"Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm. Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı. Bayağı uğraştım. Hepsinin; ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Bayağı da para gitti. Birinin yediğini öbürü yemez. Ötekinin içtiğini beriki içmez. Dört kişilik sofra kurdum. Mumları da yaktım. Hepsi, Erick Satie severdi. Hatırladım. Müziği de ayarladım. Geldiler. 20 yaşında ben, 35 yaşımda ben, 40 yaşımda ben ve bugünkü ben, dördümüz. Yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum. Kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim. Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı "tutucu" buldu. Kırk yaşım ikisinin de "salak" olduğunu söyledi. Yatıştırayım dedim "Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı. Komşular alttan üstten duvarlara vurdular. Yirmi yaşım, kırk yaşıma bardak attı. Evin de içine ettiler. Bende kabahat. Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine.

******

Ali Poyrazoğlu ne de güzel dile getirmiş değil mi? Evet, yanlışım yok. Yani bu dizelerin sahibi Can Yücel değil. Aslında konumuz da bu değil. Lakin bu vesileyle ikisini de yâd etmiş olalım. Tabi Poyrazoğlu hayatta ve sağlıklı uzun ömrü olsun. İnsan; doğar, yaşar ve ölür. En sade haliyle sanırım yaşam böyle anlatılır. Az önce "Poyrazoğlu hayatta ve sağlıklı uzun ömrü olsun." demiştim. Peki ömür nedir? Ya hayat? Aslında hepsi yaşamdır, yaşam ise ömür ve hayattır. Peki hayatın anlamı nedir? İşte tam olarak da fark burada ortaya çıkıyor. Yani seni benden, onu bundan, şunu ötekinden ayıran en belirleyici rol burada yatıyor. Kimi zengin olmak ister. Olmak istemeyen var mı tabi bu da ayrı bir ironi ama zenginliğin de bir sonu yok sanırım. Bazısı, para nezdinde maddiyatın peşinden koşar. Kimi kariyer ister, kimisi de zaten doğuştan aşk için yaratılmıştır. Bunlar, ortalama bir yaşam için düşünülen olgulardır ki bir yudum suya muhtaç yada bir giydiğini bir daha giymeyen; sayıları binlerle ifade edilen alt ve üst kesimleri elbette kapsamıyor. Peki sana göre hayatın anlamı ne? İçerisinde bulunduğumuz ve tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde sağlık diyebilirsiniz. Torunumun bir tebessümü bana yeter de artar diyebilirsiniz. Binlerce liralık çantasını koluna takmasına rağmen bu soğuk kış günlerinde sobanın üzerine atılan patatesi afiyetle yemenin keyfini yaşayamaz bazısı. Çünkü onun için konfor alanı bu değildir. Ya mahkum için hayat? Elbette özgürlük olduğunu varsayarız. Benim yerim dar, örneklerin sayısını baktığınız pencereden siz zihninizde canlandırın lütfen. Para, aşk, kariyer, sağlık ve diğer bir çok kavram var. Bu birbirinden farklı olguların peşinden koşan birbirinden bağımsız insanların hangisi hayatın anlamını keşfetmiş olabilir? Üzgünüm ki bazı soruların yanıtı tam olarak verilmez, verilemiyor... Saydıklarım ne tek başlarına yaşamın anlamıdır ne de yaşamın anlamı bu tür tikel anlamların toplamıdır. Özüne bakacak olursak yaşamın kendisinin bir anlamı da yoktur. Anlam, ona bizim kendi kattığımız yorumdur. Tabi ki yirmisinde başka, yetmişinde bambaşka..