Hasan DURUCAN

Hasan DURUCAN

Tanrı İstemezse

Tanrı İstemezse

Eğri oturup doğru konuşmak gerekiyor. Yazık olmadı. Yani sahada yazık olacak bir oyun yoktu. Belki de bu sezon hakettiğimiz en makul mağlubiyet buydu. Ki skor da benim için sürpriz değildi. Maçtan beş altı saat öncesinde gazeteye uğramıştım. Spor müdürümüz Tolga abi "Skor ne olur?" diye soru yöneltti. "2-1 kaybederiz" dedim. Haber müdürümüz Hüseyin abiye döndü. "Stad doldu mu?" diye sordu. O da "38 bini geçti" dedi. Evet, böyle bir taraftar önünde oynamak kolay değildi. Konyaspor'un ne yapacağını kestirmek de gerçekten bazen yılan hikayesine dönüyor. Bu takım, Alanya'dan deplasmanda beş gol yiyip altı gün sonra Galatasaray'a Konya'da iki gol atıp üç puan alabiliyor. Kayseri'de onbeş yirmi dakikada iki gol yiyip olağanüstü bir geri dönüşle bu maçı üç puanla tamamlayabiliyor. İnanmak lazım. Yani takımın müsabaka öncesinde o maça olağanüstü konsantre olması gerekiyor ki kaybetse de sahada ortaya konulan oyun skoru örtebiliyor. Bu maç nazarında sahada Konyaspor yoktu. Evet, ilk yarı kendimizi hissettirecek gibi olduk ama Fenerbahçe'nin bizden daha fazla bu maçı alacağına takım olarak biz inandık. Geçtiğimiz günlerde İlhan hoca konsantre sorumuz yok diye demeç vermiş olsa da dışarıdan bakan bir göz olarak bazı maçlarda, bu maçların da belirli dönemlerinde ciddi bir adapte sorunu yaşıyoruz. Ki bu maçta bu sorunun süresi uzayınca yani biz her zamankinden bir tık aşağı da, Fenerbahçe de her zamankinden bir tık üste bir oyun sergileyince ortaya hiç de bizim istediğimiz gibi bir sonuç çıkmadı. Ama sanki tüm bu olabilecekler içime doğmuşçasına hem bu oyun hem de bu skor bana hiç de sürpriz olmadı. Tabi ki bunlar olacak şeyler ki hemen giydirmek gerekmiyor. 18 haftadır ligin ikinciliğini kimselere bırakmayan, arada ki bu puan avantajını açan da kaybeden de bu takımdır. Bir maç özelinde göklere çıkarmak doğru olmadığı gibi bir maçta da yerin dibine sokmak hiç etik değil. Şu dakika itibariyle hala transfer yapılmadı, yapılsaydı şöyle olurdu gibi söylemlerin de kimseye faydası olmuyor. Sezon başından beri bu camiayı sırtlayan bu takım, takımın içerisinde de bazı oyuncular var ki özel alkışı hakediyor. Puan farkı kapandıysa yine açılır. Ve Şampiyonlar Ligi hedefi adına bizim için ligin perdesi son kez açılıyor. Milli maç sebebiyle verilen aranın hemen ardından dördü içerde dördü dışarıda olmak üzere önümüzde sekiz maç var. Burada ki 24 puana elbette talibiz ama yine yol kazaları olacağı aşikar. Hatta o ikinciliği belki elimizden kaçırdığımız gün bile gelecektir ki bu süreci gerçekten çok iyi yönetmek gerekiyor. Bunu yönetmek elbette sadece teknik ekip veya sahada ki oyuncuyla bitmiyor. Hem basın, hem taraftar aynı istikamete doğru; olması gereken enerjiyle koşması gerekir. Umarım bunları yaşamak zorunda kalmayız ama konuşulması da gerekiyor. Her ne olursa olsun bu sezon lige renk veren bir takım hüviyetindeyiz ki Fenerbahçe taraftarlarına nerdeyse kapalı gişe maç oynatan; şampiyon olmuş gibi de sevindiren Konyaspor'a teşekkür ediyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan DURUCAN Arşivi