Hümeyra KARADAĞ

Hümeyra KARADAĞ

14 ŞUBAT BİZE UYAR MI?

14 ŞUBAT BİZE UYAR MI?

Çarşamba günü yani 14 Şubat, Sevgililer Günü…

İnsanın var oluşunun temelinde, Yaradanı tanımak, akıl ve gönül birliği ile inanmak, ilahi ahlak ve sevgi ile yaşamı, çevremizi, insanları sevmek olduğunu düşünüyorum. Gerçek sevginin insana manen ve maddeten güç, iyilik, neşe, enerji, bağışlama yetisi, iletişim huzuru, yaşam sevinci verdiğini biliyorum. Yaşamımda gözlemliyorum. İşini severek yapanların hem maddi olanaklara kavuştuğu hem de başarılı olduğu bir gerçektir.

Sevginin bizlere neler kazandırdığını pek düşünmüyoruz. Sevgililer Günü çoğunlukla, birbirine hediye almak, akşam yemeğinde buluşmak, sohbet, haha hihi düzeyindeki birliktelik olarak algılanıyor. Anlamı unutuluyor. SEVGİ bize neler sunar. Bakalım;

  • Sosyal başarı… İçimizdeki sevgi dışımıza, sempati, saygı, güler yüz, vefa, sorumluluk gibi tavırlarla yansıyınca, huzurlu ilişkilerle bütünleşince sosyal başarı kaçınılmazdır.
  • Kişilik gücümüz çoğalır ve yücelir. Dürüst, kendinden emin, olumlu, yapıcı, yardımsever, açık, destekleyici kişi güçlüdür.
  • Sevgi, bedenimizi, ruhumuzu hoşnut kılar, rahatlatır, kaslar gevşer, canlı/sempatik bir görüntü veririz. İçimiz ve dışımız yalansızdır. Yalındır.
  • Sevgi, bize takdir, öğrenme, iyilik, yardımlaşma gibi manevi yolların kapısını açar. Yaşamın çilelerine karşı direncimiz artar.
  • Yediklerimiz bedenimizi besler. Sevgi manevi dünyamızı besler.
  • Sevgimiz, en başta Allah sevgisi olarak içimizde derinlere doğru kök saldıkça, sabır, şükür, huzur vesilesidir.

Sevgisizlik ise, akıl durgunluğu, gönül körlüğüdür. Sevgisizlik iyilik, yardımlaşmak ve güzelliklerden uzak kalmaktır. Yaşamın insana sunduğu bu lezzetleri tadamamaktır.

“Sevmek haz alarak yaşamak ve her anın şükründe olmaktır. Sevdiğini kendisi gibi hatta kendisinden de çok hissetmektir.”

“Sevmek bir şey beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır. Gücenmemektir ve gücenmemeyi öğrenmektir.”

Sevmekle ilgili ne güzel bir tarihe sahibiz; Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber,

Aslı ile Kerem, Mem ile Zin ve daha niceleri… Hepsinin ayrı, anlamlı ve güzel hikâyeleri var.

Tarihimizde daha nice anlatılmayan böylesi hikayeler var ki, duyulmayan bilinmeyen daha nice hayatlar var.

Yakın tarihimizde Merhum Aşık Veysel’in başına gelenler halen hafızalarımızda.

Yine Merhum Yunus Emre ne güzel söylemiş;

Ben yürürüm yane yane

Aşk boyadı beni kane

Ne akilem ne divane,

Bana seni gerek seni.

Son söz,

Sesiniz… Sözünüz… Haliniz… Gözleriniz... Hep aşkla, sevgi ile dolsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hümeyra KARADAĞ Arşivi