BALKANLARDA SAVAŞ TEHLİKESİ
Balkan coğrafyası bizim için önemli bir yerdir. Evlad-ı Fatihan olarak adlandırılan bölge bize Osmanlı'dan miras kalmıştır. Aliya ülkesini Türklere emanet etti. Bu yüzden o bölgede en ufak olumsuz durum bizi yakından ilgilendiriyor.
31 Temmuz'da Kosova’da siren sesleri duyuldu. Kosovalı Sırplar, Sırbistan sınır kapısını kapattılar. Olayın aslı Kosova’da yaşayan Sırplar dahil herkesin Kosova kimlik kartı ve plakasına sahip olma zorunluluğunu getiren yasanın çıkarılacağını bildirmesi üzerine Sırplar bazı şehirlerde yolları kapatmıştı. Bu gerilimin üzerine Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın “Kosovalı Sırpların daha fazla zulme tahammül etmeyeceği” açıklaması gerilimi tırmandırmıştı.
Türkiye’nin girişimleri ve Diğer Avrupa Ülkelerinin sağduyu açıklaması ve Kosova hükümetinin aldığı karardan geri adım atması ortamı biraz yumuşattı. Fakat geçtiğimiz günlerde Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın “Arnavutlarla yapılan görüşmenin başarısız olduğunu” açıklaması bölgede ortamın hala sıcak olduğunu göstermektedir.
1992-1995 yılları arasında olan ve derin acılar bırakan savaşın izleri hala durmaktadır. Sırpların yaptıkları katliamlar hala hafızalarımızdadır. O zaman ki konjonktürde yalnız bırakılan bir Bosna Hersek vardı. Dünya sadece izlemiş ve Müslümanlar şehit edilip her türlü işkenceye maruz kalmıştı. Ama şartlar değişti ve Balkanlar yalnız değil. Olası bir savaş durumunda şartların eskisi gibi olmayacağını ve oradaki Müslümanların yalnız olmayacağının da bilinmesi gerekir. Evlad-ı Fatihan yurdunda yeni bir katliamın yapılmasına izin verilmeyecektir. Sırbistan saldırgan tutumundan vazgeçip diyalog içinde olmalı. Fakat Sırpların tutucu ve saldırgan tavrı yeni bir savaşın kapıda olduğunu gösteriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.