KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3800 %0,31
48,5470 %0,51
4.845,51 % 0,00
Ara

Oruç ibadeti ve açlık

YAYINLAMA:

Bugün Ramazan ayının 5. günü ve bu yıl yapılan hesaplamalara göre 29 gün oruç tutacağımız söyleniyor. Allah hepimizin ibadetlerini kabul etsin. Tabi burada sizlere oruç ya da Ramazan ayı ile ilgili bilindik şeyler yazmayacağım, herhâlde bu konuda da en son bilgisine başvurulacak kişi benimdir.

Dinimizde Oruç ibadeti, her sene güneşe göre uyarlanan takvim (Miladi) ile aya göre uyarlanan (Kameri) takvim arasındaki 11 günlük farktan dolayı her sene 11 gün önce gelmektedir. Ömrünün 40’lı yıllarını yaşamakta olanlar için ağustos ayının kavurucu sıcaklarında ya da kış aylarının dondurucu soğuklarında oruç tuttuğu zamanlar hemen hepimizin hafızalarındadır. Oruç önce aklımızı sonra da bedenimizi, sakinleştirir.

Peki, açken vücudumuzda neler olur? Vücut neler yapar? Bu hafta birazcık bu konularla ilgili sizlerle paylaşmak istediklerim var.

Normal bir insanda günlük enerji harcamalarının %60-75’i (yaklaşık 1500 kcal) bazal metabolizmaya gider. (Günlük rutinler) Merkezi sinir sistemi ise tek başına günde 100-160 kcal enerji harcar ve bunun tamamı glukozdan gelir. Vücudumuzda enerji; glikojen (1600 kcal), mobilize edilebilen protein (24000 kcal) ve yağ (135000 kcal) olarak depolanır. Açlık başlayınca ilk önce glikojen depoları mobilize olur ve yaklaşık 24 saatte boşalır. Vücuda gıda takviyesi yapılmadığı sürece vücutta depolanan sırası ile yağlar, proteinler yakılmaya başlanır. Dengeli beslenme ya da iştah kontrolünün püf noktası olan, bilimsel araştırmalara bakıldığı zaman; insan beyni tokluk hormonunu en çok sağlıklı yağlar tüketildiğinde salgılıyor. Badem, ceviz, avokado, yağlı balıklar ve chia gibi sağlıklı yağ deposu olan gıdalar iştah kontrolünün en büyük destekçileri olduğu bilimsel veriler arasında.

Tabi vücudumuzda oluşan bu reaksiyonlar sonucu bize uyarı gönderen açlığımızın fiziksel manası dışında, duygusal ya da hedonik (zevk ya da haz amaçlı) açıdan bir anlamı olabilir, Bilim insanları bunu anlamlandırmak üzere çalışıyor. Bu pencereden, kendi açlık sebebimizi belirleyip ona göre vücudumuzu beslemek, yaşam kalitemizi daha çok artıracaktır. Daha detaylı bakarsak

1.Biyolojik (Homeostatik)Açlık; En son besin tüketiminizin üzerinden yaklaşık 3-5 saat geçmişse homeostatik açlık hissediyor olabilirsiniz; bu genellikle kademeli hissedilir yani aniden gelmez. Tüketeceğiniz besinlerde spesifik şeyler aramazsınız. Açlığınız bekleyebilir, ertelenebilir ve onu kontrol edebilirsiniz. Buradaki amaç genellikle besin fark etmeksizin aç olan karnınızı doyurmak üzerinedir.

2. Duygu Odaklı: Duygusal Açlık Duygusal açlıktaysa, durum fiziksel açlığa kıyasla aniden ortaya çıkar. Genellikle daha özel besinlere karşı yeme isteği uyandırır. Çikolata, pizza, et ya da makarna gibi duygu durumunuzun değişikliğine göre besinsel anlamda da özel tercihlerde bulunabilirsiniz. Stresliyseniz tatlı besinlere, öfkeliyseniz pütürlü besinlere karşı duygusal yeme davranışı geliştiriyor olabilirsiniz. Genellikle tüketimden sonra pişmanlık hissi de bu açlığa eşlik eder.

3. Haz Odaklı: Hedonik Açlık Hedonik açlık, enerji ihtiyacı olmaksızın lezzetli besinlerin tüketimiyle sağlanan haz amacıyla besin tüketimi durumudur. Bu açlık türünde vücudun ihtiyacı olmamasına rağmen bireyleri besin tüketimine yöneltir. Eğer siz de yemek sonrası ne kadar tok hissetmenize rağmen en sevdiğiniz tatlıyı tüketiyorsanız hedonik açlık yaşıyor olabilirsiniz. Çünkü durum tamamen haz hissedilmesiyle ilişkili.

Duygusal yeme ve haz odaklı yeme davranışını önlemenin ilk yolunun, farkındalık olduğunu bilmek gerekiyor. Duygularımızı anlamamız, besin tüketim davranışınızı etkiliyor. Bu yüzden abur cubura yöneldiğinizde ya da tok olduğunuz halde bir besine yöneldiğinizde kendinize “Gerçekten aç mıyım?” diye sormanız o anki duygularınızın farkına vararak, besin tüketiminizin sonlanmasını sağlayabilir. Böylelikle fazladan kalori alımını önleyerek kilo kontrolüne yardımcı olursunuz. Açlığınızı fark etmenin bir diğer yolu da besinleri yavaş yemeden geçiyor. Yavaş yediğinizde hem doygunluk hissedecek hem de tat tomurcuklarıyla besinin tadına daha iyi vararak haz alma duygunuz tatmin olacağı için aşırı besin tüketiminin de önüne geçmiş olacaksınız.

Can sıkıntısı, duygusal dengesizlikler veya hormonal dalgalanmalar nedeniyle hepimizin zaman zaman yaşadığı açlık atakları özellikle kilo vermek isteyen bireylere zor zamanlar yaşatabiliyor. Ama önemli olan bunun üzerinde ısrarla ve azimle durabilmek, başarı ancak öyle kazanılabiliyor.

Bu arada yazımı okuyacağına inandığım bir dostumun şu sözleri söylediğini duyar gibiyim; Beden sağlığı tamam önemli bir konu ama bunun yanında akıl sağlığı ve ruh sağlığımız nasıl, manevi beslenmemiz için yapmamız gerekenler ne olacak?

Şimdiden, duyacağım bu soruların cevabını da hazırlamaya başlasam iyi olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *