Hüseyin Altay

Hüseyin Altay

Yaşasın, herkes üniversiteli oluyor!

Yaşasın, herkes üniversiteli oluyor!

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün, 2021-Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) tercih yapan adayların yüzde 85,80'inin yükseköğretim programlarına yerleştiğini bildirdi.

 “Maşallah” mı diyelim “hayırlı olsun” mu diyelim bilemedim.  Geriye kalan yüzde 14,20 için de umutlar tükenmiş değil.  YÖK Başkanı, “İlk yerleştirme işlemleri neticesinde herhangi bir programa yerleşemeyen gençlerimizin de üzülmemelerini ve bilhassa ümitsizliğe kapılmamalarını tavsiye ederim" diyor. Durun yahu bitmedi daha…

Devamı da var: "Boş kalan kontenjanlar için ek yerleştirme ve devamında bu seneye has yapılmasını kararlaştırdığımız ikinci ek yerleştirme işlemlerinde şansınızın devam ettiğini özellikle hatırlatmak isterim."

Önce baraj düştü, şimdi de ek yerleştirmenin ek yerleştirmesi geliyor. Yani bu şartlarda halen üniversiteli olamayan şapkasını önüne alıp düşünmeli. Daha ne yapsınlar?

Maalesef eğitim kalitemiz gün geçtikçe düşüyor. İlkokulları, ortaokullarda ve liselerde “sınıf tekrarı”nın kaldırıldığından bu yana zaten eğitimin cılkı çıkmıştı. Şimdi üniversiteleri de sürece dahil ederek tüy dikme işi tamamlanmış durumda.

Anlaşılan o ki bugüne kadar gençlerimiz için sayısız fırsatlar oluşturan, gençlere çok kıymet veren Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın eğitim konusundaki derdi, serzenişi bir süre daha bitmeyecek.

Her fırsatta “Eğitim ve kültürde tam istediğimiz seviyeye ulaşamadık.  Devlet eğitime bu kadar pay ayırırken bu olmaz. Demek ki bazı yerlerde tıkanıklık var.” açıklamaları yapan Sayın Cumhurbaşkanımızın eğitim konusunda yüreğinde bir yara olduğu aşikar.  Milli Eğitim sisteminde sayısız bakan ve müfredat değişikliğine rağmen arzu edilen olmuyor. Yükseköğretimde ise ne yazık ki yüksek liseye dönmüş durumda. Her şehre üniversiteler açarak,  herkesi üniversiteli yaparak da arzu edilen kaliteye ulaşılamayacağı aşikar.

Peki nedir bu ısrar? Doğrusu anlamak mümkün değil.

Bir an önce taa okul öncesinden başlayarak eğitim sistemini değiştirmemiz gerekiyor. Meslek liseleri yaygınlaştırılmalı hatta ortaokul seviyelerinde atölye veya çıraklık eğitimleri verilmeli.

Bugün sanayide çalıştıracak genç bulamıyorsak, birçok sektörde istihdam Suriyelilere kalmışsa bunun en büyük sebebi eğitim sistemidir. 4+4+4 zorunlu eğitim dayatmasıyla birlikte çocukların sanayiye ulaşması 17-18 yaşını buluyor. Sonrasında “bu kadar okuduk bir de üniversite okuyalım”  dedin mi, arkasından da askerlik ve evlilik süreçlerine dahil oldun mu hop “diplomalı işsiz”ler ailesine üye kaydı!

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ

Malum dün öğretmenlerimiz iş başı yaptı. Birinci sınıflar için de uyum süreci başladı. Haftaya da okullar tamamen açılacak. Sıralar dolacak. Herkes imkanlar doğrultusunda hayallerine kavuşmak için dirsek çürütecek!

Tabi bizim bir de kitaplarda yazan bir anayasal hakkımız var; eğitimde fırsat eşitliği…

Nedir bu eğitimde fırsat eşitliği derseniz; “okullarda ve eğitim sisteminde tüm öğrencilere eşit öğrenme fırsatları sunulması” cevabın alıyorsunuz. Yerseniz eşitsiniz! 20 bin liradan başlayıp 70-80 bin liralara kadar çıkan özel okullar var. Devlet okullarında da eğitim kalitesi mutlak suretle artmalı. Burada en büyük görev ve sorumluluk da önce kıymetli öğretmenlerimiz ve okul idarecilerimize düşüyor. Onlara işlerini öğretmek haddimize değil. Ama mutlaka bir yolu vardır. Bu çocukların aradaki uçurumu kapatabilmeleri, onlarla aynı arenaya çıkabilmeleri için kalitenin yükselmesi şart. Artık seviye grupları mı olur yetiştirme kursları mı olur bilmiyorum. Ancak imkanı olmayıp çok da başarılı öğrencilerimizin olduğu gerçek. Bu çocukların mutlak suretle nitelikli eğitim almaları şart.

35 kişilik sınıfta eğitim isteklisi ve başarılı çocuklarımız maalesef zorunlu olarak okula gelen, dünyasında ders, kitap, okuma olmayan diğer grubun yüzünden hak ettikleri eğitimi alamıyor.

 Maalesef kimseyi zorla okutamıyoruz. Okutamayacağız da. Herkesin yeteneği, ilgisi, zeka türü farklı. Öğrenciye “Çoklu zeka testi” uygulamadan, çocuğun baskın zeka türünü ya da özelliklerini bilmeden, kimin neye yeteneği olduğunu keşfetmeden herkesi aynı sıraya oturtarak da eğitimde başarıyı yakalayamayız. Dahası sepetteki sağlam elmaların çürümesini de engelleyemeyiz. Eğitimin her kademesinde gönüllülük esas olsun, çocuklarımız bir amaç uğruna okula gitsin. 

 

  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Altay Arşivi