Gel ne olursan ol bu hafta gel
Aslında skor yanıltmasın. Dört gol atıp, kalemizde bir gol görüp üç farkla Karagümrük'ü deplasmanda yendiğimiz maçta sahada ezici bir üstünlüğümüz yoktu lakin Palut'un hamleleri yerinde olunca temsilcimiz fişi çekmeyi bildi. Son üç maçta ve iki haftasını tutuk geçirdiğimiz süreçte Gaziantep'e, bu sezonun ikinci mağlubiyetiyle bizi tanıştırma imkanını sağladık. Hemen akabinde araya kupa maçı sıkıştırarak Van temsilcisini kupa dışına iterek Malatya'yı evimizde konuk ettik. Puanları paylaştığımız bu müsabaka, belki de sezonun en tatsız mücadelesini ortaya koymuştuk ki iki maçta alınan bir puan içten içe tedirginlik yarattı. Bu anlamda Karagümrük müsabakasın önemi artarken istikrarı da galip gelerek sürdürmek gerekiyordu. Nitekim maçın hemen başında golü kalemizde gördük. Bizim bakış açımızdan kötü bir senaryo yazılmış olsaydı sanırım bu yeterli olurdu. Daha kötüsü bunun yanına sanırım bir de kırmızı kart eklemekle olabilirdi ki onun altından kalmak hiç de kolay olmazdı. Yani biz o kadarını kaldırabilir miydik bilemiyorum. Kalemizde gördüğümüz ilk gol bizi demoralize etse de krizi fırsata çevirmek adına da bir kapı araladı. Bu seviyelerde toparlanmak bazen güç olabiliyor ama biz o aralığı bu maç nazarında Amar Rahmanovic ile değerlendirmesini bildik. Zaman zaman yetenek ve kabiliyetinin üzerine koyan oyuncular arasına bu sefer de Rahmanovic adını yazdırdı. Yakın geçmişte Sokol Cikalleshi, Zymer Bytyqi, Serdar Gürler, Paul Jose M'Poku, Endri Çekici, Soner Dikmen ve Guilherme Sitya gibi isimler beklentinin üzerinde performans gösterdikleri maçlar olmuştu. Ki hala zaman zaman bunu da sahalarda görmeye devam ediyoruz. Kadroyu saymadık ama birkaç isim haricinde bu sezon nerdeyse tüm takım konsantre olmuş ve adeta "Daha fazla üzerine ne koyabilirim?" üzerine yarışıyor. Bu anlamda bu yarışın içerisine dahil olan Rahmanovic'e de teşekkür ediyorum. Tabi ikinci yarı skor anlamında üstünlüğü elimize alıp sahada ki kontrolü de tutmayı başarmış bir takım olarak Karagümrük vakit daraldıkça bocalamaya başladı ve maçın kırılma anı olarak adlandırabileceğimiz pozisyonda Michalak sahnedeydi. Kırmızı kart gören rakibe bir de frikikten gol atınca maç bitti. Geriden geldiğimiz maçı oyuna olan konsantrasyon ve üç puan arzusuyla alnımızın akıyla kazandık. Ve artık ilk yarı için son virajdayız ve önümüzde çok önemli bir hafta ve akabinde iki önemli müsabaka bulunuyor. Üst tarafı doğrudan ilgilendiren bu hafta da biz Antalya'yı evimizde ağırlarken rakiplerimizde birbirleriyle karşılaşacaklar. Ardından ensemizde bizi takip eden Hatay'a konuk olup Beşiktaş ile ilk yarıyı kapatıyoruz. Bu üç haftayı en az kayıpla kapatırsak ikinci yarıya hedefleri daha yüksek sesle dillendiren bir camia olarak gireceğimizden şüphe etmiyorum. O halde başkan Fatih Özgökçen'e kulak verin ve ligin sonunda büyük coşkuyu yaşamak adına Antalya maçında tribünler boş kalmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.