Geçtiğimiz hafta sonu yıllar önce geride bıraktığımızı umduğumuz düşündüğümüz bir kabusu Otobüs kazaları kabusunu yine yaşadık.

Artık hiç yaşamak istemediğimiz ve yine maalesef ihmalin baş rolde olduğu iki kaza !

İlk üzücü kahreden haber geçtiğimiz Cuma günü Manisa nın Soma ilçesinden geldi. Bir yolcu otobüsü   sağ şeritte bekleyen TIR'a çarptı. Katliam gibi kazada, 6 yolcu kaza yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan 1'i yabancı uyruklu 42 yolcu ise çevre hastanelere kaldırıldı. Otobüste 3'ü çalışan 50 kişinin olduğu öğrenildi.

İstanbul-İzmir kara yolunda seyir halinde olan başka bir yolcu otobüsü de sağ şeritte bekleyen Hasan K. idaresindeki TIR'ın römork kısmına çarptı.

Yolda fren izine rastlanmazken, otobüs şoförünün direksiyon başında uyumuş olabileceği üzerinde durulduğu öğrenildi.

Bu kazanın şoku henüz atlatılamamışken bir acı haberde Pazar sabaha karşı Edremitten geldi. Balıkesir OSB Çevre Yolu'ndan Edremit ilçesine doğru seyir halindeki Zongudak-İzmir seferini yapan yolcu otobüsü, kontrolden çıkarak devrildi.

Kazada 11 kişi olay yerinde hayatını kaybetti. Bölgeye gelen 112 Acil Servis ekiplerince hastaneye kaldırılan 4 yaralı da müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kaza yerinde yapılan ilk incelemede yolcu otobüsünün 95 kilometre hızla viraja girdiği, yaklaşık 40 metrelik fren izi olduğu tespit edildi.

Yine çarpıcı birdetay da iki kazada da şoförlerin uyuduğu iddialarıydı.

Elbette bu iddialar araştırılacak ve ortaya çıkacaktır. Ancak maalesef yapılan ilk incelemeler olayların oluş yerleri ve şekilleri ile saatler direksiyon hakimiyetinin bir şekilde kaybedildiği yani uyunduğu yolunda !

Peki neden? Neden yorgun ve uykulu sürücüler direksiyon başına geçiyor yada geçmek zorunda bırakılıyor.Neden onlarca can belirsiz yolculuklara çıkmak zorunda kalıyor ?

Geçmiş yıllarda da ekonomik olarak dar boğaza giren Otobüs sektörünün nitelikli personel kaybı yaşadığını,bakımsız araçlarla yollara çıkıldığını,ek seferler adı altında son anda giydirme yapılan veya logo bile taşımayan kiralık otobüslerle yolcu taşındığını, kaçak yakıt yüzünden otobüslerin yandığını yaşadık gördük. Ama işte insan aklı çabuk unutuyor hatırlamıyor bazı şeyleri muhtemelen bu iki elim kaza da böyle olacak ! Birkaç gün konuşacağız sonra… sonrası haberlerde kalan hayatlar. Allah hayatını kaybeden yolculara rahmet kederli ailelerine sabır ve başsağlığı versin. Yaralılara acil şifalar versin. Elimizden maalesef başka bir şey gelmiyor. Yapmamız gereken ise gerçekten can yakıcı sıkı tedbirler almak evet artık otobüs isimleri kapatılmıyor ifşa ediliyor ama yetmez. Gerek otobüs bakımları gerek şoförlerin eğitim ve kurslarının tam ve eksiksiz olması. Maaş vs haklarının firmalar tarafından verilmesi şart. Ve mesela yılda belirli sayıda sebep olunan kaza sayısı ve vefat yaralı durumlarına göre firmalara kapatma ve sahiplerine hapis cezası gelmeli. Ağır vasıta Tır Kamyon kullanıp sonra ufak bir farkla Otobüs kullanmaya başlayan şoförler varsa bunlar tespit edilmeli evrakları sınavları incelenmeli. Taşınanların can olduğu insan olduğu sebze meyve kamyonu gibi araç kullanılamayacağı hız limitlerine uyulması dinlenme ve mola kurallarına riayet edilmesi lazım. Otogara girme yarışları olmamalı ! Ve tabii ki vatandaşlarımızda bu noktada daha duyarlı daha dikkatli olmalı şoför, firma veya otobüste en ufak bir ihmal sorun görülürse önce personeller uyarılmalı ardından kolluk kuvvetlerine polis’ e jandarmaya haber verilmeli. Aman bana ne denmemeli !! Ve tabii emniyet kemeri. Edremit teki kazada hafif yaralanan bir bayanın orta sıralarda kemeri takılı oturduğu, kaza sonrasında otobüsten dışarı savrulan diğer yolcuların aksine kemerini çözüp hafif yaralı olarak otobüsten çıktığını öğrendik. İşte bu EMNİYET KEMERİ HAYAT KURTARIR. Sözünün ne kadar doğru olduğunun ispatı gibiydi. Dileriz bir daha böyle üzücü kazaları köşemize taşımak zorunda kalmayız. Dikkat ve kurallara uyarsak trafikte ve hayatın her alanında minimum risk almış oluruz.