Hasan DURUCAN

Hasan DURUCAN

CADDEYİ GÖRECEK MİYİZ?

CADDEYİ GÖRECEK MİYİZ?

Evet; artık merak, sabır, umut ve duayla beklediğimiz sona yaklaşıyoruz. Camiada o kadar yoğun bir gündem var ki nerden nasıl başlayacağını, neye değineceğini şaşırabiliyorsun. Ki görüş ayrılıkları da var. Tabi, herkes açtığı pencereden görüyor hayatı ve buna göre de yorumluyor. Caniada tek bir gaye var. Hiç şüphesız hepimiz ligde kalmak istiyoruz. Ki şöyle özet mahiyetinde son iki haftaya bakarsak Alanyaspor bize karsı çok iyi alan savunması yaptı. Topa hakimdi ve geri seken tüm toplara neredeyse hakim oldu. Pas isabet oranımız düşüktü. Bize bakarak sahada daha konsantrasyonu yüksekti ve bunun sonucu oyuna hakimdi. Oyun içerisinde dağınık bir görüntü verdik. Kaleden Deniz Ertaş ile oyunu kurmaya çalıştığımız zamanlarda ciddi anlamda zorluk yaşadığımız bir müsabaka oldu. Dikine yürümek yerine geriye yaslandığımız bir anlayış, kalan 5 maçta ortamı cehenneme çevireceği gün gibi ortada duruyordu ki Sivas müsabakasında da takım resmen sahaya döküldü. Sivas deplasmanında, Alanya maçına nazaran sahada daha derli toplu bir takım görsek de malumuz şuan için tek amacımız olan puanı almak mümkün olmadı. Maçın bitmesine beş dakika kala bizi Rey Manaj kalbimizden tek hamle ile vurdu. Sonuç olarak Alanya ve Sivas maçlarında puan alamadığımız gibi fileleri de havalandıramadık. Yani istatiksel olarak 45 maç sonra tekrardan üst üstte 2 maçta da takım gol sevinci yaşayamadı. Bunun daha vahimi de bu sezon son 2 maçta sadece 3 isabetli şut çekebildi. Ve özellikle ligin ikinci yarısında oyun içerisinde Nzonzi'yi çektiğin anda nerdeyse ortada birşey kalmıyor. Adeta takımın kilit ismi oldu. Ve puan ya da puanlar alıp önümüzü çok daha net göreceğimiz bu maçlardan eli boş dönünce ihale Omerovıc'e kaldı. Aslında bu sezon geminin dümenine geçen üçüncü hocaydı. Aleksandar Stanojevic'in 26 maçta 1,04 puan ortalaması vardı. Hakan Keleş'in ise 12 maçta 1,25 ortalama elde etti. Bu iki hocaya kıyasla 17 maçta 1,35 puan ortalamasına sahip olmasına rağmen süreç öyle bir gelişti ki zaman onu istenmeyen adam konumuna kadar getirdi. Oysa ki Omerovic dümenin başına geçerken onun öncesinde boş kalan direksiyona da kimse geçmek istememişti. Farklı bi ifadeyle teknik direktör bulamamıştık. Ligin bitmesine son 4 hafta kala hoca değişimine kesinlikle karşıydım. Duygusal değil daha mantık çerçevesinde karar alınarak süreç yürütülebilirdi diye düşünüyorum. En azından ortada bir suçlu aranıyorsa bu Omerovic değil diyebilirim benim nazarımda pek tabi. İyisiyle kötüsüyle olan oldu. Takımın başında artık Ali Çamdalı var. Çamdalı'dan ziyade artık tüm iş Konyaspor'un değerli formasını terleten oyunculara ya da rakiplerin kaybedeceği puanlara kaldı. Ya oyuncu grubumuz sahaya çıkar, çatır çatır oyununu oynar puanını alır ve bu camiayı kimseye muhtaç etmeden ligde tutar ya da bizim diğer müsabakalardan lehimize çıkacak sonuçları takip edip el ovuşturup duayla ligde kalmayı bekleyeceğiz. Sayın başkan Ömer Korkmaz caddeyi görelim dese de maalesef bu oyuncu zümresinin futbol mantalitesiyle dibi görmeden bitirmek bize en büyük mucize olacaktır. Benim kanaatim bu yönde ama umarım böyle bir günde Fenerbahçe karşısında yüzü gülen taraf pek tabi biz oluruz. Nokta koyalım dersem küçük bir yaşanmışlıkla köşeye bağlamak isterim. 2005 Japonya Grand Prix'inde rakibi Michael Schumacher'i virajda geçtikten sonra Fernando Alonso; "Frene basacağını biliyordum Schumacher'in. Çünkü evde bekleyen eşi ve çocukları vardı." demişti. Evet, artık son viraja girdiğimiz bu yarışta bizimde kaybedecek bir şeyimiz kalmadı. Rakibimiz frene basmasa da biz gaza basmalıyız. Son 10 haftadır her müsabakaya dönüm noktası diye bakarken artık gerçek kırılma anı geldi çattı. Yere düşen kaybetmezmiş. Ayağa kalkmayan kaybeder düsturuyla artık ayağa kalkıp şu meşhur caddeyi bir görelim derim. Vesselam

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan DURUCAN Arşivi
SON YAZILAR