Kadın olmak...
Bugün siz değerli okurlarımızla birlikte olma şansını bana veren BBM Medya Group’un tüm yetkililerine ve çalışanlarına teşekkür ederek “merhaba” demek istiyorum.
Konuşmanın çok kolay; ama yazmanın bir o kadar zor olduğunu bilerek sizlerle zorlu bir birlikteliğe başlarken en kötü günlerimiz böyle olsun diyorum.
Şehrimi, ülkemi, insanlığı seven hayata en zor şartlar altında bile olumlu bakmayı becermeye çalışan bir insan olarak, yakın zamanda süslü demeçler, yaldızlı cümlelerle kutladığımız, kutladığımızı sandığımız ve maalesef biz kadınlarında kandığımız Dünya Kadınlar Günü’nün ıslaklığı kurumadan yine ülkemizde kadın cinayetleri ve kadınlara yapılan tacizden saldırılara haberlerle günlere başlıyoruz.
Kadına olan sevginin, kadına duyulması gereken saygının açıklamalarla, reklam filmleri ile olamayacağını bunu başaramayacağını artık görebilmeliyiz.
Elbette ülkemizi yöneten yetkililer kadına karşı önce “insan” sonra “İslam” daha sonra da “kanuni” olarak nasıl davranmamız gerektiğini bizlere öğretmeye, hatırlatmaya çalışıyorlar.
Ama olmuyor işte.
Demek ki biz bir yerlerde yanlış yapıyoruz.
Hadi buna yanlış da demeyelim ve her zaman yapmaya çalıştığımız gibi iyi niyetli olalım; eksik yapıyoruz.
Kadına saygı önce evde başlar.
Her şey eğitim saygı, sevgi, ahlak, davranış güzelliği evde annenin babanın kardeşlerin yanında bir çocuk görmeye başladığı duymaya başladığı andan itibaren başlar.
Bir çocuk için örnek rol madem anne babadır. Dede ve ninedir.
Çocuk ilk önce babasının annesine davranışını görür. Tabii annesinin de babasına olan tavrını öğrenir.
Ve çocuk gördükleri ile büyümeye başlar.
Okula başlaması ile birlikte evde gördüklerini, yaşanılanları bu kez arkadaşları ile oyunda bile yapmaya başlar.
Aslında hiçbir evladımız yaramaz, huysuz, kavgacı değildir.
Biz çocuklarımıza önce evde örnek anne baba olmayı başarabilirsek o çocuk alacağı eğitim ve öğretim ile bizlerden çok daha iyi olacaktır.
Yüce Allah’ın bizlere verdiği özelliklerin öne çıkmasında ya da içimizde bastırılmasında o sihirli kutunun kapağını önce bizler çocuklarımızın gözünün önünde evde açıyoruz.
Bugün ülke insanının geldiği noktada gençlerin saldırganlığı, kedilere köpeklere karşı yapılan insanlık dışı vahşetin nedenlerine inebilmeliyiz.
Eğer evde insana, hayvana, çiçeğe böceğe sevgi büyükler tarafından gösterilerek yaşatılırsa o çocuk asla oturduğu sırayı çizmez, kazımaz ve kırmaz.
Gençlere kızmadan önce kendimize kızmalıyız.
Hatayı kendimizde görebilmeliyiz.
Ve zaman içerisinde şiddetin dozunu ayarlayamayan ve öfkenin vahşete dönüşmesinde de aileden başlayan eğitim hatalarında ya da eğitimsizliğimizde ki hatalar zincirini görmeli ve bu zincir büyümeden kırmalıyız.
Bu zinciri yine sevgi, saygı, merhamet, insanlık kıracaktır.
Haftaya görüşmek ümidi ile bu haftalık hoşca kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.