Mimar Sinan’ın Efsaneleri
Türk mimarisinin efsane ismi Mimar Sinan ile ilgili efsaneleri duymuşsunuzdur, okumuşsunuzdur. Mimarların piri Mimar Sinan, askerî, politik ve ekonomik gücünün de zirvede olduğu 16. yüzyılda, dünyanın merkezi olan İstanbul'da birbirinden çarpıcı eserler inşa etmiştir. Sinan'ın Şehzade Camii'nden sonra tasarladığı Süleymaniye, içerdiği farklı işlevli yapılar topluluğu olarak, Türk mimarlık tarihinin de en büyük ve en geniş kapsamlı külliyesi sayılır. Öldüğü zaman Sinan'ın ünü, artık bütün bir imparatorluğun sınırlarını aşmıştı. Sinan yaşadığı çağa sığmamış ve ölümsüz bir türkü halinde yankılanmıştır.
Bu tarihten itibaren büyük şöhrete kavuşan Sinan'ın hayatı ve yaptığı işler halk arasında hikâyelere, rivayetlere konu olmuş, daha sonraları bu hikâye ve rivayetler efsanelere dönüşmüştür. Adeta bir destan kahramanı kimliğine büründürülmüş ve bir efsane gibi halk arasında dillerde dolaşan hikâyelere konu olmuştur.
Ters Lale
Sinan, Padişah İkinci Selim'den bir cami siparişi alınca, uygun bir yer aramaya çalışmıştır. Padişahın Edirne'de yaptırmayı düşündüğü cami için, Sinan beğendiği yerin sahibi aksi bir kadınmış. Cami için beğenilen yerde o zamanlar lale bahçesi varmış. Sinan, Selimiye Camiinin şimdiki yerini beğenmiş, ama arsa sahibinin rızasını almak öyle sanıldığı kadar kolay olmamıştır. Arazinin sahibi olan kadın yeri vermek istemeyince Sinan, Sultan İkinci Selim ile birlikte çıkılan bir Balkan seferi dönüşünde Edirne'deki arsaya gelirler. Kadın, karşısında yüce hünkârı görünce ve aynı teklifi ondan da duyunca kabul etmekten başka çaresi kalmaz. Ancak bunu bir şart ile kabul etmiştir. Kadın camide lale motifleri kullanılmasını ve bir zamanlar burasının Lale bahçesi olduğunun unutulmamasını ister. Bu istek İkinci Selim tarafından kabul edilir ve Mimar Sinan'a bu isteğin yerine getirilmesi talimatı verilir.
Mimar Sinan, gönülsüz olarak kadının arzusunu yerine getirir ve Camii'nin tam ortasında yer alan müezzin mahfilinin sol ön ince mermer ayağının iç kısmında, yaklaşık 5 cm boyunda ve ters olarak sütuna işletir. Rivayete göre Sinan'ın işlettiği lale motifi, caminin arsası içinde eskiden bir lale bahçesi olduğunu, , ters yapılması ise sahibinin tersliğini ifade etmektedir.
Sinan'ın Nargile İçmesi
Süleymaniye Camii inşaatının uzaması ile ilgili bir diğer rivayet de şudur: Süleymaniye Camii'nin bir türlü tamamlanamayışı üzerine sinirlenen Kanunî Sultan Süleyman, hışımla atı ile birlikte Süleymaniye'nin şantiyesine girer. Bir de ne görsün, Mimar Sinan büyük kubbenin altında ve Cami'in tam ortasında oturmuş nargile içiyor. Sinirlenen Padişah Sinan'a söylenmeye başlamış:
- Benim Cami'im neden bir türlü bitmiyor Mimar başı? Şimdi sebebini anladım. Bizim Mimar başı oturmuş nargile fokurdatarak keyif çatıyormuş demek ki… Sebebi şimdi zahir oldu.
Sinan da: Devletli padişahım, benim maksadım nargile içerek, keyif çatmak değildir. Benim muradım Cami içindeki dumanın gidiş yönünü tespit etmektir. Zira cami içinde yanan yüzlerce kandilden çıkan islerin ne tarafa doğru gittiği tespit edilirse, o tarafta bir is odası yapılabilir. O zaman hem Cami islerinden kurtulur, hem de toplanan islerden âlâ mürekkep yapılıp hattatlara verilebilir, demiş. Bunun üzerine padişahın sinirleri yatışıp, Mimar başına “aferin” diyerek taltif etmiştir.
Büyük usta Sinan'ın hikâyelere konu olan söylenceleri de hikmet, marifet ve derslerle dolu nice mesajlar taşımaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.