta olarak şerefle taşıdım, taşıyorum, emaneti teslim edene kadar da şerefle taşıyacağım. Başka isim ve yaftaları kabul etmedim, etmiyorum etmeyeceğimde.
Müslüman ismini beğenmeyen olabilir, başka tercihlerde bulunanlar da olabilir. Dünyada kaç milyar insan var, kaçı Müslüman? Herkes kendinden mesul, hesabını kendi seçimine göre verecek fert olarak.
Aklı başında her Müslüman da Allah’a ve resulüne itaat eder ve onun yolunda gider. Rasulullah da yaptıkları ve söyledikleriyle bizlere Kuran’ı yaşayıp göstermiştir. Elçiler Müslümanlar-Müminler için Üsvetün Hasene / en güzel örnektir. Bunu bilir bunu söylerim. Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.