Sabretmeyi bilirsek mutlu olacağız
Geçen yıl mübarek ramazan ayını nasıl geçirdik? Bu yıl nasıl geçireceğiz? Kafalarımız karışık. Ancak tek inandığımız nokta içerisinde bulunduğumuz bu mübarek ayların dünü aratmayacak şekilde bizlere insanlığa güzellik getirecek olmasıdır.
Evet İslam alemi olarak Konya olarak Ramazan ayına hazırlanırken omuzlarımızda farklı yükler vardı.
Neydi bu yükler?
Elbette ki vaka sayısı, ölüm sayısı ve yoğun bakımdaki hasta sayıları hızla artan hastalık yeniden o ilk başlardaki seyrini yakalamış, ikinci pik mi, üçüncü pik mi soruları arasında tavan yapıyordu.
Neydi bir diğer yükümüz.
Pandeminin getirdiği ekmek, aş, işteki yeni ağırlıklar.
Bunların bizler için yeni bir imtihan olduğunu hiç aklımızdan çıkarmıyoruz.
Çünkü Yüce rabbimiz ne diyor “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.”
Ve yine biliyoruz ki “Yüce Allah sabredenlerledir”
Allah sabredenleri sever ve sabredenlere Allah müjdeler verir ve hep sabredenlerle birlikte olduğunu müjdeler.
Sabır ve sabırla ilgili kelimeler Kur'an-ı Kerim’de 103 yerde yer alır.
“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele”
Mesela bu hikaye bu zor dönemde hepimiz için çok önemlidir diye düşünüyorum.
..............
Kur'an-ı Kerim Hz. Eyüp’ün sabrı, “sabr-ı cemil” yani güzel sabır olarak tanıtıyor.
Hz. İbahim’in (AS) neslinden ve Hz. İshak’ın torunu olan Hz. Eyüp (AS) besicilik sayesinde bir çok koyun, deve ve ineğe sahipti ve çok zengin biriydi. Buna ilaveten çiftçilik sayesinde bir çok bağ, bahçe, çoban, ebbal, köle ve çocukları vardı. Fakat tüm kazancı ve çalışmaları her zaman adalete dayalıydı, ilahi hak ve insanların hakkını öder, Allah nimetleri için şükreder ve maddi işler hiçbir zaman onun Allah’a ibadet ve kulluk etmesini engellemezdi.
Her zaman sofrasında yetimler hazır bulunur, yoksullara yardım ederdi.
Hz. Eyüp’ün 7 erkek ve 3 kızı vardı ve her zaman sahip olduğu nimetler için Allah’a bolca şükreder, dini ve insani görevlerini en iyi şekilde layıkıyla yerine getirirdi
İblis Hz. Eyüp’ün kulluk ve ibadetini kıskandı ve Allah’a hz. Eyüp’ün yaptığı ibadet ve şükürlerinin sadakat yüzünden değil, en iyi ilahi nimetlere sahip olduğu için yapıldığını iddia etti.
Yüce Allah ise Hz. Eyüp’ün sadakatini ispatlamak için önce malını ve çocuklarını ondan aldı ardından çok ağır bir hastalığa düşürdü, öyle ki tüm vücudunu hastalık sardı.
Kent halkı Eyüp’e yüz çevirdiler ve hastalığının yayılmaması için onu şehir dışına sürerek çok kötü bir yere yerleştirdiler; fakat eşi asla onu yalnız bırakmadı ve Hz. Eyüp’ü tedavi etmeye başladı
Acılar dolu 7 yıl içinde Hz. Eyüp tüm mal varlığı, evlatları ve hatta sağlığını kaybetmesine rağmen asla yüce Allah’a şükretmekten el çekmedi ve hatta daha da kararlı bir şekilde devam etti.
Aynı dönemde Hz. Eyüp’e iman edenlerden üçü onun yanına giderek, yaşadığı zorluklar ve ağır hastalığının, yaptıklarının sonucu ve Allah’ın azabı olduğunu söylediler.
Bu sözler ise Hz. Eyüp’ü derinden incitti.
Bunlara ilaveten diğer bazı ruhsal olaylar da o hazrete ağır darbeler indirince yüce Allah’a seslendi.
Kur'an-ı Kerim’in Enbiya suresinin 83. Ayetinde şöyle diyor:
“Eyyûb’u da an! Hani rabbine, "Başıma bu dert geldi. Ama sen merhametlilerin en üstünüsün" diye niyaz etmişti.”
Hz. Eyüp yüce Allah’a “sen beni hasta ettin bana acı” demedi, yaptığı dua ile kendi hedefini çok farklı ve en güzel biçimde beyan etti.
Kur'an-ı Kerim’in Sâd suresinin 42 ve 43. Ayetlerinde yüce Allah Hz. Eyüp’e şöyle vahiyde bulunuyor:
“Ayağını yere vur (dedik), işte yıkanılacak ve içilecek serin bir su!"
Tarafımızdan bir rahmet ve akıl iz‘an sahipleri için de anılacak bir örnek olmak üzere ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha bağışladık.
Ardından Sâd suresinin 44. Ayetin bir bölümünde:
“Gerçekten biz onu sıkıntılara dayanıklı bulduk. O ne güzel bir kuldu! Yönü hep Allah’a dönüktü.”
Böylece Hz. Eyüp sağlığına kavuştu, gençleşti ve her şey eski haline döndü, kaybettiği her şey daha da iyi ve daha da fazla ona geri verildi.
Tabi ki tüm bunlar o Hazretin zorluklarda Allah’ı unutmaması, sabretmesi ve dua etmesi sayesinde gerçekleşiyordu.
..............
İçinde bulunduğumuz günler, gelecek adına hissettiğimiz kaygılar Hz. Eyüp’ün çektiği sıkıntılardan daha mı zor?
Biz şimdi Ramazan ayının bereketi ile yepyeni bir moda geçmeli ve bu günlerde daha çok okuyarak, daha çok bilgi sahibi olarak, daha çok içten inanarak günümüze, içinde bulunduğumuz ana şükrederek zorluklara sıkıntılarna sarılmalıyız.
Çünkü her sıkıntı her üzüntü bizler için birer küçük imtihandır.
Biz inandıkça ve bu günlerin bereketi ile dua ettikçe biliyoruz ki geleceğimiz bugünlerden çok çok daha iyi olacak.
Değerli BBN Haber okurları Ramazan ayınız bereketli, huzurlu, sağlıklı, mutlu ve hayırlı olsun inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.